Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2023/847 E. 2023/5091 K. 20.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/847
KARAR NO : 2023/5091
KARAR TARİHİ : 20.06.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2014/282 E., 2016/377 K.
SUÇLAR : Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, kasten yaralama, tehdit, hakaret, mala zarar verme
HÜKÜMLER : Beraat, mahkûmiyet, hükmün açıklanmasının geri bırakılması, hüküm kurulmasına yer olmadığı

Kovuşturma aşamasında usulüne uygun olarak sunulan vekaletnameler uyarınca, katılanlar …, … ve katılan sanık … vekili olarak duruşmalara kabulüne karar verilen Av. …’nin 12.05.2016 tarihli dilekçesi, katılan … … ve sanık … vekili olarak duruşmalara kabulüne karar verilen Av. …’ın ise 13.05.2016 tarihli dilekçesi ile, adı geçen tarafların taşıdıkları katılan veya sanık sıfatları yönünden kurulan tüm hükümlere yönelik temyiz talebinde bulundukları kabul edilmiştir.
Sanıklar … ve … hakkında katılan …’ye karşı tehdit suçundan, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 231 inci maddesinin beşinci fıkrası uyarınca verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarının aynı Kanun’un 231 inci maddesinin onikinci fıkrası gereği itiraz yoluna tabi olduğu; sanıklar …, … ve … hakkında katılan …’ye karşı mala zarar verme suçundan neticeten hükmolunan 2.000,00 TL adlî para cezasına ilişkin mahkûmiyet kararlarının tür ve miktarları itibarıyla 14.04.2011 tarihinde yürürlüğe giren 31.03.2011 tarihli ve 6217 sayılı Kanun’un 26 ncı maddesi ile 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 2 nci maddesi uyarınca kesin nitelikte bulundukları; sanıklar …, … ve … hakkında katılan …’a karşı mala zarar verme suçundan verilen hüküm kurulmasına yer olmadığına dair kararın 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 223 üncü maddesi kapsamında hüküm niteliğinde olmadığı, anlaşılmıştır.
Katılan sanık …, sanıklar …, …, …, … ve … hakkında diğer suçlardan kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının, 14.04.2014 tarihli iddianamesi ile katılan sanık … hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, hakaret ve tehdit suçlarından, sanıklar …, … ve … hakkında kasten yaralama, mala zarar verme ve tehdit suçlarından; İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının, 01.10.2014 tarihli iddianamesi ile katılan sanık … ile sanıklar … ve … hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan cezalandırılmaları talebi ile dava açılmıştır.
2. İzmir 15. Asliye Ceza Mahkemesinin, 09.05.2016 tarihli kararıyla, katılan sanık … hakkında hakaret suçundan neticeten belirlenen 5 ay 25 gün hapis cezasının, tehdit suçundan belirlenen 8 ay 10 gün hapis cezasının, sanık … hakkında kasten yaralama suçundan neticeten belirlenen 3 ay 10 gün hapis cezasının, tehdit suçundan neticeten belirlenen 1 yıl 8 ay hapis cezasının ertelenmesine; katılan sanık … ile sanıklar … ve … hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, sanıklar …, … ve … hakkında mala zarar verme, sanıklar … ve … hakkında kasten yaralama, sanıklar …, … ve … hakkında kasten yaralama ve tehdit suçlarından beraatlerine; sanıklar …, … ve … hakkında mala zarar verme suçundan hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Katılan sanık … ile katılanlar … ve … vekilinin temyiz istemi
1. Kararın suçun vasfına, usul ve yasanın emredici kurallarına aykırı olduğuna,
Ve somut bir nedene dayanmayan diğer temyiz itirazlarına ilişkindir.
B. Sanık … ve katılan … vekilinin temyiz istemi
1. Sanık … hakkında erteleme hükümlerinin uygulanamayacağına,
2. Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun gerçekleştiğine,
3. Beraat kararlarının hatalı olduğuna,
4. Sanık … hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının uygulanması gerektiğine ve somut bir nedene dayanmayan diğer temyiz itirazlarına ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Dava konusu olay; katılan sanık …’ın aralarında önceye dayalı arkadaşlık ilişkisi bulunan mağdure …’e arkadaşlığını devam ettirmesi hususunda ısrar ettiği, ilk olarak 2013 yılı Temmuz ayında mağdurenin karşısına çıkarak, tehdit ve hakaretlerde bulunduğu, kolundan tutup götürmek istediği; 04.11.2013 tarihinde ise, katılan sanık …’ın arkadaşları olan sanıklar … ve … ile birlikte mağdureyi kaçırmak amacıyla evine yakın bir noktaya araçla geldikleri, mağdure …’in yanında kardeşi sanık …’ın bulunması nedeniyle henüz icra hareketlerine başlamadan, ”Bugün olmazsa yarın kaçıracağım!” şeklinde tehdit etmek suretiyle uzaklaşmak istedikleri sırada, olay yerinde bulunan sanıklar …, … ve …’un sanıkların içerisinde bulunduğu araca zarar verdikleri, ardından sanıklar …, … ve …’un, katılan sanık …’ın evine giderek hesap sormak istedikleri, bu amaçla giderek, katılan sanık …’ın annesi katılan … ve eşi katılan … ile birlikte yaşadıkları evin kapısına ve katılanların aracına zarar verdikleri, katılan …’nin kapıyı açmaması üzerine sanık …’ın kapıyı kırdığı, bu esnada katılan …’nin yaralandığı, sanıklar …, … ve …’un katılan sanık …’ı öldürecekleri yönünde tehditte bulundukları, katılanların polisi araması üzerine sanıkların olay yerinden uzaklaştıkları iddiasına ilişkindir.
IV. GEREKÇE
A. Sanıklar … ve … hakkında tehdit suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararları yönünden;
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarının; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun, 03.02.2009 tarihli ve 2008/11-250 Esas, 2009/13 Karar sayılı kararı ile 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin onikinci fıkrası gereği itiraz yoluna tabi oldukları, temyizlerinin mümkün olmadığı, aynı Kanun’un 264 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer verilen; “Kabul edilebilir bir başvuruda kanun yolunun veya merciin belirlenmesinde yanılma, başvuranın haklarını ortadan kaldırmaz.” şeklindeki düzenleme dikkate alınarak kanun yolu incelemesinin itiraz merciince yapılması gerektiği anlaşılmıştır.
B. Sanıklar …, … ve … hakkında katılan …’ye yönelik mala zarar verme suçundan kurulan hükümler yönünden;
Hükümlerin tür ve miktarları itibarıyla 5320 sayılı Kanun’un geçici 2 nci maddesi uyarınca kesin nitelikte bulundukları anlaşılmakla, katılan … vekili ve sanık … müdafinin temyiz isteklerinin reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
C. Sanıklar …, … ve … hakkında katılan …’a yönelik mala zarar verme suçundan verilen hüküm kurulmasına yer olmadığı kararı yönünden;
Sanıklar hakkında mala zarar verme suçundan verilen hüküm kurulmasına yer olmadığı kararının, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinde belirtilen hüküm niteliğinde olmaması nedeniyle katılan … vekilinin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
D. Katılan sanık … ile sanıklar … ve … hakkında katılan …’e yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan, sanıklar …, … ve … hakkında katılan sanık …’a yönelik mala zarar verme suçundan, katılan …’a yönelik kasten yaralama ve tehdit suçlarından, sanıklar … ve … hakkında katılan …’ye yönelik kasten yaralama suçundan verilen beraat kararları yönünden;

Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, Mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dava dosyası içeriğine göre, katılan sanık … ile katılanlar … ve … vekili ile katılan … vekilinin yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
E. Katılan sanık … hakkında katılan …’e yönelik hakaret suçundan kurulan hüküm yönünden
Dairemizin 2020/2463 Esas sayılı dosyasında 01.10.2020 tarihli kararla, somut norm denetimi yoluyla iptal istemli başvuru üzerine Anayasa Mahkemesinin 14.01.2021 gün ve 2020/81 Esas, 2021/4 sayılı Kararı ile 5271 sayılı Kanun’a 17.10.2019 tarih ve 7188 sayılı Kanun’un 31 inci maddesiyle eklenen geçici 5 inci maddesinin “01.01.2020 tarihi itibariyle… hükme bağlanmış ve kesinleşmiş dosyalarda ….basit yargılama usulü uygulanmaz” bölümündeki “hükme bağlanmış” ibaresinin Anayasanın 38 inci maddesine aykırı olduğuna ve iptaline karar vermesi nedeniyle temyiz davasına konu dosyalarda lehe hükümler içeren 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinin üçüncü fıkrasının uygulanması imkanının doğmuş ve bu konuda mahkemesince yeniden değerlendirme yapılması zorunlu bulunmuştur.

F. Katılan sanık … hakkında katılan …’e yönelik tehdit suçundan kurulan hüküm yönünden;
1. Hükümden sonra, 02.12.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253 üncü maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş olup, sanığa isnat edilen 5237 sayılı Kanun’un 106 ncı maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamına alındığı anlaşılmış olması karşısında; uzlaştırma işlemi yapılıp sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, bozmayı gerektirmiş ve karar hukuka aykırı bulunmuştur.
2. Dairemizin 2020/2463 Esas sayılı dosyasında 01.10.2020 tarihli kararla, somut norm denetimi yoluyla iptal istemli başvuru üzerine Anayasa Mahkemesinin 14.01.2021 gün ve 2020/81 Esas, 2021/4 sayılı Kararı ile 5271 sayılı Kanun’a 17.10.2019 tarih ve 7188 sayılı Kanun’un 31 inci maddesiyle eklenen geçici 5 inci maddesinin “01.01.2020 tarihi itibariyle… hükme bağlanmış ve kesinleşmiş dosyalarda ….basit yargılama usulü uygulanmaz” bölümündeki “hükme bağlanmış” ibaresinin Anayasanın 38 inci maddesine aykırı olduğuna ve iptaline karar vermesi nedeniyle temyiz davasına konu dosyalarda lehe hükümler içeren 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinin üçüncü fıkrasının uygulanması imkanının doğmuş ve bu konuda mahkemesince yeniden değerlendirme yapılması zorunlu bulunmuştur.
G. Sanık … hakkında katılan …’ye yönelik kasten yaralama ve tehdit suçlarından kurulan hükümler yönünden;
Adli sicil kaydında 5271 sayılı Kanun’ un 231 inci maddesinin uygulanmasına engel mahkumiyeti bulunmayan, hakkında mahkemece yeniden suç işlemeyeceği hususunda olumlu kanaate varıldığı nazara alınarak hapis cezası ertelenen ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanmasını kabul eden sanığın, yüklenen suçu 04.11.2013 tarihinde, 6545 sayılı Kanun’un 72 nci maddesi ile değişik 5271 sayılı Kanun’ un 231 inci maddesinin sekizinci fıkrasının yürürlük tarihi olan 28.06.2014 tarihinden önce işlediği de gözetilerek, sanık hakkında 5271 sayılı Kanun’ un 231 inci maddesinin beşinci fıkrası uyarınca uygulama koşulları bulunan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesi gerekirken, “…sanık hakkında daha önce verilmiş hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı bulunduğundan…” şeklindeki yasal olmayan gerekçe ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
A. Sanıklar … ve … hakkında tehdit suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararları yönünden:
Gerekçe bölümünde (A) bendinde açıklanan nedenle katılan vekilinin kanun yolu başvurusu itiraz merciince incelenmek üzere esası incelenmeyen dava dosyasının, Tebliğnameye uygun olarak, oy birliğiyle Mahkemesine iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
B. Sanıklar …, … ve … hakkında katılan …’ye yönelik mala zarar verme suçundan kurulan hükümler yönünden;
Gerekçe bölümünde (B) bendinde açıklanan nedenle İzmir 15. Asliye Ceza Mahkemesinin, 09.05.2016 tarihli kararırına yönelik sanık … müdafii ile katılan vekilinin temyiz isteklerinin, 1412 sayılı Kanun’un 317 nci maddesi gereği, Tebliğnameye uygun olarak, oy birliğiyle REDDİNE,
C. Sanıklar …, … ve … hakkında katılan …’a yönelik mala zarar verme suçundan verilen hüküm kurulmasına yer olmadığı kararı yönünden;
Gerekçe bölümünün (C) bendinde açıklanan nedenle İzmir 15. Asliye Ceza Mahkemesinin 09.05.2016 tarihli kararına yönelik katılan vekilinin temyiz isteminin, 1412 sayılı Kanun’un 317 nci maddesi gereği, Tebliğnameye uygun olarak, oy birliğiyle REDDİNE,
D. Katılan sanık … ile sanıklar … ve … hakkında katılan …’e yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan, sanıklar …, … ve … hakkında katılan sanık …’a yönelik mala zarar verme suçundan, katılan …’a yönelik kasten yaralama ve tehdit suçlarından, sanıklar … ve … hakkında katılan …’ye yönelik kasten yaralama suçundan verilen beraat kararları yönünden;
Gerekçe bölümünde (D) bendinde açıklanan nedenle İzmir 15. Asliye Ceza Mahkemesinin, 09.05.2016 tarihli kararında katılan … vekili ve katılan sanık … ile katılanlar … ve … vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden vaki temyiz sebeplerinin reddiyle hükümlerin, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
E. Katılan sanık … hakkında katılan …’e yönelik hakaret ve tehdit suçlarından kurulan hükümler yönünden
Gerekçe bölümünde (E) ve (F) bentlerinde açıklanan nedenlerle İzmir 15. Asliye Ceza Mahkemesinin, 09.05.2016 tarihli kararına yönelik katılan sanık … müdafii ile katılan … vekilinin temyiz istekleri yerinde görüldüğünden sair yönleri incelenmeyen hükümlerin, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
F. Sanık … hakkında katılan …’ye yönelik kasten yaralama ve tehdit suçlarından kurulan hükümler yönünden;
Gerekçe bölümünde (G) bendinde açıklanan nedenlerle İzmir 15. Asliye Ceza Mahkemesinin, 09.05.2016 tarihli kararına yönelik katılan … vekili ile sanık … müdafinin temyiz istekleri yerinde görüldüğünden hükümlerin, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğnameye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 20.06.2023 tarihinde karar verildi.