Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2023/81 E. 2023/5032 K. 20.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/81
KARAR NO : 2023/5032
KARAR TARİHİ : 20.06.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2022/2048 E. 2022/3299 K.
SUÇ : Yalan tanıklık
HÜKÜM : Hükmün düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddi

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 12.07.2019 tarihli iddianamesi ile sanık hakkında yalan tanıklık suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 272 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca dava açılmıştır.
2. Ankara 9. Asliye Ceza Mahkemesinin 07.07.2021 tarihli kararı ile sanık hakkında yalan tanıklık suçundan 5237 sayılı 272 nci maddesinin ikinci fıkrası, 62 nci maddesi uyarınca verilen 10 ay hapis cezasının ertelenmesine ve bir yıl denetim süresi belirlenmesine karar verilmiştir.
3. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Ceza Dairesinin 08.11.2022 tarihli kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin istinaf talebinin kabulüne karar verilerek yapılan inceleme neticesinde 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile sanığın 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraatine karar verilerek hükmün düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılan vekilinin temyiz isteği;
Sanığın gerçeğe aykırı beyanda bulunduğuna ve atılı suçun sübut bulduğuna ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
1. Dava konusu olay, Ankara 33. İş Mahkemesinin 2017/387 Esas sayılı dava dosyasına konu bir iş kazasına ilişkin tanık sıfatıyla beyanına başvurulan sanığın kaza tarihinde işyerinde çalıştığına dair beyanının yalan tanıklık suçunu oluşturup oluşturmadığına ilişkindir.
2. Sanığın Ankara 33. İş Mahkemesinin 2017/387 Esas sayılı iş kazası tespitine ilişkin dava dosyasının 08.11.2018 tarihli duruşmasında davacı tanığı olarak alınan beyanının “Ben 2015 yılında davalı işyerinde çalışmaya başladım. 1,5 yıl kadar kaynakçı olarak çalışıyordum. 2015 yılının başında işe başladım. Davacı da imalat ustası idi. Ayrıca damperlerin bakımını da yapıyordu. Tarihini hatırlamıyorum. Davacı damper içindeki toprak birikintilerini kazma ile temizlerken davacının sesini duydum. Çalıştığı yere gittim. Omzunu tutarak geldi. Hastaneye gitti. 7 ay süre ile haftada bir gün fizik tedaviye gitti. Ben işten ayrıldıktan sonra ameliyat olduğunu öğrendim. Ayrıca spirel taşı ile çalışırken ayağını kestiğini duydum.” şeklinde olduğu belirlenmiştir.
3. Sanığın Ankara 35. İş Mahkemesinin 2017/205 Esas sayılı tazminata ilişkin dava dosyasının 30.11.2017 tarihli duruşmasında davacı tanığı olarak alınan beyanının “Ben Atak 1 de yaklaşık 1-1,5 yıl davacı ile birlikte çalıştım. Aynı yerde çalıştık. Ben kaynakçı idim. Davacı imalatçı idi tamir de yapardı. İş kazasını tam olarak görmedim. Davacı bana ikinci el damperi kazırken omzunda kas yırtılması oluşmuş, bir sene fizik tedavi gördüğünü biliyorum. Daha sonra ameliyat olduğunu biliyorum. Daha sonra ben işyerinden ayrıldım. Davacının daha sonra Atak 1 de çalıştığı dönemde mermer kesici aleti ile bacağından yaralandığını kestğini duydum. Davalı işverenlik maddi yardımda bulunmadılar. Bu süre zarfında çalışamadı. Bildiğim kadarı ile davacının kolunda platin vardır ağır işlerde çalışamıyor.” şeklinde olduğu belirlenmiştir.
4. Sosyal Güvenlik Kurumu sigortalı işe giriş ve işten ayrılış bildirgelerine göre, sanığın katılan şirkette 13.08.2013 tarihinde işe başladığı, 29.10.2014 tarihinde işten ayrıldığı belirlenmiştir.
5. Hakkında yalan tanıklık suçundan soruşturma başlatılan sanık aşamalarda, işyerinden tanıdığı arkadaşı M.Ö.’nün ikinci el damper tamiri yaptığı sırada birden bağırtısını duyduğunu, kolunu tutarak kendisine doğru geldiğini gördüğünü, hastaneye gidip 7 ay fizik tedavi gördüğünü, bir yıl içinde de ameliyat olduğunu öğrendiğini, M.Ö.’nün ikinci iş kazası geçirdiği tarihte kendisinin o işyerinde çalışmadığını, D.A. isimli arkadaşının kendisine bildirmesi ile haberdar olduğunu ifade ederek mahkemedeki ifadelerinin doğru olduğunu beyan etmiştir.
6. Tanık olarak beyanına başvurulan D.A., hem sanık hem de M.Ö. ile aynı firmada çalıştığını, 07.01.2013 tarihinden 2019 yılına kadar bu işyerinde çalıştığını, sanığın 2013 yılında işe başladığını, yaklaşık 1,5 yıl kadar çalıştığını, M.Ö.’nün bu işyerinde çalışırken bir iş kazası geçirdiğini, tarihini tam olarak hatırlamadığını ancak o tarihte sanığın da bu işyerinde çalıştığını, M.Ö. ile damperin içini kazdıkları sırada lavabo ihtiyacı için ayrılıp geri geldiğinde M.Ö.’nün omzundan cırt diye bir ses geldiğini söylediğini, sanığın da bu dönemde imalatta çalıştığını ifade etmiştir.
7. Ankara İl Sağlık Müdürlüğü Dr. Abdurrahman Yurtaslan Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesinin ekli raporlarına göre, M.Ö.’nün 23.12.2013, 07.01.2014 tarihlerinde ortopedi polikliniğinde, 16.02.2015 tarihinde ise Pursaklar Devlet Hastanesinin fiziksel tıp ve rehabilitasyon bölümünde tedavi gördüğü, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Yenimahalle Eğitim ve Araştırma Hastanesinin 25.06.2015 tarihli ortopedi ve travmatoloji servisinin raporu ile de M.Ö.’nün hikayesinde “yaklaşık 1 yıldır omuzda ağrı, hareket kısıtlılığı ve omuzunu yukarı kaldıramama şikayetleri ile müracaat eden hasta görüldü yatırıldı” şeklinde ifadenin bulunduğu belirlenmiştir.
A. İlk Derece Mahkemesinin kabulü
İlk derece mahkemesince, “Ankara 33. İş Mahkemesinin 2017/387 esas sayılı dosyasında sanığın yeminli ifadesinde “2015 yılında davalı iş yerinde çalışmaya başladığını, 1,5 yıl kadar kaynakçı olarak çalıştığını davacının imalat ustası olduğunu damperler’in bakımını yaptığını, tarihini hatırlayamadığı bir gün davacının damper içindeki toprak birikintileri kazma ile temizlerken davacının sesini duyduğunu, çalıştığı yere gittiğini omuzunu tutarak geldiğini, 7 ay süre ile haftada bir gün fizik tedaviye gittiğini…” belirttiği, dosyaya sunulan SGK’dan temin edilen işten ayrılış ve giriş bildirgelerine göre sanığın 13/08/2013 tarihinde ATAK 1 Mikser Makina şirketinde göreve başlayıp, 29/10/2014 tarihinde işinden ayrıldığı, iş mahkemesinde görülen davaya konu olay tarihinde ise İmsan Metal Gıda isimli şirkette çalıştığının tespit edildiği, bu nedenle sanık …’ın 33. İş mahkemesinin 2017/387 esas sayılı dosyasında olayla ilgili bilgisinin bulunmadığı halde bilgisi varmış gibi olayı anlatıp yalan tanıklık yaptığı” gerekçesi ile sanığın mahkumiyetine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin kabulü
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Ceza Dairesince, sanık müdafiinin istinaf talebinin kabulüne karar verilerek yapılan inceleme neticesinde, “İşbu dosya ile Ankara 33.İş Mahkemesi’nin E.2017/387 sayılı dosyası ve Ankara 35.İş Mahkemesi’nin E.2017/205 sayılı dosyalarının incelenmesinde, yalan tanıklık suçuna konu olan iş kazasının tam olarak, hangi tarihte vukubulduğu tespit edilememiş olup, bu konuda şüphe oluşmuştur. Özellikle yukarıda belirtilen epikriz raporundaki tespitte, M.Ö.’nün şikayetlerinin bir yıldır olduğuna dair tespit göz önüne alındığında, iş kazasının sanığın, katılan şirketin işyerinde çalıştığı dönemde olmuş olabileceği, beyanının gerçeğe uygun olabileceği” belirtilerek 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile sanığın 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraatine karar verilerek hükmün düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
Sanığın, iş kazası tespit ve tazminat davalarında M.Ö.’nün iş kazasına ilişkin anlatımları ve bu anlatımları doğrulayan D.A.’nın beyanları, Sosyal Güvenlik Kurumunun cevabi yazıları ve hastane raporları ile dava dosyası kapsamındaki tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde, sanığın yalan tanıklık yaptığına dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığından, sanık hakkında kurulan hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Ceza Dairesinin 08.11.2022 tarihli kararında katılan vekili tarafından ileri sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğnameye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Ankara 9. Asliye Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 20.06.2023 tarihinde karar verildi.