Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2023/504 E. 2023/4666 K. 13.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/504
KARAR NO : 2023/4666
KARAR TARİHİ : 13.06.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2020/142 E., 2022/59 K.
SUÇ : İftira
HÜKÜM : Mahkûmiyet

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Sanık hakkında Kozaklı Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 11.08.2014 ve 18.09.2014 tarihli iddianameleri ile iftira suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 267 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca cezalandırılması istemi ile iki ayrı dava açılmıştır. Söz konusu davalar Kozaklı Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/103 Esas sayılı dosyasında birleştirilmiştir.
2. Kozaklı Asliye Ceza Mahkemesinin, 18.03.2015 tarihli kararı ile sanık hakkında atılı suçtan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 267 nci maddesinin birinci fıkrası ve 62 nci maddenin birinci fıkrası, 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ve 52 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca hapisten çevrili 12.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
3. Kozaklı Asliye Ceza Mahkemesinin, 18.03.2015 tarihli kararının sanık müdafii tarafından temyizi üzerine Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 30.06.2020 tarihli ve 2019/2091 Esas, 2020/14634 Karar sayılı kararı ile ”….Mahkûmiyet hükmüne konu edilen eyleme ilişkin olup katılan hakkında Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Karar verildiği anlaşılan Kozaklı Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2014/295 Soruşturma, 2014/212 Karar sayılı soruşturma dosyasının Yargıtay denetimine imkan verecek şekilde onaylı bir suretinin getirtilerek dosya arasına alınarak sonucuna göre sanığın hukuki durumu takdir ve tayin edilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması ….” nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.
4. Yargıtay bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada; Kozaklı Asliye Ceza Mahkemesinin, 25.02.2022 tarihli kararı ile sanık hakkında atılı suçtan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 267 nci maddesinin birinci fıkrası ve 62 nci maddenin birinci fıkrası, 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ve 52 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca hapisten çevrili 9.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz istemleri,
1. Sanığın atılı suçu işlemediğine,
2. Kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Sanık; Kozaklı Cumhuriyet Başsavcılığı’na sunmuş olduğu 22.07.2014 tarihli şikayet dilekçesi ile, katılanla aynı polis merkezinde görev yaptığını, telefon görüşmesi yaptığı sırada polis merkezi amiri olan katılanın yanına gelerek, görüyorsunuz cep telefonu ile görüşüyor suç işliyor, tutanak tutun kapat telefonu gibi laflar söyleyerek konuşmasını dinlemeye çalıştığını, kendisinin telefonu kapatmak zorunda kaldığını, katılanın bu şekilde davranarak özel hayatının gizliliğini ihlal ettiği gerekçesiyle katılan hakkında şikayette bulunmuştur. Söz konusu şikayet üzerine katılan hakkında özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan soruşturma başlatılmış ve 06.08.2014 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiştir. Kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kesinleşmesi üzerine katılan kendisine iftira attığı gerekçesiyle 10.09.2014 tarihinde sanıktan şikayetçi olmuştur.
2. Sanık; 22.07.2014 tarihinde Emniyet Genel Müdürlüğü’ne hitaben yazmış olduğu dilekçe ile katılanın kendisine “… müdürüm seninle çalışmış bana, senin yaramaz/güvenilir birisi olmadığını söyledi, bakacağız” gibi tehditkar tavırlar sergilediğini beyanla Niğde iline tayinini istemiştir. Bunun üzerine katılan, kendisine iftira attığı gerekçesiyle 22.07.2014 tarihinde sanıktan şikayetçi olmuştur.

IV. GEREKÇE
İftira suçunun oluşabilmesi için; yetkili makamlara ihbar veya şikâyette bulunarak işlemediğini bildiği halde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat edilmesinin gerektiği, aksi halde şikayet ve beyanların, 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasa’sının 74 üncü maddesinde yer alan anayasal şikayet ve dilekçe verme hakkı kapsamında kalıp iftira suçunun oluşmayacağı gözetildiğinde; olay günü telefonla konuşması üzerine karakol amiri olan katılanın kendisini uyardığı taraf ve tanık beyanlarıyla da sabit olan sanığın maddi bir vakıaya dayanan şikayeti, 74 üncü maddesinde düzenlenen şikayet ve dilekçe hakkı kapsamında kaldığından; unsurları oluşmayan suçtan sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkûmiyet hükmü kurulması hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Kozaklı Asliye Ceza Mahkemesinin, 25.02.2022 tarihli ve 2020/142 Esas, 2022/59 Karar sayılı kararına yönelik sanık müdafiinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 maddesi gereği, Tebliğnameye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 13.06.2023 tarihinde karar verildi.