Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2023/48 E. 2023/3935 K. 30.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/48
KARAR NO : 2023/3935
KARAR TARİHİ : 30.05.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇLAR : Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, kasten yaralama, genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması
HÜKÜMLER : Düşme, mahkûmiyet

İlk Derece Mahkemesi’nce verilen hükümlere yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararların; karar tarihi itibariyle temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan usul hükümlerine göre temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, temyiz istemlerinin süresinde olduğu ve reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 08.03.2019 tarihli iddianamesi ile sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, kasten öldürmeye teşebbüs ve genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçlarından dava açılmıştır.
2. Mersin 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 17.09.2019 tarihli kararı ile sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan beraat, kasten yaralamaya teşebbüs ve genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçlarından ise 11 yıl 8 ay hapis cezası ile mahkûmiyetine karar verilmiştir.
3. Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin 23.02.2022 tarihli kararı ile sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan 2 yıl 6 ay, genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçundan 1 yıl 6 ay hapis cezası, vasıf değişikliğinin kabulü ile kasten yaralamaya teşebbüs suçundan ise düşme kararı verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1. Katılan ilgili Bakanlık vekilinin temyiz isteği, yangın çıkarmak suretiyle kasten öldürmeye teşebbüs suçundan mahkûmiyet kararı verilmesi gerekirken basit yaralama nitelemesi yapılarak sanık hakkında şikayet yokluğundan düşme kararı verilmesi ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan üst sınırdan ceza verilmesi gerektiğinin gözetilmemesinin hukuka aykırı olduğuna ilişkindir.
2. Sanık müdafiinin temyiz isteği ise kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçlarının sübutuna, unsurlarının oluşmadığına, beraat kararları verilmesi gerektiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Dava konusu olay; sanığın, eski bayan arkadaşı olan müştekiyi evine davet ederek birlikteliklerine devam etmek istediğini söylediği, müştekinin bu teklifi kabul etmemesi üzerine evin kapısını kilitleyerek perdeleri çakmak ile tutuşturup evi ateşe verdiği, müştekinin bağırarak yardım istemesi üzerine komşuları olan tanıklar A.Y ve M.U. tarafından kapının balyozla kırılarak içeri girildiği sırada, “Ben yaktım, bırakın kimse karışmasın, karım da ben de burada öleceğiz.” dediği, müşteki ve sanığın tanıklar tarafından kurtarıldığı iddiasına ilişkindir.
A. İlk Derece Mahkemesi’nin Kabulü
Sanık hakkında, daha önce gayri resmi olarak birlikte yaşadığı müştekiyi evin kapısını kilitleyip odanın perdelerini ateşe vermek suretiyle yangın çıkararak kasten öldürmeye teşebbüs ettiğinin kabulüyle atılı kasten öldürmeye teşebbüs suçundan mahkûmiyet, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu işleme kastının bulunmadığı gerekçesiyle kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan beraat kararı verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesi’nin Kabulü
Sanığın, evin kapısını kilitleyerek müştekinin dışarı çıkmasına engel olması şeklindeki eyleminin kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu oluşturduğu gerekçesiyle atılı suçtan mahkûmiyet, yangın çıkarmak suretiyle genel güvenliği kasten tehlikeye soktuğu, çıkan yangın nedeniyle basit tıbbi müdahale ile giderilebilir nitelikte yaralanan müştekiye yönelik eyleminin öldürmeye teşebbüs boyutuna ulaşmadığı, eylemin basit kasten yaralama suçu kapsamında kaldığı gerekçesiyle yangın çıkarmak suretiyle genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçundan mahkûmiyet, basit kasten yaralama suçundan şikayet yokluğu nedeniyle düşme kararı verilmiştir.

IV. GEREKÇE
A. Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesinde;
Olaylar ve olgular bölümünde belirtilen hususlar, müştekinin olayın hemen akabinde sıcağı sıcağına alınan kolluk beyanları ile dava dosyası kapsamındaki tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; sanığın hürriyetten yoksun kılma eylemini cinsel amaçla, cebir ve tehdit kullanmak suretiyle gerçekleştirdiği anlaşıldığından 5237 sayılı Kanun’un 109 uncu maddesinin ikinci ve beşinci fıkraları uyarınca ceza tayin edilmesi gerektiği gözetilmeyerek yazılı şekilde aynı Kanun’un 109 uncu maddesinin birinci fıkrası ile hüküm kurulmasında hukuka uygunluk görülmemiştir.
B. Kasten Yaralama ve genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçlarından kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde;
Olaylar ve olgular bölümünde belirtilen hususlar ile dava dosyası kapsamındaki tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; sanığın birlikteliklerine devam etmeye ikna amacıyla evine çağırdığı müştekiyi ikna edememesi üzerine evin kapısını kilitledikten sonra çakmakla perdeleri tutuşturup “İkimiz de burada öleceğiz.” diyerek yangın çıkardığı, müştekinin bağırarak yardım istemesi üzerine tanıklar A.Y ve M.U. tarafından evin kapısının balyozla kırılarak müşteki ve sanığın kurtarıldığı, evin ise kullanılamaz şekilde tamamen yandığı anlaşılan olayda, 5237 sayılı Kanun’un 44 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan “işlediği bir fiil ile birden fazla farklı suçun oluşmasına sebebiyet veren kişi, bunlardan en ağır cezayı gerektiren suçtan dolayı cezalandırılır” hükmü karşısında, sanığın eyleminin bir bütün olarak aynı Kanunun 82 nci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi ve 35 inci maddesinde belirtilen yangın çıkarma suretiyle kasten öldürmeye teşebbüs suçunu oluşturduğu gözetilmeden yazılı şekilde hükümler kurulması hukuka aykırı görülmüştür.

V. KARAR
Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, kasten yaralama ve genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçları yönünden;
Gerekçe bölümünde açıklanan A ve B numaralı nedenlerle katılan Bakanlık vekili ve sanık müdafiinin temyiz istemleri yerinde görüldüğünden Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin, 23.02.2022 tarihli kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Teblignameye aykırı olarak oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 30.05.2023 tarihinde karar verildi.