Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2023/419 E. 2023/3479 K. 18.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/419
KARAR NO : 2023/3479
KARAR TARİHİ : 18.05.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜM : Mahkûmiyet

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilerek gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Çaycuma Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 29.11.2013 tarihli iddianamesi ile sanık … hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 109 uncu maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, üçüncü fıkrasının (b) bendi ve 53 üncü maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle dava açılmıştır.
2. Çaycuma 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 21.04.2015 tarihli kararı ile sanık … hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılmak suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 109 uncu maddesinin ikinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (b) bendi, 62 nci ve 53 üncü maddeleri uyarınca 3 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
3. Çaycuma 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 21.04.2015 tarihli kararının sanık … tarafından temyizi üzerine Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 07.03.2022 tarihli ve 2019/6832 Esas, 2022/3853 Karar sayılı ilamı ile, “Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine göre sanık …’nın suçu işlemediğine, katılan ile tanıklar … ve …’in çelişkili beyanlarda bulunduğuna yönelik sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Katılan … hakkında sanık …’nın eşi … ve baldızı …’yu mesaj atarak ve telefonla arayarak rahatsız etmesi sebebiyle kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan başlatılan soruşturmada, her ne kadar adı geçen kişilerin şikayetçi olmamaları nedeniyle katılan … hakkında ek kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmişse de, sanık …’nın katılana yönelik yaralama ve alıkoyma eylemini katılanın, eşini ve baldızını rahatsız etmesi sebebiyle gerçekleştirdiği iddiası karşısında hakkında haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması gerekirken eksik araştırma inceleme ve değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,” nedenleriyle bozulmasına karar verilmiştir.
4. Bozma kararı sonrası Çaycuma 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 10.11.2022 tarihli kararı ile sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan 5237 sayılı Kanun’un 109 uncu maddesinin ikinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (b) bendi, 29 uncu maddesinin birinci fıkrası, 62 nci ve 53 üncü maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1. Sanık … müdafiinin temyiz isteği, katılanın beyanlarının çelişkili olduğuna, bu beyanlarını destekler nitelikte dosyada delil bulunmadığına, beyanlarının Adli Tıp Kurumu tarafından verilen rapor tarafından doğrulanmadığına, katılanın beyanlarının tanıkların beyanlarıyla çelişkili olduğuna, sanığın yalnızca kasten yaralama suçundan sorumlu tutulabileceğine, sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 110 uncu maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerektiğine, haksız tahrik hükümleri uyarınca asgari hadden indirim yapılmasının hukuka aykırı olduğuna, sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerektiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Dava konusu olay, sanık …’nın, haklarında aynı suçtan verilen mahkûmiyet hükümleri kesinleşen sanıklarla birlikte, kendisinin eşi ve baldızını katılanın telefonla rahatsız ettiği düşüncesiyle, katılanı olay günü zorla arabaya bindirip, arabada da darp ederek ıssız bir yere götürdüğü, götürdüğü yerde de katılanı darp ettikten sonra yeniden arabaya bindirip katılanı onun evinin yakınlarında bırakıp ayrıldığı, bu suretle sanığın birden fazla kişi ile katılanın hürriyetini kısıtladığı iddiasına ilişkindir.
2. Olaydan sonra katılan … ile ilgili Çaycuma Devlet Hastanesinden 03.07.2013 tarihli doktor raporu alındığı anlaşılmıştır.
3. Olayın ihbarına ilişkin jandarma tarafından 03.07.2013 tarih ve 23.00 saatli ihbar tutanağı düzenlendiği, ihbar tutanağından sonra jandarma görevlileri tarafından olay yerine gidilip katılanın olay yerinde bulunduğuna ilişkin 03.07.2013 tarih ve 23.30 saatli Olay Yeri Görgü Tespit Tutanağı tutulduğu anlaşılmıştır.
4. Katılanda meydana gelen yaralanmalarla ilgili Zonguldak Adli Tıp Şube Müdürlüğünden 05.11.2013 tarihli rapor alındığı, raporda katılanda meydana gelen yaralanmaların hayati tehlike oluşturmadığının ve basit tıbbi müdahale ile giderilebileceğinin belirtildiği anlaşılmıştır.
5. İlk Derece Mahkemesince, Dairemizin 07.03.2022 tarihli ve 2019/6832 Esas, 2022/3853 Karar sayılı bozma ilamına uyularak karar verildiği anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
1. Olayın intikal şekli ve zamanına, katılanın aşamalardaki beyanlarına, tanıkların aşamalardaki beyanlarına, sanığın aşamalardaki tevilli ikrara dönük savunmalarına, yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, Mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dava dosyası içeriğine göre, sanık …’nın temyiz dışı sanıklarla katılanı zorla araca bindirip darp ederek ıssız bir yere götürdüğü, burada da katılanı darp ettikten sonra katılanı evinin yakınlarında bıraktığı anlaşılmakla, sanık hakkında kurulan hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır.
2. Sanık müdafiinin, katılanın beyanlarının çelişkili olduğuna, bu beyanlarını destekler nitelikte dosyada delil bulunmadığına, beyanlarının Adli Tıp Kurumu tarafından verilen rapor tarafından doğrulanmadığına, katılanın tanıklarının beyanlarının çelişkili olduğuna, sanığın yalnızca kasten yaralama suçundan sorumlu tutulabileceğine, sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerektiğine yönelik temyiz nedenlerinin reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
3. Sanığın, katılanı zorla arabaya bindirip hakimiyeti altına aldıktan sonra darp etmeye devam ettiği anlaşılmakla, 5237 sayılı Kanun’un 110 uncu maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümleri bakımından şahsa zarar vermeme şartının somut olayda gerçekleşmediği anlaşıldığından sanık müdafiinin sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 110 uncu maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerektiğine yönelik temyiz talebi reddedilmiştir.
4. Fiilin gerçekleşme şekli ve tahrikin niteliği ile derecesine göre haksız tahrik hükümlerinden yapılan indirim oranında bir isabetsizlik bulunmamıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Çaycuma 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 10.11.2022 tarihli ve 2022/190 Esas, 2022/343 Karar sayılı kararında sanık … müdafii tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanık … müdafinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 18.05.2023 tarihinde karar verildi.