Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2023/2837 E. 2023/8878 K. 21.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/2837
KARAR NO : 2023/8878
KARAR TARİHİ : 21.11.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2022/961 E., 2023/622 K.
SUÇ : Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Düzeltilerek onama

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan usûl hükümlerine göre temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, temyiz isteklerinin süresinde olduğu ve reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Sanık hakkında Edremit Cumhuriyet Başsavcılığının 15.12.2014 tarihli iddianamesiyle kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan cezalandırılması istemi ile dava açılmıştır.
2. Edremit 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 10.04.2015 tarihli kararı ile sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 109 uncu maddesinin birinci fıkrası, 35 inci maddesi, 62 nci maddesi, 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi, 52 nci maddesi gereğince 4.500,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, adli para cezasının 15 er aylık eşit taksitler halinde ödenmesine karar verilmiştir.
3. Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 04.07.2022 tarihli ilamı ile özetle, sanığın eyleminin cebir kullanılarak işlenmesi nedeniyle 5237 sayılı Kanun’ un 109 uncu maddesinin ikinci fıkrası gereğince cezalandırılması yerine, 5237 sayılı Kanun’un 109 uncu maddesinin birinci fıkrası gereğince hüküm kurulması nedeniyle sanığın kazanılmış hakkı saklı kalmak kaydıyla hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
4. Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda Edremit 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 17.05.2023 tarihli kararı ile sanığın kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan 5237 sayılı Kanun’un 109 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 35 inci maddesi, 62 nci maddesi gereğince 1 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 326 ncı maddesinin son fıkrası gereğince 7 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5237 sayılı Kanun’un 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi, 52 nci maddesi gereğince sanığın neticeten 4.500,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, adli para cezasının 15 er aylık eşit taksitler halinde ödenmesine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz isteği; atılı suçu işlemediğine, suçun unsurlarının oluşmadığına, katılan ile sonradan evlendiğine, katılanın bozmadan sonra beyanının alınmadığına, cebir kullanmadığına ve sair temyiz nedenlerine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Dava konusu olay; sanığın katılanın eski erkek arkadaşı olduğu, olay günü katılanın bileğinden tutup çekmek suretiyle cebir uygulayarak arabaya bindirmeye çalıştığı, katılanın annesi F.M. ve tanık A.M.’nin sanığa engel olmaya çalıştığı, tanık A.M.’nin eşine haber verdiğini duyması üzerine sanığın eylemini tamamlayamadan olay yerinden kaçıp gittiği iddiasına ilişkindir.

IV. GEREKÇE
1. Tüm dava dosyası kapsamı, katılanın istikrarlı anlatımları, temyiz dışı mağdur F.M. ve tanık A.M.’nin katılanın beyanı ile uyumlu anlatımları, Dairemizin bozma ilamı içeriği birlikte değerlendirildiğinde, teşebbüs aşamasında kalan cebir kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun unsurlarının oluştuğuna dair mahkeme kabulünde isabetsizlik bulunmadığı, bozma ilamından sonra katılana usulüne uygun olarak meşruhatlı davetiye çıkarılmasına rağmen katılanın duruşmaya katılmadığı anlaşıldığından, sanığın atılı suçu işlemediğine, suçun unsurlarının oluşmadığına, katılan ile sonradan evlendiğine, katılanın bozmadan sonra beyanının alınmadığına, cebir kullanmadığına ilişkin temyiz itirazları yönünden hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır.
2. Yargıtay tarafından düzeltilmesi mümkün görülen (3) nolu bentte belirtilen husus dışında, yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri reddedilmiştir.
3. Bozmadan önce 10.04.2015 tarihinde verilen ve yalnızca sanık tarafından temyiz edilen hükümde sanık hakkında 4.500,00 TL adli para cezasına hükmedildiği ve bu cezanın sanık lehine kazanılmış hak oluşturduğu anlaşılmakla, sanık hakkında bozmadan sonra hükmedilen 1 yıl 3 ay hapis cezasının 15 er aylık eşit taksitler halinde ödenmek üzere 4.500,00 TL adli para cezası üzerinden infaz olunacağının belirlenmesi ile yetinilmesi gerektiği gözetilmeden, sonuç ceza olarak 7 ay 15 gün hapis cezası belirlendikten sonra, bu cezanın 4.500,00 TL adli para cezasına çevrilmesi hukuka aykırı bulunmuş ancak bu hukuka aykırılığın Yargıtay tarafından düzeltilmesi mümkün görülmüştür.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde (3) nolu bentte açıklanan nedenle Edremit 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 17.05.2023 tarihli kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesi gereği hükmün (d) bendi çıkarılarak yerine ” CMUK 326/son maddesi gereğince sanık hakkında hükmedilen cezanın 15 er aylık eşit taksitler halinde ödenmek üzere 4.500,00 TL adli para cezası üzerinden infazına” ibaresinin eklenmesi; (e) ve (f) bendlerinin hükümden çıkarılması suretiyle hükmün, Tebliğnameye uygun olarak, oy birliğiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 21.11.2023 tarihinde karar verildi.