Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2023/2767 E. 2023/9024 K. 22.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/2767
KARAR NO : 2023/9024
KARAR TARİHİ : 22.11.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2022/216 E. 2023/38 K.
SUÇ : Cebir tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Temyiz isteminin esastan reddi ile hükmün onanması

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun hükümleri gereği temyiz edilebilir olduğu, temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, temyiz isteklerinin süresinde olduğu ve retlerini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Silifke Cumhuriyet Başsavcılığının, 27.12.2016 tarihli iddianamesi ile sanığın, cinsel amaçlı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan cezalandırılması istemiyle dava açılmıştır.
2.Silifke Ağır Ceza Mahkemesinin, 2017/12 Esas, ve 2018/88 Karar sayılı kararı ile sanığın, ek savunması alınmak suretiyle, çocuğa karşı, cebir tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan, 6 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
3.İlgili kararın sanık müdafii ve katılan bakanlık vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Ceza Dairesi’nin 2018/942 Esas, ve 2019/801 Karar sayılı kararı ile “Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan verilen mahkumiyet hükmünde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından CMK’nın 280/1-a maddesi gereğince istinaf talebinin esastan reddine” karar verilmiştir.
3.Bölge Adliye Mahkemesi kararının, sanık müdafii ve Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet savcısı tarafından temyizi üzerine, Yargıtay 8. Ceza Dairesinin, 2021/16150 Esas, 2022/8918 Karar sayılı kararı ile ”Sanığın, eylemini cinsel amaçla gerçekleştirdiği gözetilmeksizin, sanık hakkında TCK.nın 109/5. maddesi uygulanmayarak eksik ceza tayin edildiği ve olay kolluk makamlarına ihbar edilmeden önce mağduru, şahsına zarar vermeksizin serbest bıraktığı anlaşılan sanık hakkında TCK.nın 110. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerektiği” gerekçesi ile bozulmasına ve dosyanın karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
4.Yargıtay bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada; Silifke 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 26.01.2023 tarihli, 2022/216 Esas, 2023/38 Karar sayılı kararı ile sanığın, cinsel amaçlı, cebir tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan, etkin pişmanlık hükümleri de uygulanmak suretiyle, 4 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A.Sanığın Temyiz Sebepleri
Atılı suçu işlememesine rağmen hakkında mahkumiyet kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğuna ilişkindir.
B.Katılan Mağdur Vekilinin Temyiz Sebepleri
1.Sanık hakkında cezalandırma yapılırken, indirim maddeleri uygulanmaksızın üst hadden ceza verilmesi gerektiğine,
2.Sanık hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmaması gerektiğine,
İlişkindir.
C.Katılan Bakanlık Vekilinin Temyiz Sebepleri
1.Sanık hakkında cezalandırma yapılırken, indirim maddeleri uygulanmaksızın üst hadden ceza verilmesi gerektiğine,
2.Kurum lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğine,
İlişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1.Dava konusu olay; katılan mağdur ile bir dönem duygusal birliktelik yaşayan sanığın, olay tarihinde mağduru kolundan çekmek suretiyle zorla araca bindirdiği ve araçta bir süre alıkoyduğu iddiasına ilişkindir.
2.Katılan mağdurun yapılan muayenesi sonucunda, darp-cebir izinin bulunmadığı doktor raporu ile belirlenmiştir.
3.Katılan mağdurun telefonunda yapılan incelemede, sanık tarafından, olayın öncesinde ve olay günü, “benden aldıklarını geri ver, beni kullanamazsın, yarın her şeyi anlatacağım” şeklinde hakaret ve tehdit içerikli gönderilmiş mesajların bulunduğuna dair tutanak dosyada mevcuttur.
4.Mağdurun arkadaşı tanık Z.Ş alınan beyanında “Okuldan mağdur ile çıktıklarını, eski hastane civarında yürüdükleri esnada arkadan bir şahsın Ayşe diye bağırdığını, birkaç defa bağırarak yanlarına geldiğini, önce mağdurun boğazını sıktığını ve mağdurun kolundan çekerek götürdüğünü, ancak nereye götürdüğünü bilmediğini, bu konu ile ilgili mağdura hiçbir şey sormadığını” belirtmiştir.
IV. GEREKÇE
A.Sanığın Temyiz Sebepleri Yönünden
Sübuta İlişkin
Dosyadaki olgular itibari ile, sanık ile katılan mağdurun eski sevgili oldukları, bu dönemde cinsel birlikteliklerinin de olduğu ancak daha sonra mağdurun sanık ile görüşmek istememesi üzerine aralarında husumet oluştuğu, sanığın aldığı hediyeleri katılan mağdurdan geri istediği, bu nedenle mağdura “”benden aldıklarını geri ver, beni kullanamazsın, yarın her şeyi anlatacağım” şeklinde hakaret ve tehdit içerikli mesajlar gönderdiği, olay tarihinde de mağdurun okulun önüne gelen sanığın, mağduru kolundan tutup çekmek suretiyle zorla araca bindirerek götürdüğü ve daha sonra serbest bıraktığı, sanık her ne kadar suçlamayı kabul etmemiş ise de; mağdurun bu yöndeki iddialarının, olayın görgü tanığı Z.Ş’nin anlatımları ile doğrulandığı, anlaşılmakla; mahkemenin, sanığın eyleminin sabit olduğuna dair kabulünde herhangi bir hukuka aykırılık görülmemiştir.
B.Katılan Mağdur Vekili ve Katılan Bakanlık Vekilinin Temyiz Sebepleri Yönünden
1.Ceza Miktarına ve Lehe Hükümlerin Uygulanmaması Gerektiğine İlişkin
5237 sayılı Kanun’un 3 üncü ve 61 inci maddeleri gereğince, sanığın üzerine atılı suç için kanunda ön görülen alt ve üst sınırlar arasında, suçun işleniş biçimi, işlendiği zaman ve yer, meydana gelen tehlikenin ağırlığı göz önüne alınarak, alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle tayin edilen ceza miktarında ve Dairemizin 08.06.2022 tarihli bozma ilamında da belirtildiği üzere, olay henüz kolluk makamlarına ihbar edilmeden önce mağduru, şahsına herhangi bir zarar vermeksizin serbest bırakan sanık hakkında, Türk Ceza Kanunun 110 uncu maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına yönelik mahkemenin takdirinde bir isabetsizlik görülmemiştir,
2.Katılan Bakanlık Vekili Lehine Vekalet Ücretine Hükmedilmesi Gerektiğine İlişkin
2709 sayılı T.C. Anayasasının 41 inci maddesine göre ailenin huzur ve refahı ile özellikle anne ve çocukların korunmasına yönelik olarak her türlü istismar ve şiddete karşı çocukları koruyucu tedbirleri alma görevi Devlete aittir.
Aile ve çocukların korunması hakkının Anayasa ile güvence altına alındığı, 6284 sayılı Kanunun 20 nci maddesinin ikinci fıkrası gereğince Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının kadın, çocuk ve aile bireylerine yönelik olarak uygulanan şiddet veya şiddet tehlikesi nedeniyle açılan davalara katılabileceği anlaşılmış ise de, Bakanlığın davaya katılması doğrudan Anayasa ve Kanundan kaynaklanan koruma görevine ilişkindir.
5271 sayılı Kanun’un 237 nci ve devamı maddelerindeki katılma hakkına ilişkin suçtan doğrudan zarar görme şartının katılan Bakanlık için söz konusu olmadığı gözetilerek yapılan değerlendirmede, katılan … Hizmetler Bakanlığı vekilinin, vekalet ücreti hükmedilmesi gerektiğine dair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Silifke 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 26.01.2023 tarihli, 2022/216 Esas, 2023/38 Karar sayılı kararında sanık, katılan mağdur vekili ve katılan bakanlık vekilince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda aykırılık görülmediğinden aynı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca Silifke 1. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 22.11.2023 tarihinde karar verildi.