Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2023/211 E. 2023/4879 K. 15.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/211
KARAR NO : 2023/4879
KARAR TARİHİ : 15.06.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2021/369 E., 2022/1004 K.
SUÇ : Hükümlü veya tutuklunun kaçması
HÜKÜM : Mahkûmiyet

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Kartal Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 16.02.2011 tarihli iddianamesiyle sanık hakkında hükümlü veya tutuklunun kaçması suçundan cezalandırılması istemiyle dava açılmıştır.
2. Kartal (Kapatılan) 8. Sulh Ceza Mahkemesinin, 06.03.2011 tarihli kararı ile sanık hakkında hükümlü veya tutuklunun kaçması suçundan, 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin beşinci fıkrası gereği hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş ve bu karar itiraz edilmeksizin 04.04.2012 tarihinde kesinleşmiştir.
3. Sanık hakkında 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin sekizinci fıkrası gereğince uygulanan 5 yıllık denetim süresi içerisinde, kasten yeni bir suç işlemesi nedeniyle İstanbul Anadolu 27. Asliye Ceza Mahkemesinin, 03.12.2015 tarihli ve 2013/594 Esas, 2015/33 Karar sayılı kararı ile ihbarda bulunulması üzerine İstanbul Anadolu 66. Asliye Ceza Mahkemesinin 04.05.2016 tarihli kararı ile sanık hakkında kurulan hüküm açıklanarak, hükümlü veya tutuklunun kaçması suçundan, 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
4. İstanbul Anadolu 66. Asliye Ceza Mahkemesinin 04.05.2016 tarihli kararının sanık müdafii tarafından temyizi üzerine Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 12.04.2021 tarihli ve 2020/17731 Esas, 2021/9276 Karar sayılı kararı ile ”…basit yargılama usulü yönünden mahkemesince yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu…” nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.
5. Yargıtay bozma ilamından sonra yapılan yargılamada; İstanbul Anadolu 66. Asliye Ceza Mahkemesince takdiren basit yargılama usulünün uygulanmasına yer olmadığına karar verilerek, 15.11.2022 tarihli kararı sanık hakkında hükümlü veya tutuklunun kaçması suçundan 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz isteği, 5271 sayılı Kanun’un 251 nci maddesinde düzenlenen basit yargılama usulü uyarınca sanık hakkında belirlenen hapis cezası üzerinden indirim yapılması gerektiğine ve lehe hükümlerin uygulanmamasının usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Dava konusu olay, Maltepe Açık Ceza İnfaz Kurumu’nda hükümlüyken 26.01.2011-01.02.2011 tarihleri arasında özel izne ayrılan sanığın teslim olması gereken süreden 48 saat geçmesine rağmen teslim olmayarak atılı suçu işlediği iddiasına ilişkindir.

IV. GEREKÇE
1. 7188 sayılı Kanun’un 24 üncü maddesi ile değiştirilen 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinin değişiklik gerekçesinde (gerekçenin 23 üncü maddesinde); “…Asliye Ceza Mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra dosya kapsamı itibariyle yargılamaya konu olayların karmaşık olup olmaması, çözümünde hukuki olgusal herhangi bir sorunla karşılaşılıp karşılaşılmaması, tanık dinlemenin, keşif yapmanın ya da bilirkişi raporu almanın zorunlu olup olmaması gibi hususlar değerlendirilerek, basit yargılama usulünün uygulanıp uygulanmayacağı takdir edilecektir” hükmü gözetildiğinde değişiklik gerekçesinde belirtilen veya benzeri gerekçelerle basit yargılama usulü uygulanıp uygulanmayacağı konusunda bir karar verilebileceği anlaşılmakla, Mahkemece, sanık hakkında takdiren basit yargılama usulünün uygulanmamasına karar verilip genel hükümlere göre mahkumiyet hükmü kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığından sanık müdafinin 5271 sayılı Kanun’un 251 nci maddesinde düzenlenen basit yargılama usulü uyarınca sanık hakkında belirlenen hapis cezası üzerinden indirim yapılması gerektiğine yönelik temyiz talebi reddedilmiştir.
2. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından sanık müdafiinin lehe hükümlerin uygulanmamasının usul ve yasaya aykırı olduğuna yönelik temyiz talebi reddedilmiştir.
3. Sanık hakkında temel ceza belirlenirken uygulama maddesinin “5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un (5275 sayılı Kanun) 97 nci maddesinin birinci fıkrası delaleti ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 292 nci maddesinin birinci fıkrası” olarak gösterilmesi gerekirken sadece “5237 sayılı Kanun’un 292 nci maddesinin birinci fıkrası” olarak belirtilmesi suretiyle, 5271 sayılı Kanun’un 232 nci maddesinin ikinci fıkrasına muhalefet edilmesi dışında bir hukuka aykırılık görülmemiştir. Ancak bu hususun 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 322 nci maddesine göre düzeltilmesi mümkün görülmüştür.

V. KARAR
Gerekçe bölümünün (3) numaralı bendinde açıklanan nedenle İstanbul Anadolu 66. Asliye Ceza Mahkemesinin, 15.11.2022 tarihli ve 2021/369 Esas, 2022/1004 Karar sayılı kararına yönelik sanık müdafiinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesi gereği hükmün birinci fıkrasındaki “eylemine uyan” ibaresinden sonra gelmek üzere “5275 sayılı Kanun’un 97 nci maddesinin birinci fıkrası delaleti ile” yazılmak sureti ile hükmün, Tebliğnameye uygun olarak, oy birliğiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 15.06.2023 tarihinde karar verildi.