Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2023/1748 E. 2023/8332 K. 01.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/1748
KARAR NO : 2023/8332
KARAR TARİHİ : 01.11.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2017/2321 E., 2017/2733 K.
SUÇ : İftira
HÜKÜM :Düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddi
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Sanık hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 20.06.2016 tarihli iddianamesi ile iftira suçundan kamu davası açılmıştır.
2. Ankara 3.Asliye Ceza Mahkemesinin, 28.03.2017 tarihli kararı ile sanık hakkında iftira suçundan 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

3. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 9. Ceza Dairesinin, 19.09.2017 tarihli kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanığın istinaf başvurusunun kabulüne karar verilerek sanığın iftira suçundan mahkumiyetine ilişkin bölüm tamamen çıkartılarak yerine; ”sanığın fiilinin kanunda suç olarak düzenlenmemesi sebebiyle Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/2-a maddesi gereğince sanığın beraatine, yargılama giderlerinin Hazine üzerinde bırakılmasına” ibarelerinin eklenmesi suretiyle, düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılan vekilinin temyiz isteği;
A. Katılan hakkında isnat edilen suçtan takipsizlik kararı verildiğine
B. Atılı suçun unsurlarının oluştuğuna
C. Suçun kasıtlı olarak işlendiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin kabulü
Sanığın savcılık şikayetinde duruşma çıkışında katılanın kendisi ile …’ı kastederek müvekkili …’ye “sen kafanı takma bu o…çocuklarını nasıl olsa içeri attıracağım” diyerek hakaret ve tehdit ettiğinden bahisle şikayetçi olduğu, tanık beyanlarına göre katılan hakkında atılı suçlardan takipsizlik kararı verildiği bu nedenle sanığın katılan hakkında soruşturma başlatılmasına sebep olarak iftira suçunu işlediği gerekçesiyle mahkumiyetine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin kabulü
Sanığın şikayetinin somut olaylara dayanması, şikayeti neticesinde diğer iki kişi hakkında kamu davası açılmış olması (Ankara 24. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2016/506 esas sayılı dosyası), mezkur dosyada sanığın şikayetini yalanlayan tanık ifadeleri olduğu gibi doğrulayan tanık ifadesinin de mevcut olması karşısında iddiasını ispat edememesinin tek başına iftira suçuna vücut vermediği, başvurusunun Anayasa’nın 74. maddesinde düzenlenen dilekçe hakkının kullanılması kapsamında kaldığı ve fiilinin kanunda düzenlenen suç tanımına uymadığı gerekçesiyle sanığın iftira suçundan mahkumiyetine ilişkin bölüm tamamen çıkartılarak yerine ”…sanığın atılı suçtan beraatine, …düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine” karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
A. Tebliğname yönünden
1. 05.08.2017 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 20/7/2017 tarihli ve 7035 sayılı Kanunun 15 inci maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendindeki ”(1) Bölge Adliye Mahkemesi, dosyayı ve dosyayla birlikte sunulmuş olan delilleri inceledikten sonra; a) İlk derece mahkemesinin kararında usule veya esasa ilişkin herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığını, delillerde veya işlemlerde herhangi bir eksiklik olmadığını, ispat bakımından değerlendirmenin yerinde olduğunu saptadığında istinaf başvurusunun esastan reddine, 303 üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (c), (d), (e), (f), (g) ve (h) bentlerinde yer alan ihlallerin varlığı hâlinde hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine, … karar verir.” ve aynı Yasanın 303/1-a maddesindeki ”(1) Hükme esas olarak saptanan olaylara uygulanmasında hukuka aykırılıktan dolayı hüküm bozulmuş ise, aşağıdaki hâllerde Yargıtay davanın esasına hükmedebileceği gibi hükümdeki hukuka aykırılığı da düzeltebilir: a) Olayın daha ziyade aydınlanması gerekmeden beraate veya davanın düşmesine ya da alt ve üst sınırı olmayan sabit bir cezaya hükmolunması gerekirse,” şeklindeki düzenlemeler karşısında; ilk derece mahkemesinden gelen dava dosyasının tekemmül ettiği, başkaca toplanması gereken delil bulunmadığı hallerde Bölge Adliye Mahkemesince duruşma açılmaksızın ‘Hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine’ şeklinde sanığın beraatine, davanın düşmesine ya da alt ve üst sınırı olmayan sabit bir cezaya hükmolunmasına karar verilebileceğinden, tebliğnamede bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.
B. Katılan vekilinin temyizi yönünden
Katılan vekilinin temyiz isteminin sadece sanık … hakkında kurulan hükme ilişkin olduğu anlaşılmakla, bu hükümle sınırlı olarak yapılan incelemede;
1. Sanığın aşamalardaki değişmeyen savunmalarındaki iddialarının maddi vakıalara dayandığı ve eyleminin suç işlemediğini bildiği kimselere suç atma biçimde olmayıp, 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 74 üncü maddesinde düzenlenen şikayet ve dilekçe hakkı kapsamında kalması nedeniyle atılı suçun unsurlarının oluşmadığı anlaşılmakla hükümde hukuka aykırılık görülmemiştir.
2. Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, Mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dava dosyası içeriğine göre, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 9.Ceza Dairesinin, 19.09.2017 tarihli kararında katılan vekilinin öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Ankara 3.Asliye Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 9.Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 01.11.2023 tarihinde karar verildi.