Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2023/1747 E. 2023/8519 K. 07.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/1747
KARAR NO : 2023/8519
KARAR TARİHİ : 07.11.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2016/116 E., 2016/347 K.
SUÇLAR : Yalan tanıklık, iftira
HÜKÜMLER : Beraat
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan usul hükümlerine göre temyiz edenin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, temyiz isteğinin süresinde olduğu ve reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 04.02.2016 tarihli iddianamesi ile sanık … hakkında iftira, sanıklar … ve … hakkında yalan tanıklık suçlarından cezalandırılması için kamu davası açılmıştır.
2. İzmir 5. Asliye Ceza Mahkemesinin, 06.06.2016 tarihli kararı ile sanık … hakkında iftira, sanıklar … ve … hakkında yalan tanıklık suçlarından beraat kararları verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılan vekilinin temyiz sebebi; sübuta ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Dava konusu olay; sanık …’ın, … isimli kişiyle aralarındaki davalar sırasında kendisi aleyhine yalancı tanıklık yaptığını belirterek katılan aleyhine soruşturma yapılmasına neden olmak suretiyle iftira suçunu işlediği, …’ın oğlu sanık … ile …’ın ustabaşı olan sanık …’ın menfaat karşılığında katılandan yalancı tanıklık yapmasını istedikleri bu şekilde yalancı tanıklığa azmettirmeye teşebbüs suçunu işledikleri iddiasına ilişkindir.
2. Katılan 16.05.2015 tarihli savcılık beyanında; ”İzmir 10. ASCM.’de dosya numarasını hatırlayamadığım yargılama sırasında mağdur …’u kasten yaralayan … hakkında tanık olarak dinlendim. Yapılan teşhiste ben sanık …’ı tanıdım. Verdiğim ifadem sonrası … ceza aldı. Bu olay sonrası yaklaşık 1 yıl önce … beni arabaya çağırdı, ben arabanın ön koltuğuna oturdum. Arka koltukta bir kişi daha vardı. Bu iki şahıs bana yalancı şahitlik yapmam için baskı yaptı. Bana 15.000,00 TL para vereceklerini vaad ettiler, ben kabul etmedim. 2015 yılı Nisan ayında gününü hatırlayamadığım bir zamanda şüpheli … yanıma geldi. … bana avukat …’a ait 0 532 ******* numaralı telefonu ara, 15.000,00 TL paran hazır yeter ki yalancı şahitlik yap dedi. Ben bu yazıyı şikayet dilekçesinin ekinde “0532 ******* …” şeklinde size sunuyorum, bu olaydan 2 gün sonra … ve … , … benim yanıma geldi. Ben bu şahıslara karşı gerek 6. Ağır Ceza Mahkemesinin gerekse 10. Asliye Ceza Mahkemesinin dosyasında yalancı şahitlik yaptım demedim. Ancak İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/33414 soruşturma sırasında ben …, … ve …’ın yanında İzmir 6. Ağır Ceza Mahkemesinin ve İzmir 10. Asliye Ceza Mahkemesinin dosyasında yargılama sırasında yalancı şahitlik yaptığımı söyleyerek … şikayetçi olmuştur. …’ın bu iddiası nedeniyle İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/33414 numaralı evrakında soruşturma yaptığını öğrendim. … hakkında şikayetçiyim. 2015 yılı Nisan ayında üç değişik tarihte … ve … yanıma geldi. Benimle konuştular. Bu sırada … bana “babam …’ta paran kalmaz, git savcılığa ifade ver, tanıklık yaptığın mahkeme dosyalarından yalancı şahitlik yaptığını söyle, daha sonra sana babam … 15.000,00 TL verecek, avukat … aldığı mahkumiyetten kurtulsun, …’u yakalım” şeklinde konuşarak beni yalancı şahitlik yapmaya azmettirdiler, bu konuşmayı … yaptı. …’ın yanında bulunan … bana “Ustam … sağlamdır, 15.000,00 TL parayı sana verecek, senin paran kalmaz” diye konuştular. Bu olay nedeniyle her ikisinden de şikayetçiyim, ben Avukat … ile hiç karşılaşmadım, mahkeme dışında … ile hiç karşılaşmadım. Beni tehdit ettikleri için bu zamana kadar müracaat başvurup şikayetçi olmadım, ilk defa bugün başvuruyorum. ” demiştir.
3. Tanık … soruşturma beyanında; …’ın ustabaşı olarak çalışan … adındaki kişinin katılan ile birlikte oturdukları sırada yanlarına geldiğini, elinde bir kağıt parçası bulunduğunu, kağıtta “…” yazdığını, bu kişinin “15.000,00 TL hazır” dediğini, katılanın ise bu kişiyi kovaladığını, ikinci olayda da sanıklar … ve …’ın birlikte geldiklerini, yanında birbirlerine bakarak, “15.000,00 TL’yi al, yalancı şahitlik yap” dediklerini belirtmiştir.
4. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/33414 sayılı soruşturma dosyası içeriğinde; sanık … tarafından 10.04.2015 tarihinde verilen şikayet dilekçesinde, katılanın, … ile aralarındaki bazı davalarda aleyhine yalancı şahitlik yaptığını belirterek şikayetçi olduğu, bu nedenle katılan hakkında soruşturma yapıldığı ve 2015/33414 sayılı soruşturma numarası üzerinden katılan hakkında ek takipsizlik kararı verildiği anlaşılmıştır.
5. Sanık … savunmasında; ” … babam olur, babamla … arasında hukuk ve ceza mahkemelerinde bazı davalar vardır, benim ve babamın müştekiyle herhangi bir ilişkimiz yoktur, müşteki …’u birkaç kez sanayide gördük ancak gerek ceza mahkemesinde gerekse hukuk mahkemesinde babamın husumetli olduğu … lehine olarak tanıklık yapmıştır, ayrıca benim de yine …’un şikayetçi olduğu bazı davalarda benim aleyhime tanıklık yapmıştır, kesinlikle bu şahsın yanına gidip doğrudan doğruya para teklif etmediğim gibi başkalarını da yönlendirmedim, böyle bir şey olmadı, bu olaylardan önce … bize haber gönderdi, ceza davalarında yalan söylediğini ve pişman olduğunu söyledi, kendisiyle ben ve babam görüştük bize de tekrarladı, biz de kendisine doğruyu söyle dedik ve bu arada zaten avukatımızla görüşüyorduk, bu olayın kumpas olabileceğini avukatımız bize söyleyince polise durum bildirdik, kesinlikle bu şahsa yalan tanıklık yap diye para teklif etmiş değiliz, aslında bizden para isteyen kendisidir, biz bunu Cumhuriyet Savcılığına bildirdik tahkikat sonucunda muhtemelen yeterli kanıt olmadığından dolayı takipsizlik verildi, kendisine yalancı tanıklık yapması konusunda doğrudan doğruya onu yönlendirmiş değiliz, kendisi bize gelip teklifte bulundu hatta tek başımıza dahi onun yanına gitmedik, yanımızda güvenilir bir kişi olarak “hacı amca” diye tabir ettiğimiz …’i de çağırdık daha doğrusu müşteki ile aramızda ilk bağlantıyı kuran şahıs da bu şahıstır,” demiştir.
6. Sanık … savunmasında: ” … benim patronumdur, ben onların yanında çalışan işçisiyim, kesinlikle müştekiye gidip para karşılığında yalancı tanıklıkta bulun şeklinde bir girişimim olmadı, …’nin avukatı …’dır. Ben önce patronumun oğlu olan … ile ilk buluşma için müştekinin yanına gittik, ikinci kez buluşmak üzere beni çağırdığı için yalnız gittim, ikinci buluşmamızda benden patronum lehine tanıklık yapmak üzere iki kişi olduklarından bahisle toplam 9.000,00 TL para istedi ve benim elime bir evrak verdi, içeriğini bilmiyorum, kendi el yazısıyla yazdığını söyledi, zannedersem vereceği ifadenin taslağıydı, ben bu müştekinin bana verdiği ifadeyi alıp patronum olan …’ye götürdüm, bildiğim kadarıyla … Bey bu ifadeyi kendi avukatına götürmüş avukatı da zannedersem kumpas olabilir dikkatli olun diye uyarmış, müşteki beni üçüncü kez çağırınca ben yanına gittim, benden önceki yazılı ifadesini geri istedi, ben de patronuma verdim o da avukatına verdi onunla görüşürsün dedim, ben …’nin avukatının telefonunu bir kağıda yazmıştım, ondan istersin diye onu numarayı kendisine o şekilde verdim, ” demiştir.
7. Sanık … savunmasında: ” Benim … ile ilgili bir çok davalarım vardır, … ile husumetliyiz, her olayda da tanığı …’tir dolayısıyla ben de bu şahıs hakkında şikayette bulundum kesinlikle iftira suçunu işlemedim yasal şikayet hakkımı kullandım ayrıca ben … ve … hakkında sahtecilik suçundan şikayetçi oldum tahkikat devam ediyor. ” demiştir.
8. Katılan mahkemedeki beyanında; ”Sanık … beni sahte belge tanzim etmek suçundan şikayet etmiştir, sanık … ile aile dostumuz olan … arasında hukuk mahkemesinde bir dava vardı, benim bu davada herhangi bir tanıklığım filan söz konusu değildir ancak duyduğum kadarıyla hukuk mahkemesindeki davada … sanıkların aleyhine olarak maddi delil teşkil edecek şekilde bir belge sunmuş, sanık … de bu belgenin sahte olduğunu iddia etmiş, bu belgenin gerçekten sahte olup olmadığını ben bilemiyorum belgeyi görmedim, bu belgeyle ilgili olarak benim hakkımda sahtecilikten dolayı şikayette bulunuldu ancak benim hakkımda takipsizlik kararı verildi, yine … ve … arasındaki Asliye Ceza Mahkemesinde darp olayı ile ilgili bir dava vardı, hatırladığım kadarıyla 10. Asliye Ceza Mahkemesi olabilir, burada müşteki …, sanık ise … idi, ben olayla ilgili mahkemede sanık … aleyhine ifade vermiştim, olay günü ara sıra uğradığım bir tornacının önünde her üç sanık benim yanıma geldiler, … eski sabıkaları olduğu için tekrar ceza almak istemediğini bu nedenle 10. Asliye Ceza Mahkemesine verdiğim ifademden vazgeçmemi bana teklif etti ben kabul etmedim, hafta içinde … tekrar geldi bu sefer para teklif etti ve bana bir kağıt parçası verip 15.000,00 TL avukatta hazır ifade verirsen avukattan bu parayı alacaksın, avukatı ara dediler, benim yanımda da o sırada … vardı ben kabul etmediğim için doğrudan doğruya savcılığa gittim, benim yanıma birkaç kez geldiler, beni arabaya aldılar, ikinci kez hukuk mahkemesindeki delilin de sahte olduğu konusunu söylemem için beni tehdit ettiler, başıma silahla vurdular ben bununla ilgili olarak polise gitmediğim gibi herhangi bir rapor da almadım, Cumhuriyet savcısına verdiğim ifade de doğrudur, … da benim yanıma geldi ancak hiç konu olmadı 2-3 dakika durdu ve gitti, … karşı tarafın avukatlarıyla da ilgili şikayette bulunmuş ben orada da ifade verdim, ” demiştir.
9. Tanık … kovuşturma aşamasındaki beyanında: ” Olay günü ben yanımda müşteki olduğu halde sanayide 2843 Sokak üzerinde bir çay ocağının önünde çay içiyordum, daha önceden tanımadığım ancak şu anda sanıklar arasında bulunan (…’ı göstererek) bu şahıs yanımıza geldi, üstünde … ve telefon numarası yazılı bir kağıt parçasını …’a uzattı, “ara 15.000,00 TL hazır” dedi, yaklaşık bir hafta sonra tekrar yine aynı yerde müştekiyle çay içiyorduk, yine daha önceden tanıdığım … ve oğlu ile lokantacı … ile … 4 kişi geldiler, … orada hiç durmadı, hangisi söyledi bilemiyorum evrakın sahteliği konusunda konuşuyorlardı … ben sahteliğini bilemem, eğer sahteyse karakola gidin, Ben 15.000,00 TL’nin ne amaçla verildiği konusunda bir bilgim yoktur,” demiştir. Hazırlık ifadesi aykırılık sorulduğunda: ”Olayın üzerinden zaman geçtiği için hatırlamış olabilirim o ifadem de doğrudur ” demiştir.
10. Tanık … beyanında: ” 1. Sanayide lokantacıyım, müşteki ve sanıklar orada esnaftırlar, ben bu konuda karakolda ifade verdim o ifademi tekrar ederim dedi. Hazırlık ifadesi okundu: ” Bir gün müşteki benim yanıma geldi galiba … aleyhine hazırlınmış bir evrak var sen onu çağır bunu bildirelim dedi ben de onu çağırdım, sanıklardan … benim yanıma geldi birlikte müştekinin tornacı dükkanına gittik ve az önce dinlenen tanık da vardı benim yanımda hiçbir para mevzusu olmadı mevzunun da ne olduğunu bilmiyorum, konuşmaya başladılar ben fazla durmadım çıktım ” demiştir.
11. Tanık Bilal Aydın beyanında: ”İzmir Emniyet Müdürlüğünde görevli polis memuruyum, her üç sanığı da tanırım, …’ın torna atölyesi vardır, emniyetin tepe lambası ayakları, anten direği vs. gibi aletlerle ilgili atölyesinde sipariş üzerine hizmet üretir, kendisini oradan tanıyorum, sanıklardan biri oğludur diğeri de onun çalışanıdır, ben polis olduğum için bu şekilde de çalışmamızdan dolayı tanışıklığımız vardır, …’nin bazı problemleri vardı bunları zaman zaman anlatıyordu zannedersem hukuki problemlerdi hatırladığım kadarıyla bir yıl kadar önce beni telefonla aradı, “bir şahıs daha önceden ifade vermişti, kendisi vicdan azabı çekiyor doğru söyleyecek, bunu kayıt altına almak amacıyla bir ekip gönderebilir misin” şeklinde benimle konuştu, ben bu hususta savcılığın talimatı olmadan herhangi bir işlem yapamayacağımızı kendisine söyledim ayrıca o şahsın fikrini değiştirmeden hemen savcıya gitsin ifadesini savcılıkta alırlar şeklinde yol gösterdim ve hatta bu konuşma sırasında yanlarında güvenilir bir esnafın da bulunduğunu herhalde fikrenden caymaz gibi şeyler söyledi, benim bilgim budur ” demiştir.
12. Tanık … beyanında: “…’ın avukatlığını yapıyorum, … ile … isimli kişi arasında yaklaşık 2009 yılından beri devam eden ondan fazla hukuk ve ceza davaları vardır. Müştekiyi şahsen tanımam ancak müşteki …’un yanında duruşmalarını takip eden ve onunla ilgili tanıklık yapan kişi olması nedeniyle tanırım. Bir gün büromdayken müvekkilim … yanıma geldi. Kendisine … vasıtasıyla eline ulaşan bir A4 kağıdına yazılı ve Cumhuriyet Savcılığına hitaben yazılmış bir dilekçeyi gösterdi dilekçenin alt kısmında müşteki …’in sadece ismi yazılıydı fakat imzası yoktu. İçeriğinde ise yine müşteki …’un daha önceki …’un lehine vermiş olduğu tüm ifadelerin doğru olmadığını bazı mahkemelere sunulan belgelerin gerçek olmadığını söyleyen bir çeşit itirafname gibi suç duyurusu dilekçesiydi. Müvekkilim bana bu dilekçeyi göstererek müşteki …’u kastedip …’un bu dilekçeyi Cumhuriyet Savcılığına bu şekliyle vereceğini ve davaların da bir şekilde çözümleneceğini ancak bunun için bazı masrafları olduğunu ve kendisinden de bunu görmesi istendiğini söyleyince ben bu işten bir şey çıkmaz bu bir oyun da olabilir bu yüzden bunu kaale alma dedim ve hem vicdan azabı çekiyor hem de para istiyor bu doğru bir şey değil dedim ve biz bunu kabul etmedik geri gönderdik daha sonra müvekkilim …’u sahte belge suçundan da şikayet etti ve belki doğru söyler diyerekte müştekiyi bu şikayetimizde tanık olarak gösterdik. Kesinlikle müştekiyle telefonla bu konuda bir görüşme yapılmamıştır. Ben müştekiyle hiç muhatap olmadım ” demiştir.

IV. GEREKÇE
A. Sanıklar … ve … hakkında yalan tanıklığa azmetmek suçundan kurulan hükümler yönünden
Sanıkların suçu inkara yönelik aşamalardaki savunmaları ve tüm dosya kapsamındaki deliller birlikte değerlendirildiğinde; sanıkların yalan tanıklığa azmettirmeye teşebbüs suçunu işlediklerine dair mahkûmiyetlerine yeterli her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden sanıkların beraatlerine dair kararlarda bir isabetsizlik bulunmadığı, yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, Mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dava dosyası içeriğine göre, katılan vekilinin sübuta ilişkin ve yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.

B. Sanık … hakkında iftira suçundan kurulan hüküm yönünden
İftira suçunun oluşabilmesi için; yetkili makamlara ihbar veya şikayette bulunarak işlemediğini bildiği halde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat edilmesi gerekir.
Somut olayda; sanığın, katılan hakkındaki yalancı tanıklık suçuna ilişkin şikayeti üzerine katılan hakkında başlatılan soruşturma sonucunda katılanın atılı suçu işlediğine dair yeterli delil elde edilemediği gerekçesi ile İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 17.08.2015 tarih ve 2015/33414 sayılı ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği gerekçesi ile sanık hakkında iftira suçundan kamu davası açıldığı; sanığın suçlamayı hiçbir aşamada kabul etmediği, sanığın eyleminin suç işlemediğini bildiği kimseye suç atmak biçiminde olmayıp Anayasa’nın 74 üncü maddesinde yer alan Anayasal şikayet ve dilekçe verme hakkı kapsamında kalıp katılanlar hakkında verilen şüphe nedenli kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin kararın iftira suçunun işlendiğine kesin delil teşkil etmediği anlaşılmakla Mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
2. Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, Mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dava dosyası içeriğine göre, katılan vekilinin sübuta ilişkin ve yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle İzmir 5. Asliye Ceza Mahkemesinin, 06.06.2016 tarihli kararında katılan vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden katılan vekilinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükümlerin, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 07.11.2023 tarihinde karar verildi.