Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2023/1592 E. 2023/8913 K. 21.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/1592
KARAR NO : 2023/8913
KARAR TARİHİ : 21.11.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi.
SAYISI : 2018/2549 E., 2019/2721 K.
SUÇ : Beden bakımından kendini idare edemeyecek durumda bulunan kimseleri dilencilikte araç olarak kullanma
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet, hükmün açıklanmasının geri bırakılması
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : İade, temyiz isteminin esastan reddi ile hükmün onanması

Sanık … hakkında 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 231 inci maddesinin beşinci fıkrası uyarınca verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının, 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin onikinci fıkrası gereği itiraz yoluna tabi olduğu, temyiz yasa yoluna başvurulması olanaklı bulunmadığından temyiz isteminin mercide yanılma nedeniyle aynı Kanunun 264 üncü maddesi gözetilerek itiraz olarak kabulüyle gereğinin mahallinde yerine getirilmesi için dosyanın incelenmeksizin mahalline iadesine karar vermek gerekmiştir.
Sanık … hakkında İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın ise; 5271 sayılı Kanun’un 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1-İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 02.11.2016 tarihli iddianamesi ile sanık hakkında beden bakımından kendini idare edemeyecek durumda bulunan kimseleri dilencilikte araç olarak kullanma
suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 229 uncu maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca cezalandırılması istemiyle dava açılmıştır.
2-İstanbul 48. Asliye Ceza Mahkemesinin 26.04.2018 tarihli kararı ile sanık hakkında beden bakımından kendini idare edemeyecek durumda bulunan kimseleri dilencilikte araç olarak kullanma suçundan 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraatine karar verilmiştir.
3-İstanbul 48. Asliye Ceza Mahkemesinin 26.04.2018 tarihli kararının katılan mağdur vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesince 06.11.2019 tarihli kararı ile sanık hakkında ilk derece mahkemesince kurulan hükmün kaldırılarak 5237 sayılı Kanun’un 229 uncu maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca erteli 1 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
4-Sanık … hakkında ise, atılı suçtan mahkumiyetine ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1-Katılan mağdur vekilinin temyiz istekleri, üst sınırdan ceza verilmesi, indirim uygulanmaması ve sanık … hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanmaması gerektiğine ilişkindir.
2-Katılan ilgili Bakanlık vekilinin temyiz istekleri ise, sanık … hakkında üst sınırdan ceza verilmesi gerektiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1-Dava konusu olay, sanık …’ın 2 yaşındaki çocuğunu kullanarak dilencilik yaptığı iddiasına ilişkindir.
2-Görevlilerce düzenlenen 24.08.2016 tarihli olay tutanağında, hakkında daha önce bir çok kez idari yaptırım kararı uygulanan sanığın, çocuğunu dilencilikte araç olarak kullandığının tespit edildiği belirtilmiştir.
3-Sanık savunmalarında özetle, suçlamayı kabul etmediğini, geçimini sağlamak için mendil ve su sattığını, su satın almak için çocuğunu temyiz dışı sanık …’a bırakıp markete gittiğini, döndüğünde polislerin geldiğini gördüğünü ifade etmiştir.
4-Tutanak mümzilerinden olan yeminli tanık F.D. ise, tutanak içeriğinin doğru olduğunu, sanıkların sırtlarında çocuklarıyla dilendiklerini beyan etmiştir.
A-İlk derece Mahkemesinin kabulü
Mağdurun yaşı itibariyle bakıma muhtaç olduğu, sanığın da bırakabilecek kimsesi olmadığından çocuğunun yanında olduğunu savunduğu, savunmasının aksine çocuğu dilencilikte aracı olarak kullandığına ilişkin cezalandırılmasına yeterli delil bulunmadığı kanaatine varılarak beraat kararı verilmiştir.

B.Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Sanığın dilencilik yaptığına ilişkin tutanak içeriği dikkate alındığında atılı suçun sabit olduğuna karar verilmiştir.

IV.GEREKÇE
1-Sanık … hakkında kurulan hükme yönelik yapılan temyiz incelemesinde
5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin 12 nci fıkrası uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararlar itiraza tabi olup temyiz yasa yoluna başvurulması olanaklı bulunmadığından bu hüküm inceleme dışı bırakılmıştır.
2-Sanık … hakkında kurulan hükme yönelik yapılan temyiz incelemesinde ise
Suçun işleniş biçimi, sanığın kastının yoğunluğu, meydana gelen zararın ağırlığı, suçun işlendiği zaman ve yer, failin güttüğü amaç ve saik gözetilerek tayin olunan cezada 5237 sayılı Kanun’un 3 üncü ve 61 inci maddelerine aykırılık bulunmamış, katılan ilgili Bakanlık vekili ve katılan mağdur vekilinin temyiz itirazları reddedilmiştir.
Olaylar ve olgular bölümünde belirtilen tutanak, sanık savunmaları ile dava dosyası kapsamındaki tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde, atılı suçun sabit olduğuna dair mahkeme kabulünde isabetsizlik görülmemiş, yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, katılan mağdur vekili ile katılan ilgili Bakanlık vekilinin yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir.

V. KARAR
1-Sanık … hakkında kurulan hüküm yönünden
Sanık hakkında 5271 sayılı Kanunun 231 inci maddesinin beşinci fıkrası uyarınca verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının, 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin onikinci fıkrası gereği itiraz yoluna tabi olduğu, temyizinin mümkün olmadığı anlaşılmakla katılan mağdur vekilinin temyiz isteminin 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un (5320 sayılı Kanun) 8 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı Kanun’un 317 nci maddesi gereğince REDDİNE, merciide yanılma nedeniyle 5320 sayılı Kanunun 264 üncü maddesi gözetilerek istemin itiraz olarak kabulü ile gereğinin yerine getirilmesi için dosyanın incelenmeksizin mahalline İADESİNE,
2-Sanık … hakkında kurulan hüküm yönünden
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinin 06.11.2019 tarihli kararında katılan mağdur vekili ile katılan ilgili Bakanlık vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden katılan mağdur vekili ile katılan ilgili Bakanlık vekilinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanun’un 8 inci maddesiyle değişik, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca, dosyanın İstanbul Anadolu 48. Asliye Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesi’ne gönderilmek üzere, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 21.11.2023 tarihinde karar verildi.