YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/1259
KARAR NO : 2023/4510
KARAR TARİHİ : 12.06.2023
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜM : Mahkûmiyet
Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının, 03.07.2013 tarihli iddianamesi ile sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan cezalandırılması talebi ile dava açılmıştır.
2. Antalya 16. Asliye Ceza Mahkemesinin, 23.10.2014 tarihli kararıyla, sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraat kararı verilmiştir.
3. Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 09.03.2022 tarihli kararı ile, ”…sanığın 5237 sayılı TCK’nın 109/2, 109/3-a, 109/5 madde ve fıkralarında düzenlenen kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan mahkumiyeti yerine yazılı şekilde beraatine karar verilmesi,…” nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.
4. Yargıtay bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada; Antalya 16. Asliye Ceza Mahkemesinin, 02.03.2023 tarihli kararıyla, sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan 5 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafinin temyiz isteği,
1. Sanığın üzerine atılı suçu işlemediğine,
2. Mağdurenin, sanık tarafından alıkonulmadığını ifade ettiğine,
3. Atılı suçun işlendiğine dair somut delil bulunmadığına,
4. Olayda cebir, tehdit veya hile kullanılmadığına,
5. Eylemin silahla gerçekleştirildiği yönündeki kabulün de hatalı olduğuna,
6. Atılı suçun cinsel amaçla gerçekleştirilmediğine,
Ve somut bir nedene dayanmayan diğer temyiz itirazlarına ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
1. Dava konusu olay; sanığın olay günü aralarında önceye dayalı arkadaşlık ilişkisi bulunan mağdureyi evinin önünde beklediği, mağdure arkadaşı … ile birlikte evden çıktıktan sonra mağdurenin kolundan tutarak onu sürüklemeye başladığı, konuşmak istediğini ve kendisi ile evlemezse öldüreceği yönünde tehdit ettiği, bu şekilde yaklaşık 300 metre kadar mağdureyi sürüklediği, mağdurenin arkadaşı … müdahale etmek istese de gücü yetmediği için engel olamadığı, sanığın yanında getirdiği biber gazını mağdurenin yüzüne sıktığı, kızının kaçırıldığını haber alan müşteki …’nın olaya müdahale ederek mağdureyi sanığın elinden kurtarıp evine getirmesi neticesinde olayın sonlandığı iddiasına ilişkindir.
IV. GEREKÇE
1. Tüm dosya kapsamına göre, mağdurenin eylem sırasında sanık tarafından yaklaşık 300 metre sürüklendiğinin anlaşılması karşısında, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun tamamlandığı gözetildiğinde, Tebliğnamedeki bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.
2. Mağdurenin olaydan hemen sonra alınan beyanında, sanığın kolundan tutarak kendisini sürüklediğini ve öldüreceği yönünde tehditte bulunduğunu ifade etmesi, mağdure …’nin aşamalardaki ifadelerinde bu durumu doğrulaması ve adli muayene raporuna göre, sanığın atılı eylemi cebir ve tehditle gerçekleştirdiği anlaşılmakla, sanık müdafinin eylemin cebir ve tehditle gerçekleştirilmediğine ilişkin temyiz itirazı reddedilmiştir.
3. Sanığın aralarında önceye dayalı arkadaşlık ilişkisi bulunan ve bir süre de gayrıresmi olarak birlikte yaşadığı mağdureye yönelik alıkoyma eylemini, evlenmek maksatlı cinsel amaçla gerçekleştirdiğinin anlaşılması karşısında, sanık müdafinin bu yöndeki temyiz itirazı reddedilmiştir.
4. Sanığın eylem henüz tamamlanmadan önce mağdurenin yüzüne silahtan sayılan biber gazını sıkması nedeniyle, Mahkemece 5237 sayılı Kanun’un 109 uncu maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendinin uygulanmasında hukuka aykırılık bulunmamıştır.
Mağdurenin soruşturma aşamasında olaydan hemen sonra alınan beyanı, sanığın savunmaları, mağdure … ve müşteki …’nın ifadeleri, adli muayene raporu, olay tutanağı ve dava dosyası kapsamındaki tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde, sanığın mahkumiyetine ilişkin kararda isabetsizlik görülmemiş, yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık müdafinin sübuta ilişkin diğer temyiz sebepleri yerinde görülmemekle, kararda hukuka aykırılık bulunmamıştır .
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Antalya 16. Asliye Ceza Mahkemesinin, 02.03.2023 tarihli kararında, sanık müdafii tarafından ileri sürülen temyiz itirazları ile dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden, vaki temyiz itirazının reddiyle hükmün, Tebliğnameye aykırı olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 12.06.2023 tarihinde karar verildi.