Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2022/939 E. 2023/5230 K. 21.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/939
KARAR NO : 2023/5230
KARAR TARİHİ : 21.06.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2020/580 E., 2021/794 K.
SUÇ : Hükümlü veya tutuklunun kaçması
HÜKÜM : Mahkûmiyet

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Sincan Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 26.05.2014 tarihli iddianamesiyle sanık hakkında hükümlü veya tutuklunun kaçması suçundan cezalandırılması istemi ile kamu davası açılmıştır.
2. Ankara Batı 8. Asliye Ceza Mahkemesi’nin, 16.04.2015 tarihli kararı ile sanık hakkında tutuklu ve hükümlünün kaçması suçundan, 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına, cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmiştir.
3. Bu kararın sanık müdafii tarafından temyizi üzerine Yargıtay 8. Ceza Dairesi’nin 28.10.2020 tarihli kararı ile “.. sanığın hükmün esasını oluşturan kısa kararın açıklandığı son oturumda hazır bulundurulması veya SEGBİS sisteminde hazır edilmesi gerektiği gözetilmeden yargılamaya devamla hüküm kurulması suretiyle CMK.nın 196. maddesine aykırı davranılması,..” nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.
4. Ankara Batı 8. Asliye Ceza Mahkemesi sanık hakkında basit yargılama usulünün uygulanmasına yer olmadığına karar vererek, 18.11.2021 tarihinde sanık hakkında tutuklu ve hükümlünün kaçması suçundan, 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafii suç işleme kastının olmadığını, 293 üncü maddenin uygulanması gerektiğini ve sanığın mazereti nedeniyle suçun oluşmadığını belirterek hükmü temyiz etmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Sincan Açık Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü olarak bulunan sanık, 08.04.2014 tarihinde 7 gün izin kullanmak üzere cezaevinden ayrılmış, ancak teslim olması gereken 15.04.2014 tarihinde cezaevine dönmemiştir. Cezaevi idaresi tarafından 48 saat geçtikten sonra sanık hakkında 17.04.2014 tarihinde firar tutanağı hazırlanmıştır.
2. Sanık hakkında çıkartılan yakalama kararı ile 24.03.2015 günü alınan savunmasında izin bitiminde cezaevine geri dönmediğini, hakkında kapalıya iade kararı verilmesi nedeniyle 32 gün beraat ettiği bir dosya nedeniyle kapalı cezaevinde kaldığını, sonra tekrar açık cezaevine alınınca psikolojisi bozuk olduğu için kaçtığını beyan etmiştir.
3. Dosya içindeki yakalama tutanağına göre sanık 24.03.2015 günü yaklaşık bir sene sonra kendisi teslim olmuş ise de firar süresi gözetildiğinde, 5237 sayılı kanunun 293 üncü maddesinin uygulama yeri bulunmadığı anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
Olay ve olgular bölümünde belirtilen deliller ve tüm dosya kapsamına göre, yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine ancak, uygulama maddesinin 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanun’un (5275 sayılı Kanun) 97 inci maddesinin birinci fıkrası delaleti ile 5237 sayılı Kanun’un 292 inci maddesinin birinci fıkrası olduğunun belirtilmemesi suretiyle 5271 sayılı Kanun’un 232 nci maddesinin altıncı fıkrasına aykırı davranılması ve suç tarihi 17.04.2014 olduğu halde karar başlığında 15.04.2014 olarak gösterilmesi hukuka aykırı bulunmuş, bu hususların 1412 sayılı Kanun’un 322 inci maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün görülmüştür.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Ankara Batı 8. Asliye Ceza Mahkemesinin, 18.11.2021 tarihli kararına yönelik sanık müdafiinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesi gereği hüküm fıkrasında 1. Bentteki ” TCK’nun 292/1 maddesi” ibaresinden önce gelmek üzere “5275 sayılı Kanun’un 97 inci maddesinin birinci fıkrası delaleti ile” yazılması ve karar başlığındaki suç tarihinin 17.04.2014 olarak değiştirilmesi suretiyle ile hükmün, Tebliğnameye uygun olarak, oy birliğiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 21.06.2023 tarihinde karar verildi.