Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2022/6594 E. 2023/2704 K. 02.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/6594
KARAR NO : 2023/2704
KARAR TARİHİ : 02.05.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇTAN ZARAR GÖREN : Maliye Hazinesi
SUÇ : Hakkı olmayan yere tecavüz

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun’un) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Artvin Cumhuriyet Başsavcılığının 17.11.2019 tarihli iddianamesi ile sanığın köy tüzel kişiliğine ait veya köylünün ortak yararlanmasındaki taşınmazlara tecavüz suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 154 üncü maddesinin ikinci fıkrası ve 53 üncü maddesi gereğince cezalandırılması için kamu davası açılmıştır.
2. Artvin Asliye Ceza Mahkemesinin, 18.03.2021 tarihli ve 2019/573 Esas, 2021/212 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında köy tüzel kişiliğine ait veya köylünün ortak yararlanmasındaki taşınmazlara tecavüz

suçundan 154 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 62 nci maddesi, 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ve 52 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca hapisten çevrili 3000 TL ve doğrudan verilen 80 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
3. Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin, 27.10.2021 tarihli ve 2021/1123 Esas ve 2021/1441 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanığın istinaf başvurusunun kabulüne karar verilerek 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ve 303 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca sanığın köy tüzel kişiliğine ait veya köylünün ortak yararlanmasındaki taşınmazlara tecavüz suçundan mahkumiyetine ilişkin bölüm tamamen çıkartılarak yerine; ”…sanık …’in üzerine atılı hakkı olmayan yere tecavüz suçundan eylemine uyan TCK’nın 154/2 maddesi delaleti ile TCK’nın 154/1 maddesi gereğince cezalandırılması istemi ile kamu davası açılmış ise de; sanığın atılı suçu işlediğine dair mahkumiyetine yeterli her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden CMK’nın 223/2-e maddesi uyarınca üzerine atılı suçtan BERAATİNE…” ibarelerinin eklenmesi suretiyle, düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1. Cumhuriyet savcısının temyiz istemi; duruşma açılarak karar verilmesi gerektiğine, olayın tek tanığı olan T.B.’nin kolluk aşaması dışında dinlenmediğine vesaire ilişkindir.
2. Suçtan zarar gören Hazine vekilinin temyiz istemi; yargılama sırasında davanın ihbar edilmemesi nedeniyle katılma talebinde bulunamadığına ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Dava konusu olay, sanığın … Kötü Tüzel Kişiliğine ait olan 172 ada, 18 parsel de bulunan 5 adet ağacı kestiği iddiası üzerine açılan davada mahkemece yapılan keşif sonrası düzenlenen bilirkişi raporunda ağaçların kesildiği alanın köy tüzel kişiliğine ait olduğunun tespiti, sanığın kabulü, tüm bu delillerin birbirini doğrulaması ve tüm dosya kapsamında sanığın ağaçları kesmek suretiyle üzerine atılı suçu işlemiş olduğundan bahisle mahkumiyetine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Sanığın … Köy Tüzel Kişiliğine ait alandaki ağaçları kestiği gerekçesi ile açılan kamu davasında; tüm aşamalarda üzerine atılı suçlamaları kabul etmediği, aralarında husumet bulunan kardeşi …’in soyut beyanları dışında sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair başkaca bir delilin bulunmadığı anlaşılmakla “kuşkudan sanık yararlanır” prensibi uyarınca, sanığın savunmasının aksini gösterir mahkumiyetine yeterli, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden sanığın mahkumiyetine ilişkin bölüm tamamen çıkartılarak yerine ”…sanığın atılı suçtan beraatine, düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine…” karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
Duruşmadan usulüne uygun haberdar edilmeyen şikayetçi Maliye Hazinesi’nin gerekçeli kararın tebliği üzerine hükmü temyiz ettiği anlaşıldığından, şikayetçi Kurumun 5271 sayılı Kanun’un 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca yasa yollarına başvurma hakkı bulunduğu belirlenerek yapılan incelemede;

1. 5271 sayılı Kanun’un 237 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan kanun yolu muhakemesinde davaya katılma talebinde bulunulamayacağına ilişkin düzenleme karşısında, davadan haberdar edilmeme halinde katılma talebinin ancak ilk derece yargılamasında duruşma açılarak karara bağlanabileceği, katılma hususunda olumlu olumsuz bir karar verilmeden istinaf davası inceleme kapsamının belirlenebilmesinin de mümkün olamayacağı nazara alınıp, kanun yolu incelemesi sırasında davadan haberdar edilen şikayetçi Maliye Hazinesi vekilinin tebliğ üzerine Maliye Hazinesi vekilinin katılma ve istinaf başvurusunda bulunduğu anlaşılmakla;
Şikayetçi Maliye Hazinesi davadan haberdar edilip delillerini sunma ve davaya katılma olanağı sağlanarak sanıkların hukuki durumlarının değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, yargılamaya devamla hükümler kurulması suretiyle 5271 sayılı Kanun’un 233 üncü maddesi birinci fıkrası ve 234 üncü maddelerine aykırı davranılması nedeniyle ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesi gerekirken, anılan usul kaidelerine riayetsizlik ile 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi ve 289 uncu maddesinin birinci fıkrasının (e) bendine aykırı karar verildiği anlaşılmıştır.
2. 5271 sayılı Kanun’un 217 nci maddesinin birinci fıkrasında “Hakim, kararını ancak duruşmaya getirilmiş ve huzurunda tartışılmış delillere dayandırabilir. Bu deliller hakimin vicdani kanaatiyle serbestçe takdir edilir” ve aynı Kanunun 210 uncu maddesinin birinci fıkrasında ise “Olayın delili, bir tanığın açıklamalarından ibaret ise bu tanık duruşmada mutlaka dinlenir. Daha önce yapılan dinleme sırasında düzenlenmiş tutanağın veya yazılı bir açıklamanın okunması dinleme yerine geçemez” hükümlerine yer verilmiş olup sadece kolluk aşamasında dinlenen tanık T.B, ağaçların sanık tarafından kesilip satıldığını beyan etmesi karşısında, sanığın savunmasında belirttiği hususlar konusunda ve maddi hakikatin ortaya çıkarılması açısından tanık T.B.’nin usulüne uygun şekilde duruşmaya davet edilerek duruşmada dinlenmesinden sonra eyleminin 5237 sayılı Kanun’un 141. maddesinin birinci fıkrası gereğince hırsızlık suçunu oluşturup oluşturmayacağı değerlendirilmeden, eksik araştırma ile yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi nedeniyle sanık hakkında kurulan hüküm hukuka aykırılık bulunmuştur.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Cumhuriyet savcısının ve suçtan zarar gören Hazine vekilinin temyiz istemleri yerinde görüldüğünden Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin, 27.10.2021 tarihli ve 2021/1123 Esas ve 2021/1441 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendi uyarınca takdîren Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 02.05.2023 tarihinde karar verildi.