Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2022/6356 E. 2023/4829 K. 14.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/6356
KARAR NO : 2023/4829
KARAR TARİHİ : 14.06.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/298 E., 2016/295 K.
SUÇ : İftira
HÜKÜM : Mahkûmiyet

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan usul hükümlerine göre temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, temyiz isteğinin süresinde olduğu ve reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Sandıklı Cumhuriyet Başsavcılığının 10.06.2015 tarihli iddianamesi ile sanık hakkında kamu görevlisine hakaret suçundan kamu davası açılmıştır.
2. Sandıklı Asliye Ceza Mahkemesi tarafından yapılan suç duyurusu üzerine, Sandıklı Cumhuriyet Başsavcılığının 10.12.2015 tarihli iddianamesi ile sanık hakkında iftira suçundan birleştirme talepli kamu davası açılmıştır.
3. Sandıklı Asliye Ceza Mahkemesinin, 23.03.2016 tarihli kararı ile sanık hakkında kamu görevlisine hakaret suçundan beraatına, iftira suçundan ise hükmolunan 10 ay hapis cezasının ertelenmesine ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz istemi; hükmün usul ve yasaya aykırı olduğu ve bu sebeple bozularak hakkında beraat kararı verilmesi gerektiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Dava konusu olay, sanık …’ün Sandıklı Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açması sonrasında dava hakkında bilgi almak amacıyla BİMER’e 29.10.2014, 30.10.2014 ve 10.11.2014 tarihlerinde üç farklı dilekçe göndermesi sonucu, dilekçelerde yer alan birtakım ibareler dolayısı ile Sandıklı Asliye Hukuk Mahkemesi personeli katılanlar hakkında idari soruşturma başlatılması ve soruşturma sonucunda disiplin cezası verilmesine yer olmadığına ilişkin kurulan hüküm uyarınca, sanığın katılanlar hakkında idari soruşturma açılmasını sağlayarak iftira suçunu işlediği iddiasına ilişkindir.

IV. GEREKÇE
1. İftira suçunun oluşabilmesi için; yetkili makamlara ihbar veya şikayette bulunarak işlemediğini bildiği halde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat edilmesi gerekmektedir. Dolayısıyla, failin belirli olay ve olgulardan yola çıkarak, isnat ettiği fiilin mağdur tarafından işlendiği inancı ve şüphesi ile ihbarda bulunması halinde iftira suçunun unsurları oluşmayacaktır.
2. Sanık …’ün yeğeni ve aynı zamanda adliye personeli çalışanı olan …’a olan borcundan dolayı emekli maaşına haciz konulduğu, sanığın söz konusu haczin kaldırılması talebi ile Sandıklı Asliye Hukuk Mahkemesine dava açtığı, söz konusu dava devam ederken sanığın BİMER’e üç farklı dilekçe göndermesi sonucu dilekçelerde yer alan ifadeler sebebiyle katılanlar hakkında idari soruşturma yapılıp disiplin cezası verilmesine yer olmadığına karar verilen olayda, sanığın iftira suçuna konu söyleminin 10.11.2014 tarihli dilekçesinde yer alan “mesai arkadaşlarına 35 kuruş para gelsin diye kıyak mı yapıyorlar bilemiyorum” ifadesi olduğu anlaşılmıştır. Söz konusu ifadenin, sanığın yazdığı dilekçede yer alan “Afyon 1. İcra Hukuk Hakimliğine benzer bir dava açtım 9 günde sonuçlandı, Ankara 3. İcra Hakimliğine dava açtım 20 günde sonuçlandı. Ankara’daki birikim ve iş Sandıklı’nın en az 50 katı yoğun, Afyon’un işi Sandıklı’dan en az 20 kat daha yoğun” ifadesi gibi bir kısım vakıalara dayandığı anlaşılmıştır. Aynı zamanda, sanığın maaşındaki kesinti sebebiyle davanın en kısa sürede sonuçlanmasını istediği ve sürece ilişkin duyduğu kaygı dikkate alındığında, söz konusu ifadelerin suç işlemediğini bildiği bir kimseye karşı suç isnadı biçiminde olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. İftira konusu eylemin, Anayasanın 74 üncü maddesinde düzenlenen anayasal şikayet hakkını kullanma niteliğinde bulunduğu, sanığın aşamalarda alınan ve aksine delil bulunmayan savunmalarında da iftira atma gibi bir düşüncesinin olmadığını beyan ettiği, iftira özel kastıyla hareket ettiğine dair mahkumiyetine yeterli her türlü şüpheden uzak, kesin ve yeterli delil de bulunmadığı gözetildiğinden, sanığın üzerine atılı suçtan beraatı yerine yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesi, hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
Gerekçe bölümünün (2.) fıkrasında açıklanan nedenlerle Sandıklı Asliye Ceza Mahkemesinin, 23.03.2016 tarihli kararına yönelik sanığın temyiz istekleri yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 14.06.2023 tarihinde karar verildi.