Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2022/6122 E. 2023/5384 K. 22.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/6122
KARAR NO : 2023/5384
KARAR TARİHİ : 22.06.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2017/211 E., 2020/319 K.
SUÇ : İftira
HÜKÜM : Beraat

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan usul hükümlerine göre temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, temyiz isteğinin süresinde olduğu ve reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Akseki Cumhuriyet Başsavcılığının 12.08.2014 tarihli iddianamesi ile sanık hakkında iftira suçundan cezalandırılması istemi ile dava açılmıştır.
2.Kara Kuvvetleri Komutanlığı/Dağ, Komando Okulu ve Eğitim Merkezi Askeri Mahkemesi’nin 16.06.2016 tarihli kararı ile sanık hakkında iftira suçundan 1 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
3.Askeri Yargıtay tarafından verilen 30.11.2016 tarihli kararda, Askeri Mahkemelerin görevli olmadığı gerekçesiyle diğer yönler incelenmeden görev yönünden hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
4.Bozma üzerine askeri mahkeme tarafından görevsizlik kararı verilmiş ve Elmalı Asliye Ceza Mahkemesinin 10.11.2020 tarihli kararı ile sanık hakkında iftira suçundan beraatine, resmi belgede sahtecilik veya başka bir suçun oluşması ihtimaline binaen Elmalı Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmasına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Cumhuriyet savcısının temyiz isteği; iftira suçunun oluştuğuna, sanığın kendini başka yollarla savunma imkanı varken hukuka aykırı delil elde ederek husumetli olduğu müştekiye yönelik suç uydurma yoluna gittiği, mahkumiyet kararı verilmesi gerektiği hususlarına ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Dava konusu olay, sanığın görevi kötüye kullanma suçundan yargılandığı başka bir dava dosyasında savunmasının alındığı sırada şikayetçinin devriye görevi sırasında araç sorgulaması yapılmadığı halde yapılmış gibi mesaj bildirim formu düzenlediğini ileri sürerek şikayetçi hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan soruşturma yapılmasına neden olduğu iddiasına ilişkindir.

IV. GEREKÇE
Tüm dava dosyası içeriği incelendiğinde, olay tarihinde sanığın Taşlıca Jandarma Komutanlığında astsubay olarak, şikayetçinin ise Karakol Komutanı olarak görev yaptığı, 22.12.2012 tarihinde sanığın devriye görevine gitmediği gerekçesiyle müşteki tarafından hakkında tutanak tutulduğu ve sanık hakkında görevi kötüye kullanma suçundan dava açıldığı, Akseki Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/47 E., 2014/20 K. sayılı dava dosyasında sanık talimat yolu ile alınan 04.11.2013 tarihli savunmasında, olay günü devriye görevine gittiğini ancak seyir halinde olduklarını, yol kontrolü yapmadıklarını, hava ve yol muhalefeti nedeniyle geri döndüklerini, yol uygulaması yapmadıkları halde karakol komutanı olan müştekinin kontrol yapılmış gibi bildirimde bulunduğunu, buna ilişkin mesaj formunu sunduğunu beyan etmiştir.
Sanık tarafından talimat mahkemesine sunulan 300 nolu mesaj formunda, Taşlıca Jandarma Karakol Komutanlığından Akseki Jandarma Komutanlığına gönderildiği yazılı olan bildirimde, 22.12.2012 tarihinde icra edilen yol emniyet ve kontrol devriyesinde 165 kimlik ve 21 araç sorgulaması yapıldığı hususunun yazıldığı, altında Taşlıca Karakol Komutanı Abdullah Ekmekçi’nin isminin yazılı olduğu anlaşılmıştır.
Sanık hakkında Akseki Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/47 E., 2014/20 K. sayılı kararı ile sanığın yol güzergahında seyredip saat 10:30 gibi karakola döndüğü ve görevini gereği gibi yapmadığı anlaşılmış ise de, kamu zararı ve kişilerin mağduriyetine neden olma şartı gerçekleşmediğinden görevi kötüye kullanmak suçundan beraatine, 300 nolu mesaj formu ile ilgili adli yönden işlem yapılması için kararın Akseki Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verilmiştir.
Akseki Jandarma Komutanlığının 23.06.2014 tarihli yazısında, 22.12.2012 tarihli mesaj formu hakkında kayıtlarda yapılan araştırmada gelen mesaj kayıt defterinde kaydının bulunmadığı,

Taşlıca Jandarma Komutanlığının 23.06.2014 tarihli şikayetçinin de imzası bulunan yazı cevabında, söz konusu mesajın sadece giden mesaj kayıt defterinde kaydına rastlandığı, mesajların karakol komutanının imzası ve onayı olmadan çekilemeyeceği, deftere kayıt edilen her mesajın gönderilmiş olmayabileceği, mesajın çekildiğine dair bilgisayar kayıtları ve dosyalarda herhangi bir bilgiye rastlanmadığı belirtilmiştir.
Şikayetçi hakkında 12.08.2014 tarihinde resmi belgede sahtecilik suçunu işlemediği gerekçesiyle ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiştir.
Tanık U.C. beyanında, olay gününde karakolda santral görevlisi olduğunu, 300 nolu mesajı … adıyla deftere kendisinin kaydettiğini, emri sanık …’dan aldığını, sanığın devriyeye gidildiğine dair rapor gönderilmesini istediğini, mesajı sanığın gönderdiğini, kapalı bir odada çalıştığı için devriye görevini gidilip gidilmediğini bilmediğini beyan etmiştir.
Sanığın bir başka dosyada sanık olarak yargılanmakta iken, katılan hakkında resmi belgede sahtecilik yaptığı iddiasında bulunarak 300 nolu mesaj formunu talimat mahkemesine sunduğu, toplanan deliller ve tanık U.C.’nin beyanına göre bu belgenin katılan tarafından düzenlenmediği ve sanık tarafından santral görevlisi olan U.C.ye verilerek kaydının yapılmasının istendiği, katılan hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan yapılan soruşturma sonucunda yüklenen suçu işlemediğinin sabit olduğu gerekçesiyle kovuşturma yer olmadığı kararı verildiğinin anlaşılması karşısında, sanığın savunma hakkını aşacak şekilde katılan ile arasında var olan husumetin etkisiyle katılan hakkında soruşturma başlatılmasını sağlamak maksatlı eylemi nedeniyle sevk maddeleri uyarınca maddi eser ve delillerini uydurarak iftira suçundan cezalandırılması yerine yazılı şekilde beraat hükmü kurulması hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Elmalı Asliye Ceza Mahkemesinin 10.11.2020 tarihli kararına yönelik Cumhuriyet savcısının temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğnameye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 22.06.2023 tarihinde karar verildi.