Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2022/5839 E. 2023/1935 K. 04.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/5839
KARAR NO : 2023/1935
KARAR TARİHİ : 04.04.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın alma veya taşıma veya bulundurma
HÜKÜM : Mahkûmiyet

Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü;
Sanık müdafii 29.04.2022 tarihinde süre tutum ve gerekçeli kararın 04.05.2022 tarihinde tebliğinden (12) gün sonra 16.05.2022 tarihli gerekçeli temyiz dilekçeleri vermek suretiyle hükmü temyiz etmiştir. Süre tutum dilekçesi vermek suretiyle temyiz iradesini ortaya koyan sanık, müdafii, katılan veya vekilinin gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yedi (7) gün içerisinde gerekçelerini bildirmemeleri halinde, meşruhatlı davetiye tebliğ edilerek mâkul bir sürede temyiz gerekçelerinin, diğer bir ifadeyle sebeplerinin bildirilmemesi halinde temyiz başvurusunun sebep yokluğundan ret edileceği ihtarı yapılmalı, sonucuna göre karar verilmelidir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 295 inci maddesinin birinci fıkrasındaki yedi (7) günlük sürenin, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 21.09.2021 tarih 2020/14-115 Esas ve 2021/412 Karar sayılı içtihadında hak düşürücü süre olduğu kabul edildiği, kararın sonuç bölümünde “hükmün CMK’nın 291. maddesi uyarınca onbeş (15) günlük temyiz süresine tabi olduğu, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren ise aynı Kanunun 295/1. madde uyarınca yedi (7) gün içerisinde temyiz sebeplerinin bildirilmesi gerektiği” belirtilmediği taktirde müdafii ve vekil dahil olmak üzere sürede yanıltmanın varlığı kabul edilerek temyiz başvurusunun ve sebeplerinin duruma göre süresinde bildirildiği kabul edilerek işin esasına girilebilir.

Somut olayda sanık müdafiinin; gerekçeli kararın 04.05.2022 tarihinde kendisine tebliğinden dokuz (12) gün sonra 16.05.2022 tarihinde temyiz sebeplerini içeren dilekçe ibraz ettiği anlaşılmakta ise de; 20.04.2022 günlü oturumda sanık müdafiinin yüzüne karşı tefhim edilen kısa kararın sonuç bölümünde, “Kararın sanık ve müdafii açısından tefhimden itibaren 15 gün içinde Dairemize verilecek dilekçe veya tutanağa geçirilmek üzere zabıt katibine beyanda bulunmak, veyahut bir başka İlk Derece Ceza Mahkemesi veya Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Dairesi aracılığıyla dilekçe göndermek suretiyle Yargıtay ilgili Ceza Dairesi tarafından incelenmek üzere TEMYİZ yasa yoluna başvurulabileceğine, yasa yoluna başvurulmadığı takdirde hükmün kesinleşeceğinin ihtarına,” denildiği ve 5271 sayılı Kanun’un 295 inci maddesinin birinci fıkrasındaki ek yedi (7) günlük süreden hiç söz edilmediği için, yanıltma nedeniyle temyiz başvurusu süresinde kabul edilmiştir.

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 24.05.2019 tarihli iddianamesiyle 6136 sayılı Yasa’nın 13 üncü maddesinin birinci fıkrası, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 54, 58, 53 üncü maddeleri gereğince cezalandırılması için dava açılmıştır.
2. İstanbul Anadolu 24. Asliye Ceza Mahkemesinin 08.10.2019 tarih ve 2019/419 Esas, 2019/573 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın alma veya taşıma suçundan, 6136 sayılı Yasa’nın 13 üncü maddesinin birinci fıkrası, 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesi, aynı Kanunun 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca 6.000,00 TL ve 500,00 TL adli para cezalarıyla cezalandırılmasına karar verilmiştir.
3. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 26. Ceza Dairesinin, 20.04.2022 tarihli kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik Cumhuriyet savcısının istinaf başvurusunun kabulü ile 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca duruşmalı yapılan inceleme neticesinde aynı Kanun’un 280 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilerek sanık hakkında ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın alma veya taşıma suçundan, 6136 sayılı Yasa’nın 13 üncü maddesinin birinci fıkrası, 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesi, aynı Yasanın 52 nci maddesinin ikinci fıkrası, 58 inci maddesinin altıncı ve yedinci fıkraları ile 53 üncü maddesi uyarınca 10 ay hapis ve 500 TL adli para cezaları ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz isteği; usulsüz arama yapıldığı ve suçun sübuta ermediğine ilişkindir.

III. GEREKÇE
Anayasa Mahkemesi’nin, 02.08.2022 tarih ve 31911 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 21.04.2022 tarih ve 2020/87 Esas, 2022/44 sayılı Kararı ile; 5271 sayılı Kanun’a 17.10.2019 tarih ve 7188 sayılı Kanun’un 31 inci maddesiyle eklenen geçici 5 inci maddenin (d) bendinde yer alan ”…kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış…” ibaresinin ”… seri muhakeme usulü…” yönünden Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiş olması ve yargılama konusu suçun seri yargılama usulüne tabi olması karşısında sanık hakkında 5271 sayılı Kanun’un 250 nci maddesinde düzenlenen seri muhakeme usulünün uygulanabilmesi için yerel mahkemece dosyanın Cumhuriyet Başsavcılığına tevdi edilmesinde zorunluluk bulunması gerekmektedir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle sanık müdafiinin temyiz istemi yerinde görüldüğünde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 26. Ceza Dairesinin, 20.04.2022 tarihli sair yönleri incelenmeyen kararın 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğnameye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendi uyarınca takdîren İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 26. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 04.04.2023 tarihinde karar verildi.