Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2022/5334 E. 2023/4714 K. 14.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/5334
KARAR NO : 2023/4714
KARAR TARİHİ : 14.06.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2020/620 E., 2022/41 K.
SUÇ : İftira
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1- Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 24.07.2019 tarihli iddianamesi ile sanık hakkında iftira suçundan cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır.
2- Mersin 10. Asliye Ceza Mahkemesinin, 04.02.2020 tarihli kararı ile iftira suçundan 1 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmiştir.
3- Bu karara karşı sanık müdafiinin istinaf kanun yoluna başvurması üzerine Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Ceza Dairesi 04.02.2020 tarihli kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, sanığın 5271 sayılı kanunun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca beraatine karar vermiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılan vekili iftira suçunun subut bulduğunu ve sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmesi gerektiğini
belirterek hükmü temyiz etmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR
1- Sanık 24.04.2019 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığına verdiği dilekçe ile “… şüpheli olarak ifade vermek üzere çağrıldığını, ifadesi alınırken müştekinin üzerine doğru yürüyerek kendisine fiziki psikolojik baskı uyguladığını, o gün ifadesinin alınamadığını ertesi gün tekrar zabıt katiplerinin görevli olduğu odada, müşteki tarafından potansiyel suçlu muamelesi görerek psikolojik baskıya maruz kaldığını, oturması için sandalye istediğinde müştekinin kendisine hitaben ‘siz şüphelisiniz suçlusunuz ayakta duracaksınız’ diyerek kendisini azarladığını, görevinin dışına çıktığını” belirterek şikayetçi olmuştur.
2- Görevli zabıt katibi hakkında görevini kötüye kullanma ve kasten yaralamaya teşebbüs suçlarından kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiş, katılanın şikayeti üzerine sanık hakkında iftira suçundan incelemeye konu bu dava açılmıştır.
3- Tanıklar sanığın iddialarının gerçek dışı olduğunu, sanık olarak ifade verdiği sırada sürekli müdahalede bulunduğunu, devletin sandalyesine otururum diyerek hızla sandalyeyi çekip oturduğunu, olayın anlattığı şekilde cereyan etmediğini bildirmişlerdir.
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Mahkeme sanığın eyleminin Anayasal şikayet hakkı kapsamında kalmadığını, sanığın iftira kastı ile hareket ettiğini kabulle, iftira suçundan mahkumiyet kararı vermiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Sanığın şikayet dilekçesinde katılana yönelik suç isnadında bulunmadığı, psikolojik baskıya uğradığına ve müşteki olan katip tarafından beyanı alınırken kendisine karşı tepkili olunduğunu bu şekilde beyan verdiğine dair ifadeleri bulunduğu gözetilerek, sanığın ifade verme sırasında yaşadıklarına ilişkin şikayet hakkını kullandığı belirtilerek, suçun unsurlarının bulunmaması nedeniyle beraat kararı verilmiştir.

IV. GEREKÇE
İftira suçunun oluşabilmesi için; yetkili makamlara ihbar veya şikâyette bulunarak işlemediğini bildiği halde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat edilmesinin gerekir. İhbara konu suçtan delil yetersizliği nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi veya beraat hükmü kurulması sanık açısından iftira suçunun oluşması için yeterli değildir.
Dosya kapsamı ve oluşa göre bir kısım iddiaları maddi vakıalara dayanan sanığın eyleminin 2709 sayılı T.C. Anayasası’nın 74 üncü maddesinde düzenlenen şikayet ve dilekçe hakkı kapsamında kalması nedeniyle atılı suçun unsurlarının oluşmadığı anlaşılmıştır.
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, Mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dava dosyası içeriğine göre, katılan vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazları reddedilmiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Ceza Dairesinin, 14.01.2022 tarihli kararında katılan vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Mersin 10. Asliye Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 14.06.2023 tarihinde karar verildi.