Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2022/5114 E. 2023/5475 K. 03.07.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/5114
KARAR NO : 2023/5475
KARAR TARİHİ : 03.07.2023

B O Z M A Ü Z E R İ N E

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hükümlü veya tutuklunun kaçması
HÜKÜM : Mahkûmiyet

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Mersin Cumhuriyet Başsavcılığının 25.03.2015 tarihli iddianamesi ile sanığın hükümlü veya tutuklunun kaçması suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 292 nci maddesinin birinci fıkrası, 58 inci maddesi ve 53 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır.
2. Mersin 14. Asliye Ceza Mahkemesinin, 07.05.2015 tarihli kararı ile sanık hakkında hükümlü veya tutuklunun kaçması suçundan 5237 sayılı Kanun’un 292 nci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesi, 58 inci maddesi ve 53 üncü maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları uyarınca 5 Ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, tekerrür hükümlerinin uygulanmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
3. Mersin 14. Asliye Ceza Mahkemesinin, 07.05.2015 tarihli kararının sanık tarafından temyizi üzerine Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 22.04.2021 tarihli ve 2019/1978 Esas, 2021/12060 Karar sayılı kararı ile “… Maddi ceza hukukuna ilişkin hükümler içeren basit yargılama usulünün “hükme bağlanmış dosyalarda” uygulanmasını engelleyen 5271 sayılı CMK.nın geçici 5. maddesinin (d) bendindeki “hükme bağlanmış” ibaresinin basit yargılama usulü yönünden Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi nedeniyle temyiz davasına konu dosyalarda lehe hükümler içeren CMK.nın 251/3. maddesinin uygulanması imkanının doğması ve bu konuda mahkemesince yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu, …” nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.
4. Yargıtay bozma ilamı sonrası Mersin 14. Asliye Ceza Mahkemesinin, 20.05.2022 tarihli kararı ile sanık hakkında hükümlü veya tutuklunun kaçması suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 292 nci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesi, 58 inci maddesi ve 53 üncü maddesi, uyarınca 5 Ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, tekerrür hükümlerinin uygulanmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz istemi kararın usul ve yasaya aykırı olup beraat kararı verilmesi gerektiğine, sanığın hasımlarından kaçmak için ablasının evine sığındığına polise kendiliğinden teslim olduğuna, cezaevi yazısının bu hususun ispatı için yeterli olmadığına eksik araştırmayla karar verildiğine, sanığın suç kastının bulunmadığına, kararın hakkaniyete aykırı olduğuna, lehe hükümlerin uygulanması gerektiğine vesaireye ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Sanığın Mersin Açık Cezaevinde hükümlüyken 12.03.2015 tarihinde gitmiş olduğu 6 günlük özel izinden 18.03.2015 tarihinde cezaevine dönmesi gerekirken dönmediği, yasal 48 saatlik süre içinde de cezaevine gelmeyerek firar ettiği iddiasına ilişkindir.

IV. GEREKÇE
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10/2. maddesinin, “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmü ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsenmiş olması karşısında, önce bilinen en son adres (bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise MERNİS adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres) esas alınarak, Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanun’un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, mercii tarafından, tebligata Tebligat Kanunu’nun 23/1-89 ve Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği göz önüne alınarak, yukarıda açıklanan hususlar yerine getirilmediği anlaşılmakla; meşruhatlı davetiyenin öncelikle sanığın duruşmada bildirdiği adrese Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre tebligat çıkarılarak tebliğ edilmesi, tebliğ imkansızlığı durumunda ise Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre hareket edilerek, duruşmadan haberdar edilmesi gerektiği gözetilmeden bozma kararı sonrası eski MERNİS adresine çıkarılan usulsüz tebligat sonucu sanığın yokluğunda yargılama yapılmak suretiyle 5237 sayılı Kanun’un 196 ncı maddesi uyarınca savunma hakkının kısıtlanması hukuka aykırı bulunmuştur.
Kabule ve uygulamaya göre de;
Sanığın 5237 sayılı Kanun’un 292 nci maddesinin birinci fıkrası gereğince cezalandırılmasına karar verilirken, hüküm fıkrasında temel cezaya atıf yapan 5275 sayılı Kanun’un 97 nci maddesinin birinci fıkrası yerine uygulama yeri bulunmayan 5275 sayılı Kanun’un 105/A-8 inci maddesi gösterilmek suretiyle 5271 sayılı Kanun’un 232 nci maddesinin birinci fıkrasına aykırı davranılması hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Mersin 14. Asliye Ceza Mahkemesinin, 20.05.2022 tarihli kararına yönelik sanık müdafiinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 326 ncı maddesinin son fıkrası ve 321 inci maddesi uyarınca Tebliğnameye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 03.07.2023 tarihinde karar verildi.