Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2022/507 E. 2023/8789 K. 20.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/507
KARAR NO : 2023/8789
KARAR TARİHİ : 20.11.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2019/57 E., 2019/788 K.
SUÇ : Hakkı olmayan yere tecavüz
HÜKÜM : Düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddi kararı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Tire Cumhuriyet Başsavcılığının 07.06.2016 tarihli iddianamesiyle sanık hakkında köy tüzel kişiliğine ait veya köylünün ortak yararlanmasındaki taşınmazlara tecavüz suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 154 üncü maddesinin ikinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır.
2. Tire 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 10.10.2017 tarihli kararı ile sanık hakkında köy tüzel kişiliğine ait veya köylünün ortak yararlanmasındaki taşınmazlara tecavüz suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 154 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 62 nci maddesi, 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi, 52 nci maddesinin ikinci ve dördüncü maddeleri uyarınca hapis cezasından çevrili 4.500,00 TL ve doğrudan verilen 320,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
3. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 12. Ceza Dairesinin, 08.03.2019 tarihli kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi, 303 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca düzeltilerek esastan reddine, sanığın 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca beraatine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılan Maliye Hazinesi vekilinin temyiz istemi hakkı olmayan yere tecavüz suçunun unsurlarının oluştuğuna, beraat kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğuna, 6360 sayılı Kanun ile köylerin mahalleye dönüştürülmesinin 5237 sayılı Kanun’un 154 üncü maddesindeki suçu etkilemediğine, sanığın mera vasıflı taşınmaza müdahale ettiğine, 6360 sayılı Kanun’un, 5237 sayılı Kanun’un 154 üncü maddesinin ikinci fıkrasında yer alan köy merasına tecavüz suçundaki fiilin değersizliğini etkilemediğine, fiilin cezaya layık haksızlık niteliğini koruduğuna ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Dava konusu olay sanığın Akkoyunlu Köyü tüzel kişiliğine ait 602 parsel no’lu mera arazisinin 913,84 metre karelik kısmını zeytin bahçesi olarak kullanmak suretiyle tecavüz ettiği iddiasına ilişkindir.
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
26.01.2017 tarihli bilirkişi raporunda; dosyada mevcut Kaymakamlık Meni Müdahale rapor ve krokisinde de … tarafından krokide A harfi ile gösterilen 139.62 M2’lik yer ve C harf ile gösterilen 774.22 M2’lik kısma müdahalede bulunmuş olduğu belirtilmiştir. Keşif mahallinde yapılan ölçü inceleme ve gözlemlerde …’ın halen A ve C harfleri ile gösterilen sarı renkle boyalı kısımlara müdahale ve kullanımının devam ettiği …’ın diktiği 3-4 yaşlarında 28 adet zeytin fidanları ve 2 adet incir fidanlarının halen arazide dikili vaziyette olduğu gerekçesiyle mahkumiyet hükmü kurulmuştur.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Sanık hazırlık aşamasında 3091 sayılı Kanun çerçevesinde kaymakamlık görevlilerince 2016 yılında alınan beyanlarında suça konu fidanları 1 yıl önce diktiğini belirtmiş, yargılama aşamasında da benzer savunmalarda bulunmuştur. Bu durumun aksi de kanıtlanamamış, bilakis bilirkişi raporları ile de suça konu mera vasıflı taşınmaz üzerindeki fidanların 3-4 yaşlarında olduğu belirtilmiştir. Bu durumda sanığın suça konu mera vasıflı araziyi 30.03.2014 tarihinden önce kullandığı sabit değildir. Buna göre suç tarihi itibariyle somut olayın 5237 sayılı Kanun’un 154 üncü maddesinin ikinci fıkrasında yer alan suç tipine uymadığı anlaşılmaktadır. Sanığa atılı suçun suç tarihi dikkate alındığında oluşmadığı kabul edilmiş, sanığın atılı suçtan beraatine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
Ceza Genel Kurulu’nun 17.05.2022 gün ve 2020/248 Esas, 2022/359 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere 05.08.2017 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 20.07.2017 tarihli ve 7035 sayılı Kanunun 15 inci maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendindeki “(1) Bölge Adliye Mahkemesi, dosyayı ve dosyayla birlikte sunulmuş olan delilleri inceledikten sonra; a)İlk Derece Mahkemesinin kararında usule veya esasa ilişkin herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığını, delillerde veya işlemlerde herhangi bir eksiklik olmadığını, ispat bakımından değerlendirmenin yerinde olduğunu saptadığında istinaf başvurusunun esastan reddine, 303 üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (c), (d), (e), (f), (g) ve (h) bentlerinde yer alan ihlallerin varlığı hâlinde hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine, … karar verir” ve aynı Yasanın 303 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendindeki “(1)Hükme esas olarak saptanan olaylara uygulanmasında hukuka aykırılıktan dolayı hüküm bozulmuş ise, aşağıdaki hâllerde Yargıtay davanın esasına hükmedebileceği gibi hükümdeki hukuka aykırılığı da düzeltebilir: a) Olayın daha ziyade aydınlanması gerekmeden beraate veya davanın düşmesine ya da alt ve üst sınırı olmayan sabit bir cezaya hükmolunması gerekirse” şeklindeki düzenlemeler karşısında; İlk Derece Mahkemesinden gelen dava dosyasının tekemmül ettiği, başkaca toplanması gereken delil bulunmadığı hallerde Bölge Adliye Mahkemesince duruşma açılmaksızın “hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine” şeklinde sanığın beraatine, davanın düşmesine ya da alt ve üst sınırı olmayan sabit bir cezaya hükmolunmasına karar verilebileceğinden ve yeni delil araştırılması yapılmadığından duruşma açılmaksızın karar verilmesi yasaya uygun olup Tebliğnamedeki bozma isteyen görüşe iştirak edilmemiştir.
6360 sayılı On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Yasanın 30.03.2014 tarihinde yürürlüğe giren 1 inci maddenin üçüncü fıkrasına göre, Büyükşehir Belediyesi kurulan illere bağlı ilçelerin mülki sınırları içerisinde yer alan köy ve belde belediyelerinin tüzel kişiliği kaldırılmış, köyler mahalle olarak, belde belediyeleri ise belde ismiyle tek mahalle olarak bağlı bulundukları ilçenin belediyesine katılmıştır. Bu sebeple İzmir Büyükşehir Belediyesi sınırları içinde kalan suça konu yerde, Kanun’un yürürlüğe girmesinden sonraki eylemlerin 5237 sayılı Kanun’un 154 üncü maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenen köy tüzel kişiliğine ait olma ya da öteden beri köylünün ortak yararlanmasına tahsis edilme koşulunu ihtiva etmeyeceği, ancak yürürlük tarihinden önce işlenen fiillerin suç olmaya devam edeceği gözetildiğinde sanığın meraya tecavüz eylemini 30.03.2014 tarihinden önce gerçekleştirdiğine dair tüm dava dosyası kapsamında delil bulunmadığı, anlaşılmakla Bölge Adliye Mahkemesince verilen beraat kararında hukuka aykırılık görülmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 12. Ceza Dairesinin, 08.03.2019 tarihli kararında katılan vekilince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Tire 1. Asliye Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 12. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 20.11.2023 tarihinde karar verildi.