Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2022/5039 E. 2023/4123 K. 05.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/5039
KARAR NO : 2023/4123
KARAR TARİHİ : 05.06.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hükümlü veya tutuklunun kaçması
HÜKÜM : Mahkûmiyet

Sanık hakkında bozma sonrası kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan usul hükümleri gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, temyiz isteğinin süresinde olduğu ve reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle,gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 07.04.2016 tarihli iddianamesiyle sanık hakkında hükümlü veya tutuklunun kaçması suçundan cezalandırılması istemi ile dava açılmıştır.
2. Bursa 14. Asliye Ceza Mahkemesi’nin, 14.07.2016 tarihli kararı ile sanık hakkında hükümlünün veya tutuklunun kaçması suçundan 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmiştir.
3. Bursa 14. Asliye Ceza Mahkemesi’nin, 14.07.2016 tarihli kararının sanık tarafından temyizi üzerine Yargıtay 8. Ceza Dairesi’nin 13.04.2021 tarih ve 2021/1123 Esas, 2021/9657 Karar sayılı kararı ile “…basit yargılama usulünün uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilme yapılmasında zorunluluk bulunduğu…” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
4. Yargıtay bozma ilamına uyularak Bursa 14. Asliye Ceza Mahkemesi’nce yapılan yargılamada; tensiben basit yargılama usulünün uygulanmasına takdiren yer olmadığına ve 19.04.2022 tarihli kararla sanık hakkında hükümlünün veya tutuklunun kaçması suçundan 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın vasisinin temyiz talebi; sanığın cezai ehliyetinin bulunmadığına ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Dava konusu olay, sanığın hükümlü olarak bulunduğu açık ceza infaz kurumu’ndan 29.12.2015 tarihinde 6411 sayılı Yasa kapsamında denetimli serbestlik hükümlerinin uygulanması suretiyle tahliye olduktan sonra yasal süre içerisinde Denetimli Serbestlik Şube Müdürlüğüne müracaat etmemesi üzerine kapalı infaz kurumuna iadesine karar verilmesine rağmen iki gün içerisinde Cumhuriyet Başsavcılığına teslim olmayarak hükümlü veya tutuklunun kaçması suçunu işlediği iddiasına ilişkindir.

IV. GEREKÇE
Sanığın Vasisinin Temyiz Sebebi Yönünden
1.Oluşa ve tüm dosya kapsamına göre;sanığın hükümlü olarak bulunduğu Bursa Açık Ceza İnfaz Kurumu’ndan Bursa 1. İnfaz Hakimliği’nin 29.12.2015 tarihli kararıyla cezasının koşullu salıverilme tarihi olan 10.12.2016 tarihine kadar olan kısmının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına, karar verildiği, 29.12.2015 tarihinde tahliye olan sanığın yasal süresi içerisinde denetimli serbestlik müdürlüğüne müracaat etmemesi üzerine Bursa 1. İnfaz Hakimliğinin 09.03.2016 tarihli kararı ile kapalı infaz kurumuna iadesine karar verilmesine rağmen rağmen iki gün içerisinde Cumhuriyet Başsavcılığına teslim olmayarak hükümlü veya tutuklunun kaçması suçunu işlediğinin Bursa Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün 31.03.2016 tarihli yazısı ve Bursa 1. İnfaz Hakimliğinin 2016/784 Esas sayılı dosyası ile birlikte değerlendirildiğinde sabit olduğu, her ne kadar sanığın vasisi sanığın yüzde seksen oranında zihinsel engelli olduğuna dair Bolu İzzet Baysal Devlet Hastanesinin 09.07.2021 tarihli raporunu ve sanığın vesayet altına alındığına dair Gebze 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 23.09.2021 tarih 2021/480 Esas sayılı kararını dosyaya sunmuş ise de; sanığın bozma öncesinde alınan beyanında ve temyiz dilekçesinde cezai ehliyetinin olmadığına dair savunmada bulunmadığı, hastane raporunun tarihinin ve vesayet altına alınma kararının tarihinin suç tarihinden 5 yıl sonra olduğu hususları birlikte değerlendirildiğinde sanığın suç tarihinde cezai ehliyetinin tam olduğu anlaşılmıştır.
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanığın vasisinin temyiz itirazı reddedilmiştir.
2.Bursa 14. Asliye Ceza Mahkemesinin, 19.04.2022 tarihli kararında, Yargıtay tarafından düzeltilmesi mümkün görülen;
a.Sanık hakkında 5237 sayılı Kanunu’nun 292 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca uygulama yapılırken bu hükme yollama yapan 5275 sayılı Kanun’un 105/A-8 maddesinin gösterilmemesi,
b. Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin ”21.03.2016” yerine “2016” olarak gösterilmesi, dışında bir hukuka aykırılık görülmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde 2 nolu bendin “a” ve ”b” alt bentlerinde açıklanan nedenlerle Bursa 14. Asliye Ceza Mahkemesinin, 19.04.2022 tarihli kararına yönelik sanığın vasisinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA, bu hususlur yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesi gereği gerekçeli karar başlığındaki suç tarihi çıkartılarak yerine “‘21.03.2016” ibaresinin yazılması, hükmün birinci bendinde yer alan “eylemine uyan” ibaresinden sonra gelmek üzere “5275 sayılı Kanun’un 105/A-8. maddesinin yollamasıyla” ibaresinin eklenmesi suretiyle hükmün, Tebliğnameye uygun olarak, oy birliğiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na TEVDİİNE, 05.06.2023 tarihinde karar verildi.