Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2022/4384 E. 2023/4899 K. 15.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/4384
KARAR NO : 2023/4899
KARAR TARİHİ : 15.06.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2021/997 E, 2022/226 K.
SUÇ : Hükümlü veya tutuklunun kaçması
HÜKÜM : Mahkûmiyet

Sanık hakkında bozma sonrası kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan usul hükümleri gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, temyiz isteğinin süresinde olduğu ve reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 03.07.2012 tarihli iddianamesiyle sanık hakkında hükümlü veya tutuklunun kaçması kaçması suçundan cezalandırılması istemi ile dava açılmıştır.
2. Bursa 19. Asliye Ceza Mahkemesi’nin, 09.09.2015 tarihli kararı ile sanık hakkında hükümlü veya tutuklunun kaçması suçundan 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmiştir.
3. Bursa 19. Asliye Ceza Mahkemesi’nin, 09.09.2015 tarihli kararının sanık tarafından temyizi üzerine Yargıtay 8. Ceza Dairesi’nin 20.04.2021 tarih ve 2019/15883 Esas, 2021/11310 Karar sayılı kararı ile “…basit yargılama usulünün uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilme yapılmasında zorunluluk bulunduğu…” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
4. Yargıtay bozma ilamına uyularak Bursa 19. Asliye Ceza Mahkemesi’nce yapılan yargılamada 23.08.2021 tarihli kararı ile; basit yargılama usulü uygulanarak 7 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmiştir.
5. Bursa 19. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 23.08.2021 tarihli kararına sanık tarafından itiraz edilmesi üzerine yargılamanın genel hükümlere göre yürütülmesine ve sanık hakkında Bursa 19. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 22.03.2022 tarihli kararı ile tutuklu ve hükümlünün kaçması suçundan, 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz talebi; lehine olan hükümlerin uygulanması gerektiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Dava konusu olay, sanığın hükümlü olarak bulunduğu Çorlu A3 Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda iken 28.05.2012 tarihinde 6411 sayılı Yasa kapsamında denetimli serbestlik hükümlerinin uygulanması suretiyle tahliye olduktan sonra yasal süre içerisinde Denetimli Serbestlik Şube Müdürlüğüne müracaat etmesi gerekirken müracaat etmeyerek hükümlü veya tutuklunun kaçması suçunu işlediği iddiasına ilişkindir.

IV. GEREKÇE
Sanığın Temyiz Talebi Yönünden;
Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 30.06.2009 tarih ve 5-81/196 ile 05.10.2010 tarih ve 2010/169-1888 sayılı kararlarında da açıklandığı üzere; 5271 sayılı Kanun’un 34 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 231 inci maddesinin ikinci fıkrası ve 232 nci maddesinin altıncı fıkrasında, hüküm ve kararlarda, başvurulacak yasa yolu, başvurunun yapılacağı mercii, yöntemi ve başvuru süresinin hiçbir duraksamaya yer vermeksizin açıkça belirtileceği hükümlerine yer verilmiş olup, hükümde yasa yolu gösterilirken temyiz olarak belirtilmesi gerekirken sanığın yokluğunda verilen kararda kanun yolunun istinaf olarak belirtilmesi suretiyle yasa yolunda yanıltıldığı anlaşıldığından, temyizinin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
Oluşa ve tüm dosya kapsamına göre; sanığın hükümlü olarak bulunduğu Çorlu A3 Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda, Çorlu İnfaz Hakimliği’nin 28.05.2012 tarihli kararı ile cezasının koşullu salıverilme tarihine kadar olan kısmının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına, hükümlünün ceza infaz kurumundan ayrıldıktan sonra talebinde belirttiği ve ikametinin bulunduğu Bursa Denetim Serbestlik Müdürlüğüne üç gün içerisinde müracaat etmemesi halinde koşullu salıverilme tarihine kadar olan cezasının infazı için kapalı ceza infaz kurumuna gönderilmesine karar verildiği, 28.05.2012 tarihinde tahliye olan sanığın yasal süresi içerisinde denetimli serbestlik müdürlüğüne müracaat etmeyerek firar ettiğinin, Bursa Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün 26.06.2012 tarihli yazısı ve sanığın ikrar içeren savunması birlikte değerlendirildiğinde sabit olduğu anlaşılmıştır.
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği, lehine olan hükümlerin Mahkemece yasal ve yeterli gerekçe gösterilerek uygulandığı anlaşıldığından, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazı reddedilmiştir.
Ancak sanık hakkında kurulan hükümde uygulama maddesinin ”5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanun’un (5275 sayılı Kanun) 105A maddesinin sekizinci fıkrası delaleti ile 5237 sayılı Kanun’un 292 nci maddesinin birinci fıkrası”yerine uygulama alanı bulunmayan ”5275 sayılı GTİHK’nın 97/1 maddesinin yollaması ile TCK nun 292/1 md.”olarak belirtilmesi suretiyle 5271 sayılı Kanun’un 232 nci maddesinin altıncı fıkrasına aykırı davranılması, hukuka aykırı bulunmuş, bu hususun 1412 sayılı Kanun’un 322 nci maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün görülmüştür.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Bursa 19. Asliye Ceza Mahkemesinin, 22.03.2022 tarihli kararına yönelik sanığın temyiz istemi yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 321 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesi gereği hüküm fıkrasında birinci bentteki “nazara alınarak” ibaresinden sonra gelen ”5275 sayılı GTİHK’nın 97/1 maddesinin yollaması ile TCK nun 292/1 md.”ibaresinin çıkartılarak yerine ”5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanun’un (5275 sayılı Kanun) 105A maddesinin sekizinci fıkrası delaleti ile 5237 sayılı Kanun’un 292 nci maddesinin birinci fıkrası” yazılması sureti ile hükmün, Tebliğnameye kısmen uygun olarak, oy birliğiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na TEVDİİNE, 15.06.2023 tarihinde karar verildi.