Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2022/3670 E. 2023/8512 K. 07.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/3670
KARAR NO : 2023/8512
KARAR TARİHİ : 07.11.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2022/650 E., 2022/1110 K.
SUÇ : Cebir tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜM : Beraat
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Temyiz başvurusunun esastan reddi ile hükmün onanması

Suça sürüklenen çocuk hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan usul hükümlerine göre temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, temyiz isteğinin süresinde olduğu ve reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Zonguldak Cumhuriyet Başsavcılığının 02.05.2013 tarihli iddianamesi ile, suça sürüklenen çocuğun cebir tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan cezalandırılması talep olunmuştur.
2. Zonguldak 2. Ağır Ceza Ceza Mahkemesinin 17.05.2016 tarihli kararı ile, suça sürüklenen çocuk hakkında atılı suçtan verilen 1 yıl 10 ay 15 gün hapis cezası ile mahkumiyetine ilişkin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş, karar itirazen kesinleşmiştir. Suça sürüklenen çocuğu denetim süresinde kasten yeni bir suç işlemesi nedeniyle Zonguldak 2. Ağır Ceza Ceza Mahkemesinin 30.03.2021 tarihli kararı ile hüküm aynen açıklanmıştır.
3. İlgili kararın suça sürüklenen çocuk müdafi ve katılan Bakanlık vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesinin, 18.05.2022 tarihli kararı ile, duruşmalı incelemede, sanığın atılı suçtan beraatine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılan … vekili ve katılan Bakanlık vekilinin temyiz isteği, suçun sabit olduğuna ilişkindir.

III. OLAYLAR VE OLGULAR
1. Dava konusu olay, suça sürüklenen çocuğun, 2011 yılı sonbahar aylarında, temyiz dışı suça sürüklenen çocuk …’in barakasına gittiğinde, suça sürüklenen çocuklar … ve …’ın, yaklaşık 50 cm uzunluğundaki sopayı katılanın anüsüne sokmaya teşebbüs ettikleri sırada katılanı hürriyetinden yoksun kıldıkları iddiasına ilişkindir.
2. Katılanın istismara uğradığına ve kimseye söyleyemediğine dair 15.04.2013 tarihli tutanak dosyada mevcuttur.
3. Katılana ait 16.04.2013 tarihli raporlarda, anal muayenesinde anal mukoza ve sfinkter tonusunun doğal bulunduğu, mağdurun olay tarihli raporu bulunmadığı da göz önüne alındığında, fiili livataya maruz kalıp kalmadığının tespitinin tıbben mümkün bulunmadığı, katılanda darp-cebir izi bulunmadığı bildirilmiştir.
4. Bülent Ecevit Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezinin 25.04.2013 tarihli raporunda, katılanda hafif derecede zeka geriliği tespit edildiği bildirilmiştir.
5. Adli Tıp Kurumu 6.İhtisas Kurulu’nun 10.01.2014 tarihli raporunda, katılanın ruh sağlığının bozulduğu, 16.09.2015 tarihli raporunda ise, katılanın 2011 yılı İlkbahar aylarında 13 yaşını bitirmiş olup 14 yaşı içerisinde olduğu mütalaa edilmiştir.
6. Suça sürüklenen çocuk savunmasında, suçlamayı inkar etmiştir.
A. İlk Derece Mahkemesinin kabulü
Suça sürüklenen çocuğun eylemi sabit görülerek ve alt sınırdan ceza tayini ile mahkumiyetine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin kabulü
İlk Derece Mahkemesince kurulan hüküm isabetli bulunmamış, atılı suçun unsurlarının oluşmadığı gerekçesi ile suça sürüklenen çocuğun beraatine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
1. Suça sürüklenen çocuk, 18.04.1996 doğumlu olup, suç tarihinde 16 yaşını doldurmamıştır.
2. Olaylar ve olgular bölümündeki tespitler ışığında, suça sürüklenen çocuğun, kayden 28.10.1998 doğumlu olan ve 14 yaşını doldurmamış olan katılan çocuk …’a yönelik gerçekleştirdiği cinsel istismar eylemiyle sınırlı sürede, katılanın alıkonulması eylemi yönünden, ayrıca hürriyeti tahdit suçunun işlendiğine dair somut delil bulunmadığı anlaşıldığından, Bölge Adliye Mahkemesinin suçun sübutuna ilişkin kabulünde herhangi bir hukuka aykırılık görülmemiştir.
3. Sanık hakkında kurulan hükümde, suça sürüklenen çocuğu fiilinin kanunda suç olarak tanımlanmamış olması nedeniyle, Mahkemece beraat kararının yasal dayanağının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası (a) bendi yerine, aynı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası (c) bendinin gösterilmesi hukuka aykırı görülmüş ise de; bu hususun 5271 sayılı Kanun’un 303 üncü maddesinin birinci fıkrası (f) bendi uyarınca düzeltilmesi mümkün görülmüştür.

V. KARAR
Gerekçe bölümünün 3 numaralı bendinde açıklanan nedenle, katılanlar vekillerinin temyiz istemleri yerinde görüldüğünden Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesinin 18.05.2022 tarihli kararının 5271 sayılı Kanun’un 302/2 maddesi gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 303 üncü maddesinin birinci fıkrası (c) bendi gereği gerekçeli karar anlatımında yer alan ”Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223 üncü maddesi ikinci fıkrası (c) bendi” ibaresinin yerine, “5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası (a) bendi” ibareleri yazılması ve beraat kararına ilişkin B-1 numaralı bentte yer alan ” suça sürüklenen çocuğun üzerine atılı suçun yasal unsurlarının olayda oluşmaması nedeniyle Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası (c) bendi uyarınca” ibareleri çıkartılarak yerine, “suça sürüklenen çocuğun eyleminin kanunda suç olarak tanımlanmamış olması nedeniyle 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası (a) bendi uyarınca beraatine”, ibareleri eklenmesi suretiyle hükmün, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Zonguldak 2. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7.Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 07.11.2023 tarihinde karar verildi.