Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2022/3196 E. 2023/3214 K. 11.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/3196
KARAR NO : 2023/3214
KARAR TARİHİ : 11.05.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜM : Mahkûmiyet

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilerek gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Düzce Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 08.09.2004 tarihli iddianamesi ile sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (765 sayılı Kanun) 429 uncu maddesinin birinci fıkrası, 433 üncü, 31 inci, 33 üncü ve 40 ıncı maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle dava açılmıştır.
2. Düzce 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 25.11.2004 tarihli kararı ile sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan suçun unsurlarının oluşmaması nedeniyle beraat kararı verilmiştir.
3. Düzce Asliye Ceza Mahkemesinin 25.11.2004 tarihli kararının Cumhuriyet savcısı tarafından temyizi üzerine Yargıtay 5. Ceza Dairesinin 21.01.2010 tarihli ve 2006/114 Esas, 2010/241 Karar sayılı ilamı ile “Sanığın, bir süredir devam eden arkadaşlıklarını bitirmek isteyen mağdureye telefonla mesaj gönderip bulunduğu kuaförden dışarı çağırdıktan sonra, bileğinden tutarak yer yer sürükleyip çekiştirmek ve darp etmek suretiyle, kendi amcasına ait dinlenme tesisine götürdüğü, kendisini İzmit’e götüreceğini söylediği, tesiste çalışanlardan İzmit’e otobüs bileti ayarlamalarını isteyip tesisin arka tarafındaki tenha yerde oturdukları sırada, eylemlere tanık olan birisi tarafından yapılan ihbar üzerine olay yerine gelen polislerce yakalandığının, ihbar tutanağı, yakalama tutanağı, mesaj tespit tutanağı, mağdurenin anlatımları ve tüm dosya içeriğinden anlaşıldığı halde atılı suçtan mahkümiyeti yerine yazılı gerekçelerle beraetine karar verilmesi,” nedenleriyle bozulmasına karar verilmiştir.
4. Bozma kararı sonrasında Düzce 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 03.06.2010 tarihli kararı ile sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan 765 sayılı Kanun’un 429 uncu maddesinin birinci fıkrası, 433 üncü, 59 yncy ve 40 ıncı maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay ağır hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin beşinci fıkrası gereği hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş ve bu karar itiraz olunmadan 01.07.2010 tarihinde kesinleşmiştir.
5. Sanık hakkında 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin sekizinci fıkrası gereğince uygulanan 5 yıllık denetim süresi içerisinde, kasten yeni bir suç işlemesi nedeniyle Düzce 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 22.10.2020 tarihli ve 2020/115 Esas, 2020/178 Karar sayılı kararı ile ihbarda bulunulması üzerine Düzce 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 15.02.2022 tarihli kararı ile sanık hakkında kurulan hüküm açıklanarak,765 sayılı Kanun 429 uncu maddesinin birinci fıkrası, 433 üncü, 59 uncu ve 40 ıncı maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay ağır hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz isteği, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının usulüne uygun kesinleştirilmediğinden denetim süresinin başlamadığına, ihbara konu suçun kesinleşmemesi nedeniyle hükmün açıklanmasının koşullarının oluşmadığına, sanığın mağduru zorla kaçırmasının söz konusu olmadığına, teşebbüs hükümlerinin uygulanması gerektiğine, dava zamanaşımı süresinin dolduğuna, bozma ilamı sonrası sanık dinlenmeden hüküm kurulmak suretiyle sanığın savunma hakkının kısıtlandığına ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Dava konusu olay, sanığın, olay tarihinde kendisi ile duygusal arkadaşlık ilişkisini bitirmek isteyen mağdur ile konuşmak bahanesi ile mağdura kısa mesaj gönderip mağdurun bulunduğu kuaförden dışarı çıkmasını sağladıktan sonra kolundan tutarak zorla yakında bulunan kendi amcasına ait dinlenme tesislerine götürdüğü, burada mağduru rızası dışında tutan sanığın tesis çalışanların İzmit’e gitmek üzere otobüs bileti ayarlamalarını istediği sırada kolluk görevlilerinin olay yerine gelerek sanığın eylemine son verildiği, bu suretle sanığın atılı kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu işlediği iddiasına ilişkindir.
2. Kolluk tarafından olayın intikaline ve sanığın mağdur da yanında olduğu halde yakalanmasına ilişkin 25.08.2004 tarih ve 20.30 saatli Yakalama Tutanağı düzenlendiği anlaşılmıştır.
3. Sanığın olay günü mağdura telefonu vasıtasıyla gönderdiği mesajlara ilişkin Cep Telefonu Mesaj Tespit Tutanağı düzenlendiği anlaşılmıştır.
4. Olaydan sonra mağdur ile ilgili 26.08.2004 tarihinden Dr. Tandoğan Tokgöz Düzce Devlet Hastanesinden doktor raporu alındığı anlaşılmıştır.
5. Olayın ihbarına 25.08.2004 tarih ve 20.20 saatli İhbar Tutanağı düzenlendiği anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
1. Olayın intikal şekli ve zamanına, mağdurun aşamalardaki beyanlarına, sanık aşamalardaki savunmalarının içeriğine, ihbar tutanağına, yakalama tutanağına, mağdurun beyanlarını doğrular nitelikteki doktor raporuna, yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, Mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dava dosyası içeriğine göre, sanığın mağduru olay günü konuşmak bahanesi ile yanına çağırıp zorla yakınlarda bulunan kendi amcasına ait tesislere götürmek suretiyle atılı suçu tamamlanmış haliyle işlediği anlaşılarak, hakkında kurulan hükümde hukuka aykırılık bulunmamış ve sanık müdafiinin, sanığın mağduru zorla kaçırmasının söz konusu olmadığına, teşebbüs hükümlerinin uygulanması gerektiğine yönelik temyiz nedenlerinin reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
2. Yargıtay 5. Ceza Dairesi’nin tarih 01.01.2010 tarihli ve 2006/114 Esas, 2010/241 Karar sayılı ilamı sonrası mahkûmiyet hükmü ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının sanığın savunması alınarak yüzüne karşı verildiği anlaşıldığından bozma ilamı sonrası sanık dinlenmeden hüküm kurulmak suretiyle sanığın savunma hakkının kısıtlandığına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının usulüne uygun kesinleştirilmediğinden denetim süresinin başlamadığına yönelik temyiz temyiz talepleri reddedilmiştir.
3. Sanığın üzerine atılı suç için 765 sayılı Kanun’un 429 uncu maddesinin birinci fıkrası ve 433 üncü maddesinde öngörülen ağır hapis cezasının üst sınırı ve aynı Kanun’un 102 nci maddesinin dördüncü fıkrası ve 104 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca 15 yıllık olağanüstü dava zamanaşımı süresinin, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen dönemdeki durma süresi dikkate alındığında hüküm ve inceleme tarihi itibariyle gerçekleşmediği anlaşıldığından sanık müdafiinin dava zamanaşımı süresinin dolduğuna yönelik temyiz talebi reddedilmiştir.
4. Düzce 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin ihbara konu sanık hakkındaki mahkûmiyet hükmünün Yargıtay 6. Ceza Dairesi’nin 20.10.2021 tarih ve 2020/11079 Esas, 2021/15978 Karar sayılı ilamı ile onanarak 20.10.2021 tarihinde kesinleştği anlaşıldığından sanık müdafiinin ihbara konu suçun kesinleşmemesi nedeniyle hükmün açıklanmasının koşullarının oluşmadığına yönelik temyiz talebi reddedilmiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Düzce 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 15.02.2022 tarihli ve 2022/32 Esas, 2022/107 Karar sayılı kararında sanık müdafii tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanık müdafiinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 11.05.2023 tarihinde karar verildi.