Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2022/2126 E. 2023/5046 K. 20.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/2126
KARAR NO : 2023/5046
KARAR TARİHİ : 20.06.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2014/311 E., 2016/140 K.
SUÇLAR : İftira, yalan tanıklık, görevi yaptırmamak için direnme, hakaret, kamu malına zarar verme
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet

Sanık …’un yokluğunda verilip 24.05.2016 tarihinde usûlüne uygun şekilde tebliğ edilen karara karşı, karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 310 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirlenen bir haftalık kanunî süre geçtikten sonra 06.06.2016 tarihinde temyiz isteğinde bulunulduğu anlaşılmıştır.
Suça sürüklenen çocuklar hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla temyiz edilebilir oldukları, temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, temyiz isteklerinin süresinde olduğu, temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Biga Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 13.09.2015 tarihli iddianamesiyle sanık hakkında yalan tanıklık suçundan cezalandırılması istemiyle; birleşen 05.03.2014 tarihli iddianamesiyle de suça sürüklenen çocuklar hakkında tehdit, hakaret, kamu malına zarar verme ve iftira suçlarından cezalandırılmaları istemiyle dava açılmıştır.
2. Biga 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 01.03.2016 tarihli kararıyla sanık hakkında yalan tanıklık suçundan 1 yıl hapis cezası ile suça sürüklenen çocuk … hakkında görevi yaptırmamak için direnme suçundan 3.000,00 TL adli para cezası ile hakaret suçundan 7.080,00 TL adli para cezası ile kamu malına zarar verme suçundan 4.800,00 TL adli para cezası ile iftira suçundan 4.800,00 TL adli para cezası ile, suça sürüklenen çocuk …’ün görevi yaptırmamak için direnme suçundan 2.400,00 TL adli para cezası ile hakaret suçundan 5.600,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmalarına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Suça sürüklenen çocuk …’ün temyiz isteği; üzerine atılı suçu işlemediğine ilişkindir.
B. Suça sürüklenen çocuk …’un temyiz isteği; müdafii olmadan savunması alınamayacağına, üzerine atılı suçları işlemediğine, ek savunma hakkı tanınmadığına, delillerin toplanmadan karar verildiğine, lehe hükümlerin uygulanması gerektiğine ilişkindir.
C. Sanık …’un temyiz isteği; kararın hukuka aykırı olduğuna, suç işleme kastı olmadığına, üzerine atılı suçu işlemediğine ilişkindir.
D. Müşteki İçişleri Bakanlığı vekilinin temyiz isteği; suça sürüklenen çocukların işledikleri kamu malına zarar verme ve görevi yaptırmamak için direnme suçlarında cezaların alt sınırdan verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğuna, davaya müdahil olmadıklarından savunma haklarının kısıtlandığına ilişkindir.

IV. GEREKÇE
A. Sanık … hakkında yalan tanıklık suçundan kurulan hüküm yönünden;
Sanığın yokluğunda verilip 24.05.2016 tarihinde usûlüne uygun şekilde tebliğ edilen karara karşı, karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 310 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirlenen bir haftalık kanunî süre geçtikten sonra 06.06.2016 tarihinde temyiz isteğinde bulunulduğu, hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 305 inci maddesinin birinci fıkrası gereği re’sen temyize de tabi olmadığı, sanığın temyiz isteğinin reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
B. Şikayetçi İçişleri Bakanlığı vekilinin suça sürüklenen çocuklar … ve … hakkında görevi yaptırmamak için direnme suçundan kurulan hükümler yönünden;
Görevi yaptırmamak için direnme suçundan açılan davada suçtan doğrudan zarar görmeyen şikayetçi Bakanlık vekilinin 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 237 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca kamu davasında katılan sıfatının ve suça sürüklenen çocuklar hakkındaki hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunmadığı bu nedenle temyiz isteğinin reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
C. Suça sürüklenen çocuk …’ün görevi yaptırmamak için direnme ve hakaret suçlarından hakkında kurulan hükümler yönünden;
Suça sürüklenen çocuğun, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi’nden temin olunan güncel nüfus kayıt örneğine göre hüküm tarihinden sonra 22.05.2022 tarihinde vefat ettiğinin anlaşılması karşısında, bu durumun Mahkemece araştırılarak 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 64 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca suça sürüklenen çocuk hakkında açılan kamu davasının düşürülüp düşürülmeyeceğinin karar yerinde değerlendirilmesinde zorunluluk bulunduğu anlaşılmıştır.
D. Suça sürüklenen çocuk … hakkında görevi yaptırmamak için direnme, hakaret, kamu malına zarar verme, iftira suçlarından kurulan hükümler yönünden;
Suç tarihi itibariyle 15 yaşını doldurup 18 yaşını doldurmayan suça sürüklenen çocuk hakkında yargılama konusu eylemleri için, 5237 sayılı Kanun’un 125 inci, 265 inci 152 nci ve 267 nci fıkraları uyarınca belirlenecek cezanın türü ve üst haddine göre aynı Kanun’un 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi ve 66 ncı maddenin ikinci fıkrası gereği 5 yıl 4 aylık olağan zamanaşımı süresinin öngörüldüğü anlaşılmıştır.
5237 sayılı Kanun’un 67 nci maddesinin ikinci fıkrasının (d) bendi uyarınca zamanaşımı süresini kesen son işlemin 01.03.2016 tarihli mahkûmiyet kararı olduğu ve bu tarihten, temyiz incelemesi tarihine kadar 5 yıl 4 aylık olağan zamanaşımı süresinin gerçekleşmiş olduğu belirlenmiştir.

V. KARAR
A. Sanık … hakkında yalan tanıklık suçundan kurulan hüküm yönünden;
Sanığın yokluğunda verilip 24.05.2016 tarihinde usûlüne uygun şekilde tebliğ edilen karara karşı, karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 310 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirlenen bir haftalık kanunî süre geçtikten sonra 06.06.2016 tarihinde temyiz isteğinde bulunulduğu, hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 305 inci maddesinin birinci fıkrası gereği re’sen temyize de tabi olmadığı anlaşılmakla, sanığın temyiz isteğinin, 1412 sayılı Kanun’un 317 nci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle REDDİNE,
B. Şikayetçi İçişleri Bakanlığı vekilinin suça sürüklenen çocuklar … ve … hakkında görevi yaptırmamak için direnme suçundan kurulan hükümler yönünden;
Görevi yaptırmamak için direnme suçundan açılan davada suçtan doğrudan zarar görmeyen şikayetçi Bakanlık vekilinin 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 237 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca kamu davasında katılan sıfatının ve suça sürüklenen çocuklar hakkındaki hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunmadığı, hükmün, karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesinin birinci fıkrası gereği re’sen temyize de tabi olmadığı anlaşılmakla, şikayetçi Bakanlık vekilinin temyiz isteğinin 1412 sayılı Kanun’un 317 nci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle REDDİNE,
C. Suça sürüklenen çocuk …’ün görevi yaptırmamak için direnme ve hakaret suçlarından hakkında kurulan hükümler yönünden;

Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Biga 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 01.03.2016 tarihli kararına yönelik suça sürüklenen çocuğun temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

D. Suça sürüklenen çocuk … hakkında görevi yaptırmamak için direnme, hakaret, kamu malına zarar verme, iftira suçlarından kurulan hükümler yönünden;
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Biga 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 01.03.2016 tarihli kararına yönelik şikayetçi Bakanlık vekilinin ve suça sürüklenen çocuğun temyiz istekleri yerinde görüldüğünden hükümlerin, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesinin birinci fıkrası gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinin verdiği yetkiye dayanılarak suça sürüklenen çocuk hakkındaki kamu davasının 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası gereği gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle DÜŞMESİNE,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 20.06.2023 tarihinde karar verildi.