Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2022/199 E. 2023/9646 K. 06.12.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/199
KARAR NO : 2023/9646
KARAR TARİHİ : 06.12.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2014/335 E. 2016/283 K
SUÇ : Hükümlü veya tutuklunun kaçması
KARAR : Mahkumiyet
KANUN YARARINA BOZMA YOLUNA BAŞVURAN: Adalet Bakanlığının istemi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ: İlgili kararın kanun yararına bozulması

Çanakkale 4. Asliye Ceza Mahkemesinin, 22.03.2016 tarihli kararı ile hükümlü hakkında hükümlünün veya tutuklunun kaçması suçundan 1 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin hükmün, temyiz edilmeksizin 27.04.2016 tarihinde kesinleştiğine dair kesinleştirme şerhi düzenlendiği belirlenmiştir.
Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 309 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca 01.11.2021 tarihli evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 17.12.2021 tarihli ve KYB- 2021/134243 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:

I. İSTEM
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 17.12.2021 tarihli ve KYB-2021/134243 sayılı kanun yararına bozma isteminin;
“….1-18/02/2016 tarihli oturumda verilen ara kararı ile duruşma günü 17/05/2016 tarihine bırakıldığı halde, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 193/1. maddesine aykırı olarak sanığa haber verilmeksizin yokluğunda 22/03/2016 tarihinde oturum açılmak suretiyle sanığın mahkûmiyetine karar verilerek savunma hakkının kısıtlanmasında,
2-UYAP sisteminden yapılan kontrolde sanığın karar tarihinde başka suçtan Silivri 6 Nolu L Tipi Kapalı Cezaevinde hükümlü olmasına rağmen, 17/03/2016 tarihinde yakalama mahkemesinde savunması alınırken duruşmadan vareste tutulmak istediğine dair talebi olmadığı gibi mahkemece de bu yönde bir karar verilmediği halde son celsede hazır edilmeksizin 5271 sayılı Kanun’un 196. maddesine aykırı olarak sanığın savunma hakkının kısıtlanmasında, isabet görülmemiştir.”
Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.

II. GEREKÇE
1. 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesi uyarınca kanun yararına bozma yoluna, istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeden kesinleşen hüküm ve kararlar aleyhine gidilebilir.
2. 5271 sayılı Kanun’un 35 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre, cezaevinde bulunan sanığa gerekçeli karar tebliğ edilirken, tebliğ edilen karar içeriği okunup anlatılamak suretiyle tebliğ edilmesinde yasal zorunluluk bulunmaktadır. Buna karşın dosyada mevcut 13.04.2016 tarihli tebliğ belgesine göre, kararın hükümlüye okunup anlatılmak suretiyle tebliğ edilmediği, bu nedenle tebligatın usulsüz olduğu ve inceleme konusu hükmün kesinleşmediği anlaşılmıştır.
3. Henüz kesinleşmediği belirlenen inceleme konusu hükmün, 5271 sayılı Kanun’un 272 nci vd. maddeleri uyarınca temyiz yoluna tabi olduğu, olağanüstü kanun yolu olan kanun yararına bozma talebine konu edilemeyeceği belirlenmekle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.

III. KARAR
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, kanun yararına bozma istemi doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesindeki koşulları taşımayan KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNİN oy birliğiyle REDDİNE,
Dava dosyasının, Mahkemesine sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 06.12.2023 tarihinde karar verildi.