YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/1912
KARAR NO : 2023/422
KARAR TARİHİ : 09.02.2023
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
Sanıklar hakkında bozma üzerine kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 … maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 … maddesi gereği temyiz edilebilir oldukları, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun ( 5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Sanıklar hakkında Samsun Cumhuriyet Başsavcılığının 18.12.2012 tarihli iddianamesiyle kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 109 uncu maddesinin birinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (b) bendi ve 53 üncü maddesi gereğince cezalandırılmaları istemi ile dava açılmıştır.
2. Samsun 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 30.10.2013 tarihli kararı ile sanıklar hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 109 uncu maddesinin ikinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (f) bendi, beşinci fıkrası, aynı Kanun’un 62 nci ve 53 üncü maddeleri gereğince 5 yıl hapis cezası ile cezalandırılmalarına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
3. Samsun 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 30.10.2013 tarihli kararının sanıklar tarafından temyizi üzerine Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 09.12.2020 tarihli ve 2019/2691 Esas, 2020/19209 Karar sayılı kararı ile ‘I-Sanıkların, katılanı zorla araçlarına bindirmeleri neticesinde, bağırmakta olan katılanın direncini kırmak için kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçunun cebir unsuru içinde kalacak şekilde katılanı, 19.11.2012 tarihli genel muayene raporunda belirtildiği şekilde basit tıbbi müdahale ile giderilebilir bir şekilde yaralanmasına neden oldukları ve henüz soruşturma başlamadan önce katılanı kendiliğinden güvenli bir yerde bıraktıkları anlaşılmakla, sanıklar hakkında TCK.nın 110. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hükümler kurulması ile fazla ceza tayini, II-Eylemin birden fazla kişi tarafından birlikte gerçekleştirilmesi nedeni ile … cezalar üzerinden artırım yapılırken, yasa maddesinin TCK’nın 109/3-b maddesi yerine TCK’nın 109/3-f maddesi şeklinde gösterilmesi…” nedenleriyle bozulmasına karar verilmiştir.
4. Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda Samsun 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 16.11.2021 tarihli kararı ile sanıkların kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 109 uncu maddesinin ikinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (b) bendi, beşinci fıkrası, 110 uncu maddesi, 62 nci maddesi ve 53 üncü maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1. Sanık …’in temyiz isteği; atılı suçu işlemediğine, katılanın rızası bulunduğuna, sanık …’un beyanlarının doğru olmadığına , kamera kayıtlarının incelenmesi gerektiğine ve sair nedenlere ilişkindir.
2. Sanık …’in temyiz isteği; mahkumiyete yeterli delil olmadığına, eksik araştırma ile karar verildiğine, şartları oluştuğu halde aynı gerekçeler ile keyfi olarak lehe hükümlerin uygulanmadığına ve sair nedenlere ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
1.Dava konusu olay, sanık …’ın katılan ile evlenmek istediği ancak katılanın kabul etmediği, olay günü katılanı kaçırmak amacıyla akrabası olan diğer sanık … ile Samsun iline geldikleri, yolda yürüyen katılanı kolundan çekmek suretiyle arabaya bindirdikleri, katılanın direnmesi üzerine sanık …’ın basit tıbbi müdahale ile giderilebilir şekilde katılanı yaraladığı, katılanın direnmeye devam etmesi üzerine ise tespit edilemeyen bir yerde katılanı araçtan indirip … bıraktıkları iddiasına ilişkindir.
2. 15.11.2012 tarihli adli muayene raporunda katılanın basit tıbbi müdahale ile giderilebilir şekilde yaralandığının tespit edildiği görülmüştür.
3. 19.11.2012 tarihli mesaj tespit tutanağında, katılanın rızası ile teslim ettiği cep telefonunda yapılan incelemede, 0 539.. numaralı hattan katılanın cep telefonuna ”afern parmamı kopardn” şeklinde mesaj geldiğinin tespit edildiği görülmüştür.
4.Dava dosyası içerisinde bulunan 19.11.2012 tarihli tutanak içeriğinde, olay yerini gören kamera kaydı ve olayı gören tanık bulunmadığına dair tespit yapıldığı anlaşılmıştır.
IV. GEREKÇE
1. Dava dosyası içerisinde bulunan bilgi ve belgeler, adli muayene raporları, mesaj tespit tutanağı, katılanın istikrarlı anlatımları, olay yerini gören kamera kaydı bulunmadığına dair kolluk tutanağı birlikte değerlendirildiğinde, birden fazla kişi ile birlikte, cinsel amaç ile cebir ve tehdit kullanılarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun oluştuğuna ve etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına yönelik mahkeme kabulünde isabetsizlik bulunmadığından, sanık …’ın atılı suçu işlemediğine, katılanın rızası bulunduğuna, sanık …’un beyanlarının doğru olmadığına ve kamera kayıtlarının incelenmesi gerektiğine yönelik; sanık …’in mahkumiyete yeterli delil olmadığına, eksik araştırma ile karar verildiğine yönelik temyiz itirazları yönünden hükümlerde hukuka aykırılık bulunmamıştır.
2. Sanık … hakkında mahkemece ”Sanığın yeniden suç işlemeyeceği hususunda Mahkememizde olumlu bir kanaat oluşmadığından,ayrıca suçun işlenmesindeki özellikler, mahkememize yansıyan olumsuz kişilik özellikleri, suçtan sonraki tutum ve davranışları sanığın adli sicil sabıka kaydı, entegrasyon raporu, suça meyilli kişiliği, cezanın caydırıcılık gayesi ve bu gayenin sanığın geleceği üzerindeki etkisi dikkate alınarak göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda mahkememizce olumlu kanaat edinilmemesi nedeniyle TCK.nın 51.maddesi uyarınca cezanın ERTELENMESİNE YER OLMADIĞINA, suçlunun kişiliğine, sosyal ve ekonomik durumuna, yargılama sürecinde dosyaya pişmanlığın yansımaması,adli sicil sabıka kaydına, beyanları ve suçun işlenmesindeki özelliklere göre; 50.madde gereği SEÇENEK YAPTIRIMLARA ÇEVRİLMESİNE YER OLMADIĞINA ve sanığın yeniden suç işlemeyeceği hususunda Mahkememizde olumlu bir kanaat oluşmadığından, ayrıca adli sicil sabıka kaydındaki ilamlar, suçun işlenmesindeki özellikler, sanığın samimiyetsiz beyanları, mahkememize yansıyan olumsuz kişilik özellikleri, suçtan sonraki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda mahkememizce olumlu kanaat edinilmemesi nedeniyle CMK 231/6-b maddesi gereğince takdiren, kanunen ve vicdanen HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASINA YER OLMADIĞINA,” karar verildiği anlaşılmıştır.
Sanığın adli sicil kaydında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı bulunduğu, yeniden hükmün açıklanmasının geri bırakılması ve erteleme kararı verilmesinde yasal engel bulunmadığı anlaşılmıştır.
Hapis cezasının kısa süreli olmaması nedeniyle 5237 sayılı Kanun’un 50 nci maddesindeki seçenek yaptırımlara çevrilemeyeceği görülmüştür.
Sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması ve erteleme kararları verilmesi hususunda objektif koşullar yönünden engel bulunmasa da, subjektif koşul olan sanığın yeniden suç işlemeyeceği hususunda mahkemece bir kanaate varılması gerekmektedir. Mahkemece sanığın kişilik özellikleri ve suçun işlenmesinden sonra yargılama sırasındaki davranışları değerlendirilerek yeniden suç işlemeyeceği hususunda olumlu bir kanaate varılmadığı gerekçesiyle sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması ve erteleme hükümlerinin uygulanmamasına karar verilmiştir. Mahkeme gerekçesinde hukuka aykırılık bulunmadığından sanık …’un lehe hükümlerin aynı gerekçeler ile keyfi olarak uygulanmadığına yönelik temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
3. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanıkların yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Samsun 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 16.11.2021 tarihli kararında sanıklar tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanıkların temyiz sebeplerinin reddiyle hükümlerin, Tebliğnameye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 09.02.2023 tarihinde karar verildi.