Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2022/147 E. 2023/5035 K. 20.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/147
KARAR NO : 2023/5035
KARAR TARİHİ : 20.06.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2019/4559 E., 2021/58 K.
SUÇ : 6136 sayılı ateşli silahlar ve bıçaklar ile diğer aletler hakkında Kanun’a aykırılık
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Tekirdağ Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 13.02.2019 tarihli iddianamesi ile sanık hakkında 6136 sayılı Kanun’un 12 nci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca dava açılmıştır.
2. Tekirdağ 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 08.10.2019 tarihli kararı ile sanık hakkında 12 nci maddesinin birinci fıkrası, 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca 6 yıl 8 ay hapis ve 33.320,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
3. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesinin 19.01.2021 tarihli kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik Cumhuriyet savcısı ve sanık müdafiinin istinaf başvurularının 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1. Sanığın silahlara olan ilgisi nedeniyle bulundurduğuna,
2. Suçun sübut bulunmadığına,
3. İletişimin tespitinden elde edilen deliller ile tek başına hüküm kurulamayacağına,
4. Alt ve üst sınırlar arasında ceza tayin edilirken gerekçe gösterilmesinin zorunlu olduğuna,
5. Suçun maddi ve manevi unsurlarında hataya düşüldüğüne, ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
1. Dava konusu olay, sanığın, kendisinden ele geçen tabancaları satma amacıyla bulundurup bulundurmadığına ilişkindir.
2. a) Sanık hakkında silah ticareti yaptığına dair ihbar üzerine 5271 sayılı Kanun’un 135 inci maddesine göre iletişimin dinlenmesi tedbiri ile yürütülen soruşturma kapsamında, 22.05.2018 tarihinde gece saatlerinde sanığın aracına birşeyler yerleştirerek yola çıkmak üzere hazırlık yaptığının tespiti üzerine, sanığın kullanmakta olduğu araç durdurularak Cumhuriyet savcısının yazılı emri ile yapılan araç aramasında, aracın bagaj kısmında yedek lastik altında bir naylon poşet içerisinde ayrı ayrı poşetlenmiş vaziyette toplamda altı adet tabanca, ardından ikametinde yapılan aramada ise av tüfekleri ve kuru sıkı tabancalar hariç olmak üzere üç adet tabanca ve çeşitli miktar ve çaplarda fişeklerin ele geçirildiği belirlenmiştir.
b) İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünün 12.09.2018 tarihli raporu ile;
(1) Sanığın aracından ele geçen üç adet tabancanın 6136 sayılı Kanun’a göre yasak niteliği haiz ateşli silahlardan oldukları, diğer üç adet yarı otomatik tabancanın ise atışa haiz parçalarının olmadığı, bu nedenle çap ve tipine uygun fişekleri patlatamadığı, söz konusu tabancaların mevcut durumu ile 6136 sayılı Kanun’a göre yasak niteliği haiz ateşli silahlardan olarak mütalaa edilemeyeceği, ancak atışa haiz parçalarının bir silah ustasının esaslı aletli uğraşı neticesinde yenilerinin yapılarak bahse konu tabancalara takılmalarını müteakip ateş edebilecek duruma geleceği ve 6136 sayılı Kanun’a göre yasak niteliği haiz ateşli silah vasfını kazanacakları,
(2) Sanığın ikametinden ele geçen üç adet tabancanın 6136 sayılı Kanun’a göre yasak niteliği haiz ateşli silahlardan oldukları belirlenmiştir.
3. a) 11.08.2018 tarihinde ise rutin yol kontrolü sırasında aracıyla birlikte durdurulan sanığın önleme arama kararına istinaden yapılan aramada aracın ön tarafında bulunan şoför koltuğu ile yolcu koltuğu arasında bulunan boşluktaki açık yeşil ve mavi renkli çanta termosun içi kontrol amaçlı açıldığında termos çanta içerisinde bir kutu içerisinde 50 adet üzerlerinde 9×19 mm ibaresi bulunan dolu tabanca fişeği, aracın arka kısmında yapılan aramada ise aracın sol şoför koltuğu arka tarafında sol yan kısımdaki plastik kapağın vidalarının eksik olduğu ve daha önceden sökülmüş olduğunun görüldüğü, kapak açılıp el ile yapılan kontrolde mavi poşet içerisinde gazete kağıdına sarılmış halde iki adet tabanca ele geçirildiği belirlenmiştir.

b) İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünün 05.10.2018 tarihli raporu ile 50 adet fişek ve iki adet tabancanın 6136 sayılı Kanun’a yasak niteliği haiz ateşli silah ve fişeklerinden olduğu belirlenmiştir.
4. İletişimin tespitine ilişkin tutanaklar dava dosyasında mevcuttur.
A. İlk Derece Mahkemesinin kabulü
İlk derece mahkemesince, sanık hakkında “suç konusu silahlar ile yakalanma aşamaları ve yakalanma şekli, silah ticaretine yönelik beyanlar içeren tape kayıtları, aramalarda ele geçen tabancalar ve malzemeler ile silahların sayısı ve mermi sayısı ile tüm dosya kapsamı dikkate alındığında; sanık …’ın yasal olmayan bir şekilde temin ettiği tabancaları daha iyi fiyata satış yapabilmek amacıyla tamir ettirmek, kaplama yaptırmak, bakım yaptırmak için öncelikle Düzce ve Sakarya illerine götürdüğü, buralarda silahları yenileterek Tekirdağ’a geri getirdiği, satın aldığı fiyatın üzerine kar koyarak sattığı anlaşılmakta olup, sanığın savunmasında koleksiyonculuk yaptığı yönündeki beyanlarının koleksiyonculuk için gerekli herhangi bir izin ve resmi kayda dayalı olmadığından atılı suçtan kurtulmaya yönelik beyanlar olduğundan itibar edilemeyeceği, sanığın üzerine atılı suçu işlediği sabit olduğu” belirtilerek sanığın mahkûmiyetine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
İletişimin dinlenmesine ilişkin tutanaklarda yer alan sanığın silah satışı yaptığına dair ifadeleri, dinleme koruma tedbiri ile birlikte yapılan aramalarda ele geçen silah adedi ve silahların ele geçiriliş şekli ile dava dosyası kapsamındaki tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde, sanığın 6136 sayılı Kanun’a göre yasak niteliği haiz ateşli silahları kaplama, bakım, tamir vs. için Düzce ve Sakarya illerine götürdüğü ve tekrar Tekirdağ’a getirip üstüne kâr koyarak sattığının anlaşılması karşısında, sanık hakkında kurulan hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesinin 19.01.2021 tarihli kararında sanık müdafiince ileri sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğnameye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Tekirdağ 1. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 20.06.2023 tarihinde karar verildi.