YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/1457
KARAR NO : 2022/11788
KARAR TARİHİ : 06.09.2022
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hükümlü veya tutuklunun kaçması
HÜKÜM : Beraat
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Hükümlü veya tutuklunun kaçması suçunun oluşabilmesi için, hakkında tutuklama veya kesinleşmiş mahkûmiyet kararı bulunan kişinin, tutukevinden, ceza infaz kurumundan ya da gözetimi altında bulunduğu görevlilerin elinden kaçması gerektiği; somut olayda, Kütahya 1. İcra Ceza Mahkemesince borçlunun ödeme şartını ihlali suçundan tazyik hapsi cezası verilen sanığın, tazyik hapsinin niteliğine aykırı olarak Açık Ceza İnfaz Kurumundan özel izin ile ayrıldıktan sonra, izin süresinin bitmesine rağmen kuruma dönüş yapmayarak kaçması şeklinde gerçekleşen eyleminin TCK.nın 292/1. maddesinde düzenlenen hükümlünün kaçması suçunu oluşturduğu anlaşılmakla;
Yasaya aykırı, Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 06.09.2022 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
(K.D.)
KARŞI OY GEREKÇESİ
TCK.nın 292. maddesinde firar suçunun oluşabilmesi için sanığın tutuklu veya hükümlü statüsünde olması gerektiği belirtilmiştir. 5275 sayılı Kanunda tazyik hapsi ya da disiplin hapsi olanlar, hükümlü kapsamında değerlendirilmiş ise de bu durum bu kişilerin infazının ne şekilde yapılacağına dair bir düzenlemedir. Kaldı ki bu Kanunda ve diğer kanunlarda hükümlünün tanımı yapılmamıştır.
Tazyik hapsi ya da disiplin hapsi olanlar diğer hükümlülerin işleyebileceği 5275 sayılı Kanunun 97 ve 105/A-8 maddelerinde tanımlanan fiilleri işlemek suretiyle TCK.nın 292. maddesine göre cezalandırılmaları mümkün değildir. 5275 sayılı Kanunun hükümlülere tanıdığı bir çok haktan (izin, koşullu salıverme, açık cezaevine ayırma gibi.) yararlanmaları da mümkün değildir.
Ancak gerek doktrinde gerek uygulamada CMK.nın 223. maddesinden hareketle bir ceza mahkemesince suç olarak düzenlenen bir eylem nedeniyle mahkum olan ve mahkumiyet kararı hükmü kesinleşen kişi hükümlü olarak tanımlana gelmiştir.
Ceza hukukunun temel prensiplerinden birisi kıyas yasağı ve genişletici yorum yasağıdır. TCK.nın 292. maddesinde belirtilen hükümlü kavramına bir suçtan hükümlü olanlar dışında cezaevinde kalması gerekenlerin de dahil edilmesi bu prensiplere aykırılık teşkil edecektir. Kanun koyucu, gözaltına alınanların, özel ceza infaz kurallarına uymayanların ve hatta tutuklanmak üzere haklarında yakalama kararı verilenlerin görevlerinin elinden kaçmasını dahi suç kapsamına almamıştır. Amaçsal yorum yapacak olursak bu kişilerin de evleviyetle bu madde kapsamına alınması düşünülebilir ki, bu kanun koyucunun yerine geçmek ve genişletici yorum yapmak sonucunu doğurur. Kanun koyucu isterse bu hususu maddeye bir cümle ekleyerek düzenlemeye dahil edebilir. Nitekim 5275 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra bu suçun temyiz incelemesinde görevli 4, 9. ve 16. Ceza Daireleri de benzer şekilde bir suç nedeniyle mahkum olanlar dışındakileri bu madde kapsamında değerlendirmemiştir.
Sonuç olarak, sanığın hukuki durumu yani statüsü TCK.nın 292. maddesinde özgü suç olarak tanımlanan suçun faili kapsamında kalmamaktadır. Bu nedenle de bu sanığın eylemi suç kapsamına alınmadığından sayın çoğunluğun görüşüne iştirak edilmemiştir. 06.09.2022
…
Muhalif Üye