Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2022/1367 E. 2023/5100 K. 20.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/1367
KARAR NO : 2023/5100
KARAR TARİHİ : 20.06.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2021/275 E., 2021/561 K.
SUÇ : Hükümlü veya tutuklunun kaçması
HÜKÜM : Mahkûmiyet

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) hükümleri gereği temyiz edilebilir olduğu, temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, temyiz isteğinin süresinde olduğu ve reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığının 2014/3341 Esas sayılı iddianamesi ile sanığın hükümlü veya tutuklunun kaçması suçundan cezalandırılması talebi ile dava açılmıştır.
2. Sakarya 5. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2014/216 Esas ve 2015/405 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında hükümlü veya tutuklunun kaçması suçundan, 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmiştir.
3. İlgili kararın sanık tarafından temyizi üzerine Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 2019/1809 Esas, 2021/12035 Karar sayılı kararı ile ”Anayasa Mahkemesinin 14.01.2021 gün ve 2020/81 Esas, 2021/4 sayılı Kararı ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununa 17.10.2019 tarih ve 7188 sayılı Kanunun 31. maddesiyle eklenen geçici 5. maddesinin ‘…01.01.2020 tarihi itibariyle hükme bağlanmış ve kesinleşmiş dosyalarda basit yargılama usulü uygulanmaz…’ bölümündeki hükme bağlanmış ibaresinin Anayasanın 38. maddesine aykırı olduğuna dair iptal kararı gözetilerek basit yargılama usulü yönünden mahkemesince yeniden değerlendirme yapılmasının zorunlu olduğu..” gerekçeleri ile bozulmasına karar verilmiştir.
4. Yargıtay bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada; Sakarya 5. Asliye Ceza Mahkemesinin, 10.11.2021 tarihli, 2021/275 Esas ve 2021/561 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında, takdiren basit yargılama usulünün uygulanmasına yer olmadığına karar verilerek, hükümlü veya tutuklunun kaçması suçundan, 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın Temyiz Sebepleri
Sanık 16.11.20121 tarihli temyiz dilekçesinde herhangi bir temyiz sebebi bildirmemiştir.

III. OLAY VE OLGULAR
Dava konusu olay; denetimli serbestliğe ayrılan sanığın, yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeni ile hakkında verilen kapalıya iade kararına rağmen, verilen sürede lgili merciilere başvurmayarak firari konuma düştüğü iddiasına ilişkindir.

IV. GEREKÇE
A.Sanığın Temyiz Sebepleri Yönünden
5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 105/A-8 maddesinde yer alan “Denetimli serbestlik müdürlüğüne müracaat etmesi gereken sürenin bitiminden itibaren iki gün geçmiş olmasına karşın müracaat etmeyenler ile kapalı ceza infaz kurumuna iade kararı verilmesine rağmen iki gün içinde en yakın Cumhuriyet başsavcılığına teslim olmayan hükümlüler hakkında, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 292 nci ve 293 üncü maddelerinde yazılı hükümler uygulanır.” şeklindeki düzenleme gereğince “denetimli serbestlik müdürlüğüne müracaat etmesi gereken sürenin bitiminden itibaren iki gün geçmiş olmasına karşın müracaat etmeme” ile “kapalı ceza infaz kurumuna iade kararı verilmesine rağmen iki gün içinde en yakın Cumhuriyet başsavcılığına teslim olmama” eylemlerinden herhangi birinin gerçekleşmesi halinde firar suçu oluşacaktır.
Bu bilgiler ışığında yapılan değerlendirmede;
Dosyadaki olgular itibari ile, Sakarya İnfaz Hakimliği’nin 2014/530-537 Esas ve Karar sayılı kararı ile, bakiye cezasını koşullu salıverme tarihine kadar denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak çektirilmesine karar verilmiş olan sanığın, kararda gerekli tüm yasal ihtaratlar yapılmış olmasına ve kararı usulüne uygun şekilde tebellüğ etmesine rağmen, verilen sürede Sakarya Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne başvurmadığı, bu nedenle de kapalı ceza infaz kurumuna iadesine karar verildiği, sanığın verilen sürede ilgili mercilere başvurmayarak firari konuma düştüğü sabit olmakla, mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir
B.Diğer Yönlerden
Sanığın Türk Ceza Kanunu’nun 292 maddesi birinci fıkrası gereğince cezalandırılmasına karar verilirken, hüküm fıkrasında temel cezaya atıf yapan 5275 sayılı Kanunun 105 maddesi sekizinci fıkrası (A) bendi gösterilmemesi, mahallinde düzeltilebilir yazım hatası olarak değerlendirilmiştir.

Sanık hakkında 5237 saylı Kanun’un 53 üncü maddesi uygulanırken, 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 gün, 2014/140-2015/85 Esas ve Karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında değerlendirilmesi mümkün görüldüğünden bozma nedeni yapılmamıştır.

Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımın eleştirilen nedenler dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz sebepleri reddedilmiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle, Sakarya 5. Asliye Ceza Mahkemesinin, 10.11.2021 tarihli, 2021/275 Esas ve 2021/561 Karar sayılı kararında sanık tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanığın temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğnameye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 20.06.2023 tarihinde karar verildi.