YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/1050
KARAR NO : 2023/2675
KARAR TARİHİ : 02.05.2023
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması
İNCELEME KONUSU KARAR : İtirazın reddi
Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçundan sanık …’nın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 170 inci ve 62 nci maddeleri uyarınca 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 231 inci maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve suçta kullanılan silahın 5237 sayılı Kanun’un 54 üncü maddesi uyarınca müsaderesine dair Bozüyük 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 10.12.2015 tarihli kararının 03.03.2016 tarihinde itiraz edilmeden kesinleştiği, sanığın denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemediği gerekçesiyle, 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin onuncu fıkrası gereğince sanık hakkındaki kamu davasının düşürülmesine ilişkin Bozüyük 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 19.03.2021 tarihli ek kararını takiben, sanığın müsaderesine karar verilen silahın iadesi talebinin reddine dair Bozüyük 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 06.04.2021 tarihli kararına karşı yapılan itirazın reddine dair mercii Bilecik Ağır Ceza Mahkemesinin 02.08.2021 tarih ve 2021/479 değişik iş sayılı kararının usulüne uygun şekilde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Adalet Bakanlığının 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca, 15.02.2022 tarih ve 2021/19073 sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcılığının, 15.04.2022 tarih ve KYB-2022/26899 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:
I. İSTEM
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 15.04.2022 tarih ve KYB-2022/26899 sayılı kanun yararına bozma isteminin;
“Dosya kapsamına göre, müsadere kararının hükme bağlı olduğu, somut olayda da sanık hakkında Bozüyük 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 10/12/2015 tarihli kararı ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar verilmesini müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde suç işlemediğinden bahisle düşme kararı verildiği, müsadere kararının hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin karar ile birlikte verildiği, anılan kararın bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiği, bu kapsamda denetim süresinde suç işlenmemesi üzerine kamu davasının düşürülmesine karar verilmesi nedeniyle hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının artık hukuken mevcut bulunmadığı, müsadere kararının hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karara bağlı olarak verildiği, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın kesinleşmesinin ardından, denetim süresinde suç işlemediği anlaşılan sanık hakkında kesin hükümle sonuçlanmış bir mahkumiyet kararının artık bulunmadığı ve müsadere kararına konu tabancanın sanığın görevi nedeniyle şahsına tahsis edildiği de nazara alındığında, söz konusu tabanca ve eklerinin gerekli işlemlerin yapılması için idareye teslimine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.”
Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.
II. GEREKÇE
1. Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçundan sanık … hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve suçta kullanılan silahın 5237 sayılı Kanun’un 54 üncü maddesi uyarınca müsaderesine dair Bozüyük 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 10.12.2015 tarihli kararı 03.03.2016 tarihinde itiraz edilmeden kesinleşmiştir. Müsadere kararı güvenlik tedbiri olmakla birlikte hükmün bir parçası niteliğinde olup, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı ile birlikte verilen müsadere kararı da bu hükme bağlı olduğundan askıda bir karardır ve hüküm açıklanıncaya kadar hukuki sonuç doğurma yeteneği bulunmamaktadır.
2. Bozüyük 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 19.03.2021 tarihli kararı ile sanığın denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemediği anlaşıldığından 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin onuncu fıkrası gereğince sanık hakkındaki kamu davasının düşürülmesine karar verilmiştir.
3. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223 üncü maddesi kapsamında düşme kararı hüküm olup temyize tabi olduğundan kanun yolunda yanılgıya düşülerek itiraz üzerine verilen kararlar hukuki dayanaktan yoksundur.
4. Her ne kadar denetim süresi bitimine kadar suç işlenmemesi nedeniyle verilen düşme kararı yerinde ise de; sanığın düşme kararına yönelik silahın kendisine iadesine ilişkin dilekçesi ve akabindeki itiraz dilekçeleri temyiz niteliğinde olup merciide yanılma nedeniyle temyiz işlemlerinin yapılması gerektiğinden söz konusu kararın usulüne uygun şekilde kesinleşmediği ve kanun yararına bozma incelemesine konu edilemeyeceği anlaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
III. KARAR
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, kanun yararına bozma istemi doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesindeki koşulları taşımayan KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNİN oy birliğiyle REDDİNE, 02.05.2023 tarihinde karar verildi.