Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2021/8625 E. 2023/9020 K. 22.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/8625
KARAR NO : 2023/9020
KARAR TARİHİ : 22.11.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/1281 E. 2016/659 K.
SUÇ : Başkasına ait banka veya kredi kartının izinsiz kullanılması suretiyle yarar sağlama
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Düzeltilerek Onama

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan usul hükümleri gereği temyiz edilebilir olduğu, temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, temyiz isteğinin süresinde olduğu ve reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, 07.10.2015 tarihli iddianamesi ile sanığın, başkasına ait banka veya kredi kartının izinsiz kullanılması suretiyle yarar sağlama suçundan, cezalandırılması talep olunmuştur.
2.Aksaray 4. Asliye Ceza Mahkemesinin, 21.04.2016 tarihli, 2015/1281 Esas 2016/659 Karar sayılı kararı ile sanığın, başkasına ait banka veya kredi kartının izinsiz kullanılması suretiyle yarar sağlama suçundan 2 yıl 6 ay hapis ve 500,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık Müdafinin Temyiz Sebepleri
Atılı suçun sanık tarafından işlendiğine dair somut delil olmamasına rağmen, eksik araştırma ile sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğuna ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Dava konusu olay, katılanın kredi kartı bilgilerini bir şekilde ele geçiren sanığın, bu bilgileri kullanarak internet üzerinden alış veriş yaptığı iddiasına ilişkindir.
2. Katılana ait Finansbank 5210 **** **** 6435 numaralı kredi kartından, 09/05/2014 tarihinde … Bilgisayar isimli siteden 9×41,16 TL’lik alışveriş yapıldığına dair hesap özeti dökümü ve yazı cevapları dosyada mevcuttur.
3. İşlem için erişim sağlayan IP numarasının 85.105.184.117 olduğu ve A.K adına kayıtlı olduğu tespit edilmiştir.
4. A.K kollukta alınan ifadesinde “İnternet modemini arkadaşı olan sanık ile ortak kullandıklarını” beyan etmiştir.
5. İlgili site ve GSM operatörü ile yapılan yazışmalar neticesinde, harcama yapılırken 0531 *** 03 57 numarası ile kayıt yapıldığı, ürünün … adına teslim edildiği ve numaranın sanığa ait olduğu tespit edilmiştir.
6. … adlı kişi hakkında yapılan araştırma sonucunda bu isimde bir kişinin tanınmadığı belirlenmiştir.

IV. GEREKÇE
A. Sanığın Temyiz Sebepleri Yönünden
Dosyadaki olgular itibari ile; olay tarihinde katılana ait Finansbank 5210 **** **** 6435 numaralı kredi kartı bilgilerini bir şekilde ele geçiren sanığın, internet üzerinden … Bilgisayar isimli iş yerinden 9×41,16 TL’lik harcama yaptığı, işlem için erişim sağlayan 85.**.**.117 no’lu IP’nin, A.K adına kayıtlı olduğu ve A.K’nin kollukta alına ifadesinde ” İnterneti sanık ile ortak kullandıklarını” beyan ettiği, keza site ile yapılan yazışmalar neticesinde; harcama yapılırken verilen kayıt bilgilerinde yer alan 0531 *** 03 57 nolu telefon numarasının da sanık adına olduğu sabittir.
Sanık her ne kadar “Hizmet paketi sattıklarını, … Bilişim isimli çağrı merkezini kurduklarını, kendi pos cihazları olmadığı için satmış oldukları paketin parasını … Bilgisayar isimli firmadan müşterinin bilgisi dahilinde çektiklerini, iflas ettikleri için evrakları ve ürünleri gönderemediklerini” beyan ederek suçlamayı kabul etmemiş ise de, çağrı merkezi , danışmanlık şirketi adı altında kurulan bir çok şirketin, şahıslar ile “Hediye kontör veya para puan kazandınız ya da kredi kart aidatı, sigorta masraf aidatı iadesi yapılacağı” gibi farklı sebeplerle iletişime geçerek, kişilerin iradelerini fesada uğratmak suretiyle kredi kart bilgilerini ve telefonlarına gelen 3D güvenlik şifrelerini edindikleri, daha sonra bu bilgiler ve şifreyi kullanarak karttan mail order yöntemi ile rıza dışı harcama yaptıkları, işlemleri genelde şifre ile yaparak ve harcama sonrası şahıslara küçük teknolojik ürünler, ASİST kart veya bir kısım belgelerin yer aldığı kargolar göndererek, yapılan işlemi yasal bir hizmet paket satışı şeklinde gösterdikleri, oysa ki mağdurlardan bilgilerin ve şifrelerin ele geçiriliş biçimi hileye dayandığından gerçek anlamda verilen bir rızadan bahsedilemeyeceği, nitekim UYAP entegrasyon ekranından, sanığın benzer eylemleri nedeni ile açılmış derdest ve kesinleşmiş dava dosyaları incelendiğinde, sanığın yetkilisi olduğu şirketin de bu şekilde faaliyet sürdürdüğü, ayrıca somut olayda katılan ile herhangi bir hizmet paketi için görüşme sağlanmadığı gibi, hizmet paketi satışı yapan şirketin, alacağını, başka bir şirketten harcama yaparak elde etmesinin de ticari hayatın olağan koşulları ile bağdaşmadığı, bu bağlamda sanığın eyleminin sabit olduğu, yine aramanın sanığın şirketinde çalışan ve onun emir ve talimatları doğrultusunda hareket ettiği kuşkusuz olan bir personel tarafından gerçekleştirilmesinin de sanığın cezai sorumluluğu açısından önem arz etmediği anlaşılmakla, mahkemenin sübuta ve suçun vasfına ilişkin kabulünde bir hukuka aykırılık görülmemiştir.
B. Diğer Yönlerden
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfının doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık müdafinin yerinde görülmeyen sair temyiz sebepleri yönünden hukuka aykırılık görülmemiş ise de; atılı suçtan hüküm kurulurken, temel hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde, aynı gerekçelerle adli para cezasına esas birim gün sayısının, alt sınırın üstünde belirlenerek hükümde çelişkiye neden olunması kanuna aykırı görülerek, 5320 sayılı Yasanın 8/1 inci maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı Kanun’un 322 nci maddesi gereğince düzeltilmesi mümkün görülmüştür.

V. KARAR
Gerekçe bölümünün B bendinde açıklanan nedenle, Aksaray 4. Asliye Ceza Mahkemesinin, 21/04/2016 tarihli, 2015/1281 Esas 2016/659 Karar sayılı kararında sanık müdafinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesi gereği 5237 sayılı Kanun’un 245 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca hapis cezası yanında hükmolunan adli para cezasına esas alınan 30 günün 5 güne, 62 inci madde uygulanmak suretiyle belirlenen 25 günün, 4 güne, 52 inci maddenin ikinci fıkrası uyarınca günlüğü 20.00 liradan hükmolunan 500 TL adli para cezasının ise 80,00 TL’ye indirilmesi suretiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 22.11.2023 tarihinde karar verildi.