Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2021/8034 E. 2023/4537 K. 12.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/8034
KARAR NO : 2023/4537
KARAR TARİHİ : 12.06.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : İftira, hakaret, tehdit
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet

Sanık hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Çifteler Cumhuriyet Başsavcılığının 18.09.2015 tarihli iddianamesi ile sanık hakkında hakaret, tehdit ve iftira suçlarından 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 125 inci maddesinin birinci ve dördüncü fıkraları, 43 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 106 ncı maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi, 267 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca dava açılmıştır.
2. Çifteler Asliye Ceza Mahkemesinin 06.01.2016 tarihli kararı ile sanık hakkında hakaret suçundan 5237 sayılı Kanun’un 125 inci maddesinin birinci ve dördüncü fıkraları, 43 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca 1 yıl 5 ay 15 gün hapis cezası; tehdit suçundan aynı Kanun’un 106 ncı maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi, 43 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca 1 yıl 5 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve iftira suçundan uygulama maddesi belirtilmeden cezalandırılmasına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Cumhuriyet savcısının temyiz isteği;
İftira eyleminin 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 74 üncü maddesi kapsamında şikayet hakkı kapsamında kaldığından sanığın beraatine karar verilmesi gerektiğine, kabule göre de cezalandırılmasına karar verildiği halde ceza miktarının belirtilmemesine ilişkindir.
B. Sanığın temyiz isteği;
1. Tüm suçlardan verilen kararların hatalı olduğuna,
2. Tanıklar dinlenmeden hükümler kurulduğuna,
3. Atılı suçların sübut bulmadığına,
4. Artırım nedenleri bulunmadığı halde cezalarda artırım uygulandığına, ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Dava konusu olay, sanığın katılanlara hakaret ve tehditlerde bulunduğu ve bu iddialar kapsamında başlatılan soruşturmada şüpheli olarak alınan ifadesinde tartışma sırasında katılan …’nın kendisine silah çekip bir el ateş ettiğini belirterek iftirada bulunduğu iddiasına ilişkindir.
2. Katılanlar aşamalarda, görüş günü olmadığı halde sanığın katılan … ile olan ortak çocuğunu görmek istediğini, göstermek istemeyince sanığın öldürmekle tehdit edip sinkaflı hakaretlerde bulunduğunu ifade etmişlerdir.
3. Hakaret ve tehdit eylemlerine ilişkin başlatılan soruşturma kapsamında sanığın Çifteler İlçe Jandarma Komutanlığında alınan ifadesinde, çocuğunu görebilmek için katılanların evinin kapısına gittiğini, eski eşinin babası olan katılan …’nın kendisine silah çekip bir el tüfekle ateş ettiğini ifade etmiştir.
4. 16.08.2015 tarihli kolluk tutanağında katılan …’nın evinin avlusunda ateşli silah veya boş mermisinin görülmediği belirtilmiştir.
5. Katılan … hakkında silahla tehdit suçundan Çifteler Cumhuriyet Başsavcılığının 18.09.2015 tarihli kararı ile “şüphelinin müştekiye silah doğrultmadığı gibi tüfekle ateş etmediğini beyan ettiği, 16/08/2015 tarihli tutanakta ateş edildiği iddia edilen evde ve avlusunda yapılan aramada ateşli silah ve boş mermisi görülmediği, suç unsuru olduğunu gösterecek emare bulunmadığının rapor edildiği, şüphelinin silah doğrulttuğuna ve silahla ateş ettiğine dair müştekinin soyut iddiası dışında hakkında kamu davası açılması için yeterli şüphe oluşturabilecek delil elde edilemediği” belirtilerek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği belirlenmiştir.

IV. GEREKÇE
A. İftira Suçundan Kurulan Hükme Yönelik;
1. İftira suçunun oluşabilmesi için; yetkili makamlara ihbar veya şikayette bulunarak işlemediğini bildiği halde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat edilmesinin gerektiği, somut olayda; sanığın, eski eşinden olan çocuğunu görebilmek için katılanların evlerine gittiği ve çıkan tartışma neticesinde sanığın kayınpederi olan katılan …’nın kendisine silah çekip bir el ateş ettiğine dair iddiasına ilişkin olarak delil yetersizliği nedeni ile kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesinin tek başına iftira suçunun oluşması için yeterli olmadığı, şikayetçi olan sanığın savunmasının aksine, cezalandırılmasına yeterli her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilmeden beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
2. Kabule göre de,
Sanık hakkında iftira suçundan mahkumiyet hükmü kurulmasına rağmen 5237 sayılı Kanun’un 267 nci maddesinin birinci fıkrasının uygulama maddesi olarak gösterilmemesi ve hüküm fıkrasında verilen ceza miktarının belirlenmemesi,
Nedenleriyle sanık hakkında kurulan hüküm hukuka aykırı bulunmuştur.
B. Hakaret Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden;
1. Katılanların aşamalarda birbiriyle tutarlı beyanlarına göre, sanığın üzerine atılı hakaret suçunu işlediğinin anlaşılması karşısında, atılı suçun sübut bulmadığına yönelik sanığın temyiz sebepleri reddedilmiştir.
2. a) Hükmün gerekçe kısmında, sanık hakkında cezanın alt sınırdan tayin edildiği belirtilmesine rağmen hükmün esasını oluşturan kısa kararda alt sınırdan uzaklaşılarak tayin edilmesi suretiyle hükümde çelişkiye neden olunması,
b) 5237 sayılı Kanun’un 125 inci maddesinin dördüncü fıkrasında ağırlaştırıcı neden olarak öngörülen aleniyetin oluşabilmesi için hakaretin belirlenemeyen sayıda kişi ve herkes tarafından görülme, duyulma ve algılanabilme olasılığının bulunması, herhangi bir sınırlama olmaksızın herkese açık olan yerlerde işlenmesinin gerekmesi karşısında; somut olayda, katılanların kapısının önünde gerçekleştiği belirtilen hakaret eyleminde aleniyet unsurunun ne şekilde oluştuğu açıklanıp tartışılmadan, anılan madde uyarınca sanığın cezasında artırım yapılması,
c) 02.12.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34 üncü maddesi ile değişik 5271 sayılı Kanun’un 253 üncü maddesi ve bu maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen 5237 sayılı Kanun’ un 125 nci maddesi kapsamındaki hakaret suçunun uzlaştırma kapsamına alındığı nazara alınarak, uzlaştırma işlemi yapılıp sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
d) Maddi ceza hukukuna ilişkin hükümler içeren basit yargılama usulünün “hükme bağlanmış dosyalarda” uygulanmasını engelleyen 5271 sayılı Kanun’un geçici 5 inci maddesinin (d) bendindeki “hükme bağlanmış” ibaresinin basit yargılama usulü yönünden Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi nedeniyle temyiz davasına konu dosyalarda lehe hükümler içeren 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinin üçüncü fıkrasının uygulanması imkanının doğması ve bu konuda mahkemesince yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
Nedenleriyle sanık hakkında kurulan hüküm hukuka aykırı bulunmuştur.
C. Tehdit Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden;
1. Katılanların aşamalarda birbiriyle tutarlı beyanlarına göre, sanığın üzerine atılı tehdit suçunu işlediğinin anlaşılması karşısında, atılı suçun sübut bulmadığına yönelik sanığın temyiz sebepleri reddedilmiştir.
2. a) Sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 106 ncı maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi uyarınca hükmolunan 6 ay hapis cezasından aynı Kanun’un 43 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca artırım yapılırken 7 ay 15 gün hapis cezası yerine hesap hatası sonucu 1 yıl 5 ay 15 gün hapis cezasına hükmolunması suretiyle fazla ceza tayini,
b) 02.12.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34 üncü maddesi ile değişik 5271 sayılı Kanun’un 253 üncü maddesi ve bu maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen 5237 sayılı Kanun’un 106 ncı maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamına alındığı nazara alınarak, uzlaştırma işlemi yapılıp sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
c) Maddi ceza hukukuna ilişkin hükümler içeren basit yargılama usulünün “hükme bağlanmış dosyalarda” uygulanmasını engelleyen 5271 sayılı Kanun’un geçici 5 inci maddesinin (d) bendindeki “hükme bağlanmış” ibaresinin basit yargılama usulü yönünden Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi nedeniyle temyiz davasına konu dosyalarda lehe hükümler içeren 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinin üçüncü fıkrasının uygulanması imkanının doğması ve bu konuda mahkemesince yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
Nedenleriyle sanık hakkında kurulan hüküm hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
A. İftira Suçundan Kurulan Hükme Yönelik,
Gerekçe bölümünün (A) bendinde açıklanan nedenlerle Çifteler Asliye Ceza Mahkemesinin 06.01.2016 tarihli kararına yönelik Cumhuriyet savcısının temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğnameye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
B. Hakaret Suçundan Kurulan Hükme Yönelik,
Gerekçe bölümünün (B) bendinde açıklanan nedenlerle Çifteler Asliye Ceza Mahkemesinin 06.01.2016 tarihli kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğnameye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

C. Tehdit Suçundan Kurulan Hükme Yönelik,
Gerekçe bölümünün (C) bendinde açıklanan nedenlerle Çifteler Asliye Ceza Mahkemesinin 06.01.2016 tarihli kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğnameye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 12.06.2023 tarihinde karar verildi.