Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2021/7867 E. 2023/3155 K. 10.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/7867
KARAR NO : 2023/3155
KARAR TARİHİ : 10.05.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Beden bakamından kendini idare edemeyecek durumda bulunan kimseleri dilencilikte araç olarak kullanma
HÜKÜM : Mahkûmiyet

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başşsavcılığı’nın 26.02.2016 tarihli iddianamesiyle, sanık hakkında beden bakımından kendini idare edemeyecek durumda bulunan kimseleri dilencilikte araç olarak kullanma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 229 uncu maddesinin birinci ve ikinci fıkraları ile 53 üncü maddesi uyarınca cezalandırılması talebi ile dava açılmıştır.
2. İstanbul Anadolu 22. Asliye Ceza Mahkemesinin, 03.05.2016 tarihli kararı ile sanık hakkında, atılı suçtan, 5237 sayılı Kanun’un 229 uncu maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 62 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 1 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılan Bakanlık vekilinin temyiz isteği; cezanın alt sınırdan tayin edilmesinin ve sanık hakkında takdiri indirim hükmünün uygulanmasının hakkaniyete aykırı olduğuna ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Dava konusu olay, sanığın 1 yıl 1 ay 15 günlük çocuğunun dilencilikte araç olarak kullanıldığı iddiasına ilişkindir.
2. 17.02.2016 tarihli tutanakta, Kozyatağı Yan yol üzerinde yapılan gözlem ve takiplerde, metro içerisinde, sanığın, yanında bulunan … isimli çocuğunu kullanarak dilencilik yaptığı, sanığın dilencilikle elde ettiği 5,00 TL paranın geçici olarak muhafaza altına alındığı bildirilmiştir.
3. Sanığın kucağında çocuğu olduğu halde yerde oturur vaziyette ve önünde içine para atılan kutu bulunur şekilde fotoğraf çıktısı dosyaya eklenmiştir.
4. Sanık hakkında dilencilik eyleminden dolayı 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 33 üncü maddesi uyarınca düzenlenen idari yaptırım karar tutanağı, sanık … mağdur çocuğa ait nüfus kaydı dosyada bulunmaktadır.
5. Sanık savunmasında, iş bulamadığı için dilencilik yaptığını, çocuğunu bırakacak yeri olmadığı için yanına aldığını beyan etmiştir.

IV. GEREKÇE
1. Sanık hakkında tayin olunan hapis cezasının kanuni sonucu olarak, 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen hak yoksunluklarına karar verilmemiş ise de; bu hususun infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
2. 5237 sayılı Kanun’un 229 uncu maddesinde düzenlenen dilencilik suçunun hareket unsuru “çocukları, beden veya ruh bakımından kendini idare edemeyecek durumda bulunan kimseleri dilencilikte araç olarak kullanma” olarak belirlenmiştir. Failin, çocuğu veya bedenen ya da ruhen kendisini savunamayan bir kişiyi, araç olarak kullanıp kullanmadığı hususu, dilenme anında dilenen kişinin ve dilencilikte araç olarak kullanılan kişilerin konumları, birbirlerine yakınlıkları, dilenen kişi ile dilencilikte araç olarak kullanılan kişinin hangi konumda bulunduğu ve sair hususlar bir bütün olarak değerlendirilmelidir. Araç olarak kullanma deyiminden, suçun konusunu oluşturan kimselerin, muhatabın (menfaat talep eden kişi) algılayabileceği bir şekilde beraberinde (yanında, elinden tutarak veya sırtında v.s.) ya da muhatabın görebileceği bir yerde bulundurmak anlaşılmalıdır.
Yukarıda yazılı bilgiler ışığında, olay ve olgular bölümündeki tespitler ile tüm dava dosyası birlikte değerlendirildiğinde, mahkemenin sübuta ve suç niteliğinin belirlenmesine ilişkin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiş olup, yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, katılan vekilinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazları reddedilmiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle, İstanbul Anadolu 22. Asliye Ceza Mahkemesinin, 03.05.2016 tarihli kararında katılan vekili tarafından ileri sürülen temyiz sebepleri ile dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden katılan vekilinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğnameye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 10.05.2023 tarihinde karar verildi.