Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2021/6118 E. 2023/2975 K. 08.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/6118
KARAR NO : 2023/2975
KARAR TARİHİ : 08.05.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : İftira
HÜKÜM : Beraat

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının 06.10.2016 tarihli ve 2016/43035 Esas, 2016/18802 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kasten yaralama ve iftira suçlarından 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 86 ncı maddesinin birinci fıkrası, 87 nci maddesinin üçüncü fıkrası, 267 nci maddesinin birinci fıkrası, 43 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca dava açılmıştır.
2. Antalya 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 21.12.2016 tarihli ve 2016/748 Esas, 2016/1330 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kasten yaralama suçundan 5237 sayılı Kanun’un 86 ncı maddesinin birinci fıkrası, 87 nci maddesinin üçüncü fıkrası, 29 uncu, 62 nci ve 53 üncü maddeleri uyarınca 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına; iftira suçundan aynı Kanun’un 267 nci maddesinin birinci fıkrası, 43 üncü maddesinin ikinci fıkrası delaletiyle birinci fıkrası, 62 nci ve 53 üncü maddeleri uyarınca 1 yıl 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
3. Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin 08.03.2017 tarihli ve 2017/281 Esas, 2017/493 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükümlere yönelik sanığın istinaf talebinin kabulüne karar verilerek 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca duruşmalı yapılan inceleme neticesinde kasten yaralama suçundan kurulan hükme yönelik sanığın istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin ikinci maddesi uyarınca esastan reddine; iftira suçundan aynı Kanun’un 280 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile sanık hakkında 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca beraat kararı verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Cumhuriyet savcısının temyiz isteği;
Sanığın, katılan ve mağdura iftirada bulunduğu sabit olduğu halde, istinaf mahkemesi tarafından iftira suçunun yasal unsurlarını oluşturan eylemlerin şikayet hakkı kapsamında değerlendirilerek mahkûmiyet yerine beraat kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
Dava konusu olay, sanığın, olay yerinde bulunmayan katılan ve mağdur hakkında kendisini kasten yaraladıkları iddiasında bulunarak haklarında soruşturma başlatılmasına sebebiyet vermesine ilişkindir.
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
1. Sanık ve … isimli şahıslar hakkında birbirlerine karşı kasten yaralama suçundan başlatılan soruşturma kapsamında sanığın Demircikara Polis Merkezi Amirliğinde müşteki şüpheli olarak 06.06.2016 tarihli ifadesinde, olay günü … Mahallesi … yakınındaki parkta alkol aldığı sırada karşısına adını olay nedeniyle öğrendiği … ve iki arkadaşının oturduğunu, tanışıp muhabbet ettikten sonra …’un kendisinden bira ısmarlamasını istediğini, bira alıp tekrar parka döndüklerini, alkol aldıktan sonra …’un motosikletine binip biraz ilerledikleri sırada tartışmaya başladıklarını, … gittikten sonra tekrar gelip motoru üzerine sürdüğünü, bu sırada parkta tanıştırdığı diğer iki erkek şahsın pazar yerinden çıkıp kendisine saldırdıklarını belirterek şikayetçi olduğu belirlenmiştir.
2. Olay yerinden elde edilen kamera kayıtlarına ilişkin 21.06.2016 tarihli CD inceleme tutanağında, sanık ve …’un birbirlerini darp ettikleri, yoldan geçen beyaz tişörtlü bir şahsın kavgayı ayırmaya çalıştığı belirtilmiştir.
3. Antalya Cumhuriyet Başsavcılığınca katılan ve mağdur hakkında kasten yaralama suçundan başlatılan soruşturma neticesinde “toplanan diğer kanıtlar ve temin edilen görüntü kayıtlarına göre kavga olayının müşteki şüpheliler … ve … arasında meydana geldiği, şüpheliler … ve …’in ise kavga mahallinde bulunmadıkları anlaşıldığından” kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği belirlenmiştir.
4. Sanık savunmasında, kavga sırasında olay yeri kalabalık olduğu için …’un parktaki arkadaşlarının da orada olduğu düşüncesiyle kendisine saldırdıklarını söylediğini, sarhoşluğun etkisi ile olduğunu, ancak orada olmadıklarını daha sonra öğrendiğini ifade ettiği belirlenmiştir.

5. İlk derece mahkemesince, sanık hakkında iftira suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 267 nci maddesinin birinci fıkrası, 43 üncü maddesinin ikinci fıkrası delaletiyle birinci fıkrası, 62 nci maddesi uyarınca 1 yıl
15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesince, sanığın istinaf talebinin kabulüne karar verilerek 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca duruşmalı yapılan inceleme neticesinde, “İftira suçunun oluşabilmesi için; yetkili makamlara ihbar ve şikayette bulanarak işlemediğini bildiği halde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat edilmesi gerektiği, somut olayda sanık …’in olaydan önce … ve arkadaşları olan müşteki … ve katılan … ile birlikte alkol aldığı, akabinde meydana gelen olaylar neticesinde BTM ile iyileşir şekilde yaralandığı açıktır. Sanık şüpheli sıfatıyla vermiş olduğu beyanında müştekiler … ve …’un isimlerini bildirmemiş sadece …’un yanında iki kişi daha olduğunu beyan etmiş, yapılan araştırmalar sonucunda da sanığın beyanında belirttiği kişilerin … ve … oldukları anlaşılmıştır. Çözümü yapılan güvenlik kamera görüntülerine göre; olay esnasında … ve …’in kavga ettikleri, üçüncü bir kişinin de onları ayırmaya çalıştığı tespit edilmiş ise de, olaydan sonra düzenlenen yakalama tutanağında olay yerinde birçok kişinin bulunduğu, …’un da yerde yattığının yazılı olduğu, güvenlik kamera kaydı görüntüleri ile yakalama tutanağının uyumlu olmadığı, dolayısıyla olayın tamamının kamera kaydında yer almama ihtimalinin bulunduğu, dosya içerisindeki delillere göre de kavga olayının meydana geldiği yer ile tarafların alkol aldıkları yer arasında fazla mesafenin bulunmadığı gözönüne alındığında olay sonrasında sanığın, … ile …’i olay yerinde görmüş olabileceği, buna göre olaya onlarında karışmış olabileceklerini düşünmesinin muhtemel olduğu, sanığın doğrudan müştekileri şikayet etmediği, şüpheli sıfatıyla beyanı alınırken kendisini savunma işgüdüsü ile hareket ettiği, olay esnasında kendisininde yaralandığı, anlatımlarının maddi vakalara dayandığı, sanığın eyleminin anayasal şikayet hakkı kapsamında kaldığı” belirtilerek 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile sanık hakkında iftira suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca beraat kararı verilmiştir.

IV. GEREKÇE
1. Cumhuriyet savcısının temyizinin sübuta ilişkin olmayıp sabit görülen eylemin şikayet hakkı kapsamında kalmadığı ve iftira suçunu oluşturduğuna yöneliktir. Bu haliyle suç nitelendirmesinin hukuka aykırı yapıldığına dair talebin temyiz incelemesini gerektirdiğinden, Tebliğnamedeki görüşe iştirak edilmemiştir.
2. 5237 sayılı Kanun’un 267 nci maddesinde düzenlenen iftira suçunun oluşabilmesi için; yetkili makamlara ihbar veya şikayette bulunarak işlemediğini bildiği halde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat edilmesi gerekmektedir. Dava konusu olayda, sanığın, alkol aldığı parkta tanışmış olduğu … ile parktan biraz uzaklaştıktan sonra aralarında meydana gelen kavga sırasında …’un yanında bulunan parktaki arkadaşları katılan ve mağdurun da darp olayına karıştıkları iddiasını içeren beyanının, maddi vakıalara dayandığı ve eyleminin anayasal şikayet hakkı kapsamında kaldığının kabulü ile sanık hakkında kurulan hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin 08.03.2017 tarihli ve 2017/281 Esas, 2017/493 Karar sayılı kararında Cumhuriyet savcısı tarafından ileri sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğnameye aykırı olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Antalya 5. Asliye Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 08.05.2023 tarihinde karar verildi.