Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2021/5931 E. 2023/9230 K. 28.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/5931
KARAR NO : 2023/9230
KARAR TARİHİ : 28.11.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2014/726 E., 2016/201 K.
SUÇLAR : Çocuğa ya da kendini savunamayacak durumda bulunan kişiye eziyet yapma
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ :Onama

Sanıklar hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan usul hükümlerine göre temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, temyiz isteklerinin süresinde olduğu ve reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Sapanca Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 05.10.2014 tarihli iddianamesi ile sanıklar hakkında
eziyet suçundan cezalandırılmaları istemiyle kamu davası açılmıştır.
2. Sapanca Asliye Ceza Mahkemesinin, 23.03.2016 tarihli kararı ile sanık … hakkında mağdurlar … ile … karşı iki kez eziyet suçundan 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, sanık … hakkında mağdur …’ e karşı eziyet suçundan 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılan … vekilinin temyiz isteği; Sanık … hakkında verilen beraat kararının doğru olmadığına, cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak tayin edilmesi gerektiği ve takdiri indirim uygulanmaması gerektiği gibi sebeplere ilişkindir.
Katılan … Bakanlık vekilinin temyiz isteği; alt sınırdan ceza tayinin doğru olmadığına, takdiri indirim olmamalı ve cezaların yeterli olmadığı gibi sebeplere ilişkindir.
Sanık … müdafiinin temyiz isteği; eziyet suçunun unsuru olan sistematik unsurunun olmadığına, yeterli delil olmadığına, mağdurun eğitim koçunun diğer sanık … olduğunu suçun unsurlarının oluşmadığı gibi sebeplere ilişkindir.
Sanık … müdafiinin temyiz isteği; sanığın tek eyleminin olduğu, suçun unsurlarının oluşmadığı, sistematik olmadığı, yeterli delil elde edilmediği gibi sebeplere ilişkindir,

III. OLAY VE OLGULAR
Dava konusu olay, sanık …’ın otizim hastası olan mağdur …’in diğer sanık …’nın ise diğer otizm hastası olan mağdur …’in yaşam koçu oldukları sanık …’ın mağdur …’i … isimli derneğin tuvaletinde herhangi bir neden olmaksızın ve eziyet kastıyla yüzüne defalarca vurmak suretiyle darp ettiği bu sırada bu darp görüntülerini de diğer sanık …’nın kayda alıp eyleme iştirak ettiği sanık …’nın ayrıca yaşam koçu olduğu mağdur …’i tanık …’ın beyanına göre bu şahsın işyerinde bulunduğu sırada gürültü yapmasını bahane ederek iki elini havaya kaldırıp duvara yüzü koyun yaslayarak kafasını duvara vurduğu ve bunun sonucunda mağdurun kaşında yarık olduğu bu suretle atılı eziyet suçunu işledikleri iddiasına ilişkindir.

IV. GEREKÇE
Katılan vekili temyiz dilekçesinde Sanık … hakkında verilen beraat kararının bozulmasını istemiş ise de sanık hakkında verilen bir beraat kararı olmadığı belirlenerek yapılan incelemede;
A.Sanıklar hakkında mağdur …’e karşı eziyet suçundan kurulan hükümler yönünden yapılan incelemede,
1. Dosya kapsamına göre, sanıkların otizm hastası olan beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan mağdura karşı nedensiz ve ölçüsüz sistematik şiddet eyleminde bulunup bunu kayda alarak eğlenceye dönüştürdükleri ve bunu sosyal medya ortamında yayınladıkları, bu hususun dosya içerisindeki görüntülerden sabit olduğu, sanık …’ın mağdur …’in defalarca kulaklarını çektiği, tokat attığı, bu esnada mağdurun yüz ifadelerinde yapılan eylemlerden korktuğu ve canının yandığının belli olduğu, sanıkların savunmaları ve tüm dosya kapsamındaki deliller birlikte değerlendirildiğinde, sanıkların bir dakikalık süre boyunca mağdura yönelik eylemlerin yaralama boyutunu aşarak mağdura eziyet çektirme ve bundan eğlenme amacı güttüğü anlaşılmakla Mahkeme kabul ve uygulamasının yerinde olduğu ve suçun unsurlarının oluştuğu anlaşıldığından sanıklar müdafiilerinin temyiz itirazı yerinde görülmemiş ve karar da hukuka aykırılık bulunmamıştır.
2. Mahkemesince gerekçesi gösterilmek suretiyle ceza tayin edildiği ve sanıklar hakkında takdiri indirim uygulanmasının nedenlerinin tartışıldığı anlaşılmakla, katılan vekili ile katılan kurum vekilin temyiz istekleri yerinde görülmemiş hükümlerde bu hususta hukuka aykırılık bulunmamıştır.

3. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ve yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanıklar müdafiilerinin ve katılan vekili ile katılan kurum vekilinin yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir.
B. Sanık … hakkında mağdur …’ e karşı eziyet suçundan kurulan hüküm yönünden yapılan incelemede,
5237 sayılı Kanun’un “Eziyet” başlıklı 96 ncı maddesinin birinci fıkrasında eziyet suçunun maddi unsuru, “bir kimsenin eziyet çekmesine yol açacak davranışları gerçekleştirmek” şeklinde belirtilmiş, ancak bu davranışların ne olduğu somut olarak ortaya konulmamıştır. Ancak maddenin gerekçesinde; eziyet olarak, bir kişiye karşı insan onuruyla bağdaşmayan ve bedensel veya ruhsal yönden acı çekmesine, aşağılanmasına yol açacak davranışlarda bulunulması gerektiği belirtilmiştir. Böylece kanun koyucu işkence suçuna ilişkin 94 üncü maddesinin birinci fıkrasındaki tanıma, eziyet suçunu düzenleyen 96 ncı maddenin metninde değil, gerekçesinde yer vererek eziyet suçunda fiilin arz ettiği özellikleri belirlemiştir. Bu durumda eziyet suçu ile işkence suçu, maddi unsuru bakımından benzerlik göstermektedir. Ancak eziyet suçu bakımından maddenin gerekçesinde, işkence suçunda öngörülen “algılama veya irade yeteneğinin etkilenmesine” yol açacak hareketten söz edilmemektedir.
Eziyet serbest hareketli bir suçtur. Mağdurun gerek bedensel gerek ise ruhsal yönden acı çekmesine neden olacak, mağdurda utanma, korku, acizlik ve değersizlik duygusu uyandırıp onurunu zedeleyecek hareketler eziyet kapsamındadır. Bu suç tipinde mağdur, objektif olarak aşağılayıcı ve ceza verici hareketler aracılığıyla, insan olma niteliğinin gerekli kıldığı düzeyin objektif olarak altında kalan ve kişiliğinin derhal ya da ileride gelişebilmesi için gerekli olan dengeye olarak etki edebilecek muamelelere tabi kılınmaktadır.
Eziyet teşkil eden fiiller, kasten yaralama, hakaret, tehdit, cinsel taciz niteliği taşıyabilirler. Ancak, bu fiiller, ani olarak değil, sistematik bir şekilde ve belli bir süreç içinde işlenmektedir. Eziyetten söz edebilmek için, maddenin gerekçesine göre eziyet oluşturan fiillerin sistematik bir şekilde gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Sistematik olmaktan kastedilen, mağdura karşı yapılan birden fazla saldırının, genel bir tutum çerçevesinde gerçekleştirilen davranışların bir parçası olması ya da önceden kararlaştırılmış, organize ve düzenli bir seyir izlemesidir. Sistematik olma hali, hareketlerin eziyet suçunu oluşturup oluşturmadığını tespite yarayan kriterlerden biridir. Hareketlerin sistematik biçimde uygulanması, mağdura yönelik davranışların belli bir süreç içinde düzenli ve bir bütünlük arz eder biçimde yapılmasını gerektirir. Bu sebeple mağdura yönelik hareketler, fail tarafından bilerek ve istenerek belirli bir süreçte genel bir tutum çerçevesinde bir bütünün parçası olarak veya belirli bir plan dahilinde işlenirlerse eziyet suçu oluşur. Burada çeşitli nitelikteki hareketler objektif olarak belirli bir şiddeti içermekte, asgari düzeyde bir ağırlığa ulaşmaktadır. Hareketler bir bütün halinde objektif olarak eziyet teşkil edecek boyuta ulaştığında, başka bir deyişle asgari bir düzeyde şiddete ulaştığında suç tamamlanmış olacaktır.

Dava konusu olayda sanık …’ın mağdur …’i berbere götürdüğünde mağdurun sözünü dinlememesi üzerine önce ensesinden tutup duvara yasladığı, başını duvara vurmaya çalıştığı, başaramayınca yeniden vurmaya çalıştığı ve vurduğu olayda sanık …’ın mağdur …’e yönelik eyleminin sistematik bir şekilde gerçekleştirildiği konusunda mahkumiyetine yeterli delil bulunmadığı tanığın beyanına göre ise olayın anlık yaşandığı anlaşılmakla sanığın beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda olan kişiye karşı kasten yaralama suçunu işlediği anlaşılmakla olayın vehameti oluş şekli ve meydana gelen zarar dikkate alınarak alt sınırdan uzaklaşılarak sanığın eylemine uyan 5237 sayılı Kanun’un 86/2,86/3-b maddesi gereği cezalandırılması gerekirken yazılı şekilde suç vasfında hataya düşülerek karar verilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.
Bu kabule göre ise;
Dairemizin 2020/2463 Esas sayılı dosyasında 01.10.2020 tarihli kararla, somut norm denetimi yoluyla iptal istemli başvuru üzerine Anayasa Mahkemesinin 14.01.2021 gün ve 2020/81 Esas, 2021/4 sayılı Kararı ile 5271 sayılı Kanun’a 17.10.2019 tarih ve 7188 sayılı Kanun’un 31 inci maddesiyle eklenen geçici 5 inci maddesinin “01.01.2020 tarihi itibariyle…. hükme bağlanmış ve kesinleşmiş dosyalarda … Basit yargılama usulü uygulanmaz” bölümündeki “hükme bağlanmış” ibaresinin Anayasanın 38 inci maddesine aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir.
2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 38 inci maddesinde suçun kanuniliği ve cezanın kanuniliği güvence altına alınmıştır. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 7 nci maddesinin birinci fıkrasında da aynı güvencelere yer verilerek “lehe kanunun uygulanması ilkesi” benimsenmiştir.
Maddi ceza hukukuna ilişkin hükümler içeren basit yargılama usulünün “hükme bağlanmış dosyalarda” uygulanmasını engelleyen 5271 sayılı Kanun’un geçici 5 inci maddesinin (d) bendindeki “hükme bağlanmış” ibaresinin basit yargılama usulü yönünden Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi nedeniyle temyiz davasına konu dosyalarda lehe hükümler içeren 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinin üçüncü fıkrasının uygulanması imkanının doğması ve bu konuda mahkemesince yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu bulunduğundan sanık hakkında kurulan hüküm bu yönüyle hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
A. Sanıklar hakkında mağdur …’e karşı eziyet suçundan kurulan hükümler yönünden,
Gerekçe bölümünde (A) bendinde açıklanan nedenlerle Sapanca Asliye Ceza Mahkemesinin, 23.03.2016 tarih kararında sanıklar müdafiileri, katılan Ayşegük vekili ile katılan kurum vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanıklar müdafiileri, katılan Ayşegük vekili ile katılan kurum vekilinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükümlerin, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
B. Sanık … hakkında mağdur …’e karşı eziyet suçundan kurulan hüküm yönünden,
Gerekçe bölümünde (B) bendinde açıklanan nedenlerle Sapanca Asliye Ceza Mahkemesinin, 23.03.2016 tarihli kararına yönelik sanık müdafii ve katılan kurum vekilinin temyiz istekleri yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğnameye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 28.11.2023 tarihinde karar verildi.