Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2021/5706 E. 2023/8807 K. 20.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/5706
KARAR NO : 2023/8807
KARAR TARİHİ : 20.11.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/459 E., 2016/218 K.
SUÇLAR : Parada sahtecilik, Başkasına ait kimlik bilgilerini kullanma
HÜKÜMLER : Beraat, Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan usûl hükümlerine göre temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, temyiz isteklerinin süresinde olduğu, temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Gebze Cumhuriyet Başsavcılığının 22.10.2015 tarihli iddianamesi ile sanık hakkında parada sahtecilik ve başkasına ait kimlik bilgilerini kullanma suçundan cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır
2. Gebze 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 19.04.2016 tarihli kararı ile sanık hakkında parada sahtecilik suçundan 3 yıl 6 ay hapis ve 3,600,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, başkasına ait kimlik bilgilerini kullanma suçundan beraat karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Cumhuriyet savcısının temyiz isteği; başkasına ait kimlik bilgilerini kullanma suçunun sabit olduğuna ilişkindir.

Sanığın temyiz isteği ;uzlaşma hükümlerinin uygulanmadığına, zararı gidermesi için süre verilmediğine, lehine hükümlerin uygulanması gerektiği gibi sebeplere ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Dava konusu olay, sanığın müştekilerin iş yerinde mağdur …’ın kimlik bilgilerini kullanarak alışveriş yapıp sahte para verdiği bu suretle atılı suçuı işlediği iddiasına ilişkindir.

IV. GEREKÇE
A. Parada Sahtecilik Suçu Yönünden Kurulan Hüküm;
1. Sanığın tevilli ikrar içeren savunması, yakalama ve teşhis tutanağı, kamera kaydı ve Türkiye Cumhuriyeti … Bankası raporu, ele geçen sahte banknotların sayısı ve ve tüm dosaya kapsamı birlikte değerlendirildiğine; Mahkemenin kabul ve uygulamasında isabetsizlik olmadığı atılı suçun uzlaştırmaya ve etkim pişmanlık hükümlerine tabi olmadığı, zararı giderilmesi için süre verilmesi gerekmediği, sanık hakkında lehine 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 62 nci maddesinin uygulanmama gerekçesinin yerinde olduğu, ceza miktarı itibariyle sanığın cezasının ertelenmesi veya hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin yasal şartların oluşmadığı anlaşılmakla sanığın temyiz istekleri de yerinde görülmemiş ve sanık hakkında kurulan hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır.
2. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanığın diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir.
B.Başkasına Ait Kimlik Bilgilerini Kullanma Suçu Yönünden Kurulan Hüküm;
Oluşa ve tüm dosya kapsamına göre; sanığın sahte banknotlarla mağdurlara ait iş yerlerinde alışveriş yaparken katılan …’nın kimlik bilgisini kullandığı, katılanın sanığın kimlik bilgisini kullanması sebebiyle soruşturmaya maruz kaldığı, sanığın işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma yapılmasını engellemek amacıyla bilinçli olarak katılanın kimlik bilgilerini kullandığı bu sebeple de katılan hakkında parada sahtecilik suçundan soruşturma yapıldığı anlaşılmakla sanık hakkında başkasına ait kimlik bilgilerini kullanma suçundan mahkumiyet yerine yazılı şekilde beraat kararı verilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.
Bu kabule göre ise, Anayasa Mahkemesi’nin, 02.08.2022 gün ve 31911 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 21.04.2022 gün ve 2020/87 Esas, 2022/44 sayılı kararı ile; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’na (5271 sayılı Kanun) 17.10.2019 tarih ve 7188 sayılı Kanun’un 31 inci maddesiyle eklenen geçici 5 inci maddenin (d) bendinde yer alan “…kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış…” ibaresinin “…seri muhakeme usulü…” yönünden Anayasaya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiş olması ve yargılama konusu suçun seri muhakeme usulüne tabi olması karşısında, sanık hakkında 5271 sayılı Kanun’un 250 nci maddesinde düzenlenen seri muhakeme usulünün uygulanabilmesi için yerel mahkemece dosyanın Cumhuriyet Başsavcılığına tevdii edilmesinde zorunluluk bulunması nedeniyle hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
A. Parada Sahtecilik Suçu Yönünden Kurulan Hüküm;
Gerekçe bölümünde (A) bendinde açıklanan nedenlerle Gebze 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 19.04.2016 tarihli kararında sanık tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanığın temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün Tebliğnameye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
B. Başkasına Ait Kimlik Bilgilerini Kullanma Suçu Yönünden Kurulan Hüküm;
Gerekçe bölümünde (B) bendinde açıklanan nedenlerle Gebze 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 19.04.2016 tarihli kararına yönelik Cumhuriyet Savcısının temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 321 inci maddesi gereği, Tebliğnameye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 20.11.2023 tarihinde karar verildi.