Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2021/5546 E. 2023/8864 K. 21.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/5546
KARAR NO : 2023/8864
KARAR TARİHİ : 21.11.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/41 E., 2016/223 K.
SUÇ : Başkasına ait banka veya kredi kartının izinsiz kullanılması suretiyle yarar sağlama
HÜKÜM : Mahkumiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan usul hükümlerine göre temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, temyiz isteğinin süresinde olduğu ve reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığının 04.04.2014 tarihli iddianamesi ile sanık hakkında nitelikli hırsızlık suçundan cezalandırılması için kamu davası açılmıştır.
2.Kayseri 7. Asliye Ceza Mahkemesinin, 08.04.2014 tarihli kararı ile İstanbul Anadolu Asliye Ceza Mahkemesinin yetkili olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir.
3.İstanbul Anadolu 39. Asliye Ceza Mahkemesinin, 19.04.2016 tarihli kararı ile sanık hakkında ek savunma verilerek başkasına ait banka veya kredi kartının izinsiz kullanılması suretiyle yarar sağlama suçundan 1 yıl 15 gün hapis ve 20,00 TL adli para cezası ile mahkumiyetine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz sebebi; kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna, kararın yokluğunda verildiğine, sübuta, antisosyal kişilik bozukluğunun bulunduğuna ve bu nedenle hakkında 5237 sayılı Kanun’un 32 nci maddesinin uygulanması gerektiğine ve saire ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1.Dava konusu olay; müştekinin kredi kartı bilgilerini bir şekilde ele geçiren sanığın bu kredi kartı bilgilerini kullanarak müştekinin bilgisi ve rızası dışında birden fazla kez harcama yapmak suretiyle yarar sağladığı iddiasına ilişkindir.
2.Müştekinin kredi kartı bilgileri kullanılarak … isimli işyerinden 27.05.2013 tarihinde saat 17:14’de 200,00 TL, 21:24’de 300,00 TL şifresiz harcama işlemi yapıldığı tespit edilmiştir.
3…. isimli işyeri işlemleri bayileri olan … … Telekom’dan yapıldığını bildirmiştir.
4.Müşteki savcılık beyanında; ”Dün Türkiye İş Bankasından hesabım olan 5437-*****6905651 kart nolu kredi kartımdan benim bilgim ve iznim dışında … adlı bir kullanıcı tarafından ekte fotokopisini sunduğum belgede de görüleceği gibi toplamda 500 TL olmak üzere 12 taksit şeklinde alışveriş yapmıştır. Bu şahıs benim kredi kartımın bilgilerine ulaşmıştır. Bu şahsın tespit edilerek cezalandırılmasını istiyorum. Şahıstan şikayetçiyim. ” demiştir.
5.Mağdurlar beyanlarında; ” müşteki 3 sene önce vefat etti. Ölmeden önce kredi kartından 500,00 TL fazla para çekildiğini öğrenince şikayette bulunmuştu, banka eşimin parasını iade etti, bu nedenle herhangi bir zararımız kalmadı, şikayetçi değiliz.” demişlerdir.
6.Sanık savunmasında; ”Ben söz konusu … Telekomun sahibi ve yetkilisiyim. Burada cep telefonu satışı gerçekleşir. … Telekom’un … ile anlaşması ve sanal posu vardı. 3D mail order yöntemi ile pazarladığımız ürünlerin karşılığını tahsil etme yetkisi veren ekrandır. İddiaya konu eylemi yani parayı … Elektronik Satış Pazarlama Ltd. Şti. yapmıştır. Bu şirkette benimdir. Ancak çalışanlarım tarafından gerçekleşmiştir. Çekilen para …’deki … Telekom hesabına yatmıştır. Ben bu kişiye büyük ihtimal elektrik tasarruf cihazı pazarlamışımdır, ya da chekup pazarlamışımdır. Ben sadece satmış olduğum tasarruf cihazlarından para kazanırım. Bu kişiye bir cihaz satmış isem bu görüşmeyi şirketimde çalışan 50-60 kişiden birisi yapmıştır. Bu kişi ile telefon görüşmesi yapan kişinin kim olduğunu bilmiyorum. Şirketim şuan kapalıdır. Bu şirketlerim nedeniyle çok sayıda dava vardır. Söylediğim gibi çalışanlarımıza pazarlamayı nasıl yapacaklarını, insanlarla ne konuşacaklarını parayı nasıl hangi yöntemle tahsil edecekleri konusunda eğitiriz. Bazen çalışanlarımızı prim usulü çalıştıkları için bir gün de üç değil de daha fazla alet satabilmek için müşterileri zorlamış olabiliyorlar. Bu gibi durumda geri dönüş yapan müşterilerin anında iadesini yapıyoruz. Bir de akşamleyin bazen ses kayıtlarını dinlediğimizde müşterinin aşırı zorlandığını, iradesinin hafiften fesata uğradığını anlayınca iadesini yaparız. Tam hatırlamıyorum ama iddiaya konu ürünün iadesi de yapılmıştır. Biz parayı çektiğimizde … hesabına para düşer, … hesaba düşen para karşılığı bize cep telefonu gönderir. Bizim sanal pos üyeliğimiz yok idi. Yani bankalar ile yok idi. … ile vardı. Bu nedenle ben bu suçu işlemedim. Bu kişinin zararı giderilmemiş ise hemen gidermeye hazırım. Giderip dekontunu mahkemenize sunacağım. Bu husus …’den sorulduğunda cevap verilir. Üzerime atılı suçu kabul etmiyorum. ” şeklinde beyanda bulunmuştur.

IV. GEREKÇE
1.Müteveffa müşteki …’nin zararının, sanık tarafından değil “Banka tarafından giderildiği”nin mirasçıları olan …, … ve … tarafından ifade edilmesine rağmen zararın sanık tarafından giderilip giderilmediği araştırılmadan sanık hakkında etkin pişmanlık hükümleri uygulanması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
2.Sanığın temyiz dilekçesinde psikolojik rahatsızlığının bulunduğunu belirterek, disosyal kişilik bozukluğunun (antisosyal kişilik bozukluğu) bulunduğuna dair sağlık raporu sunduğunun anlaşılması karşısında; belirtilen durumun Adli Tıp uygulamaları da nazara alındığında cezai ehliyeti ortadan kaldıran bir rahatsızlık niteliğinde olmadığı ve sanığın halen cezaevinde hükümlü olarak kaldığı anlaşılmakla, sanığın bu hususa ilişkin temyizi yerinde görülmemiş ve hükümde bu yönde hukuka aykırılık bulunmamıştır.
3.Oluşa ve dosya kapsamına göre; sanığın, bir şekilde müştekiyi yanıltarak elde ettiği kredi kartı bilgilerini kullanmak suretiyle bilgisi ve rızası dışında birden fazla kez alışveriş işlemi yapmak suretiyle atılı suçu işlediği ve sanığın hüküm tarihinde ceza infaz kurumunda bulunmadığı anlaşılmakla, yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfının doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından sanığın, kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna, kararın yokluğunda verildiğine, sübuta ilişkin ve yerinde görülmeyen diğer temyiz sebeplerinin de reddine karar verilmiş ve hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle, İstanbul Anadolu 39. Asliye Ceza Mahkemesinin, 19.04.2016 tarihli kararında sanık tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 21.11.2023 tarihinde karar verildi.