Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2021/5234 E. 2023/5033 K. 20.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/5234
KARAR NO : 2023/5033
KARAR TARİHİ : 20.06.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2016/113 E. 2016/237 K.
SUÇ : İftira
HÜKÜM : Beraat

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Bandırma Cumhuriyet Başsavcılığının 15.07.2015 tarihli iddianamesi ile sanık hakkında iftira suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 267 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca dava açılmıştır.

2. Bandırma 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 18.07.2016 tarihli kararı ile sanık hakkında iftira suçundan 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca beraat kararı verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılanın temyiz isteği;
İstanbul 16. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/211 Esas sayılı dava dosyasının sonucu beklenerek karar verilmesi gerekirken yeterli olmayan gerekçe ile sanık hakkında beraat kararının verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Dava konusu olay, sanığın katılanın kendisine yönelik tehdit ve hakarette bulunduğuna dair şikayette bulunarak iftira suçunu işlediği iddiasına ilişkindir.
2. a) Sanık, avukatlığını yaptığı … T.F.’nin katılanı olduğu, katılanın da sanığı olduğu hakaret olayına ilişkin Balıkesir 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/111 Esas sayılı dosyasının 05.06.2014 tarihli duruşmasında, “… Av. M.B. bu dava açıldıktan sonra beni Mayıs ayında iki farklı defa arayarak, “…’ı şikayetinden vazgeçir, yoksa kapına iki tane tinerci gönderirim, ölür giderin” bir defasında da “ bu sana son uyarım, kanını akıtırım, o…çocuğu”demiştir, ayrıca yine Mayıs ayında ofisime iki kişi göndererek, “ biz mümtaz ağabey tarafından gönderildik, onun hakkında Ağır Ceza’da yeni bir dava açılmış, şikayetten vazgeçin, bu iş kapansın, it herif, şikayeti geri çek, canını bağışlayalım” şeklinde tehditlere bizzat ben muhatap oldum,…” şeklinde beyanda bulunduğu,
b) Bu beyanlara istinaden İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 04.05.2015 tarihli iddianamesi ile katılan hakkında hakaret ve tehdit suçlarına azmettirme suçundan açılan dava ile yapılan yargılama neticesinde İstanbul 16. Asliye Ceza Mahkemesinin 30.04.2019 tarihli ve 2015/211 Esas, 2019/536 Karar sayılı kararı ile “Taraflar arasındaki davalar, tanık olarak beyanı alınan Vasilyani başka dosyalarda katılan yananda tanıklık yapması dikkate alınarak her hakaret ve tehdit olduğunda katılanın yanında bulunması hayatın olağan akışına aykırı olduğundan ve yine tanık Şenol’ un beyanına da yine katılanın müvekkili olması, telefon geldiğinde konuşan karşı tarafın kim olduğunu tam olarak bilemeyecek durumda olması, arada davaya konu husumet ve aradaki dosyalar dikkate alınarak sanığın tehdit ve tehdide azmettirme suçları sabit olmadığından beraatine, müşteki 19.04.2018 tarihinde verdiği dilekçesi ile şikayetinden vazgeçmiş olup, şikayetten vazgeçmeden vazgeçme de mümkün olmadığından 12.07.2018 tarihli dilekçesi dikkate alınmayarak hakaret suçundan açılmış olan davanın düşürülmesine” şeklinde karar verildiği ve bu kararların istinaf edilmeden 22.05.2019 tarihinde kesinleştiği belirlenmiştir.

IV. GEREKÇE
1. Sanığın iddiaları ile ilgili İstanbul 16. Asliye Ceza Mahkemesinin 30.04.2019 tarihli ve 2015/211 Esas, 2019/536 Karar sayılı kararı göz önünde bulundurulduğunda, sanığın savunmasının aksine üzerine atılı iftira suçundan mahkumiyetine yeter nitelikte kesin ve inandırıcı delil bulunmadığından, sanık hakkında kurulan hükümde hukuka aykırılık görülmemiştir.
2. Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, Mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dava dosyası içeriğine göre, katılanın yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Balıkesir 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 18.07.2016 tarihli kararında katılan tarafından ileri sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden katılanın temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğnameye aykırı olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 20.06.2023 tarihinde karar verildi.