Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2021/4981 E. 2023/9209 K. 28.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/4981
KARAR NO : 2023/9209
KARAR TARİHİ : 28.11.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/849 E., 2016/237 K.
SUÇ : Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması
HÜKÜM : Mahkumiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan usul hükümlerine göre temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, temyiz isteğinin süresinde olduğu ve reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının, 06.11.2015 tarihli iddianamesi ile sanık hakkında banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçundan cezalandırılması istemiyle dava açılmıştır.
2. Antalya 13. Asliye Ceza Mahkemesinin, 09.03.2016 tarihli kararı ile sanık hakkında banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçundan mahkûmiyetine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz isteği,
1. Katılanın kendi rızası ile kart bilgilerini verdiğine,
2. Mağdurenin yapılan işlem üzerinde denetim imkanı bulunduğuna,
3. Sanığın etkin pişmanlık hükümlerinden yararlandırılması gerektiğine,
4. Sanığın savunma hakkının kısıtlandığına,
Ve somut bir nedene dayanmayan diğer temyiz itirazlarına ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Dava konusu olay; olay günü mağdurenin, sanığın üzerine kayıtlı 0850 ile başlayan bir numaradan arandığı, görüşmeyi gerçekleştiren şahısların yine sanığın sahibi olduğu … Sağlık Hizmetlerinden aradığını söyleyerek, mağdurenin daha önce almış olduğu sağlık sigortası asistanlık hizmetinin iptal edileceğini belirtip, mağdureye ait kredi kartı bilgilerini ele geçirdiği, ardından söz konusu kredi kartından 349,00 TL çekim yapmak suretiyle atılı suçun işlendiği iddiasına ilişkindir.

IV. GEREKÇE
1. Oluşa ve dosya kapsamına göre, dosyadaki olgular itibarıyla sanığın sahibi ve yetkilisi olduğu … Sağlık Hizmetleri isimli iş yerinde kullanılan 0850 *** 71 11 numaralı hattan aranan mağdureye sağlık sigortası asistanlık hizmetlerinin iptal edileceği söylenerek, mağdureden kredi kartı ve adres bilgilerini aldıktan sonra, kendisine gelen şifrenin iletilmesi istendiği ve akabinde kredi kartından 349,00 TL harcama yapıldığı sabittir.
Sanık her ne kadar sahibi olduğu firma bünyesinde anlaşmalı kurumlarla check-up hizmeti sunduklarını, müştekiye de bu kapsamda hizmet verdiklerini, kredi kartının haksız olarak kullanılmadığını beyan ederek suçlamayı kabul etmemiş ise de, çağrı merkezi, danışmanlık şirketi adı altında kurulan bir çok şirketin, şahıslar ile “Hediye kontör veya para puan kazandınız ya da kredi kart aidatı, sigorta masraf aidatı iadesi yapılacağı, asistanlık hizmetinin sonlandırılacağı v.b.” gibi farklı sebeplerle iletişime geçerek, kişilerin iradelerini fesada uğratmak suretiyle kredi kart bilgilerini ve telefonlarına gelen 3D güvenlik şifrelerini edindikleri, daha sonra bu bilgiler ve şifreyi kullanarak karttan rıza dışı harcama yaptıkları, işlemleri genelde şifre ile yaparak ve harcama sonrası şahıslara küçük teknolojik ürünler, check-up sözleşmesi veya bir kısım belgelerin yer aldığı kargolar göndererek, yapılan işlemi yasal bir hizmet paket satışı şeklinde gösterdikleri, oysa ki mağdurlardan bilgilerin ve şifrelerin ele geçiriliş biçimi hileye dayandığından gerçek anlamda verilen bir rızadan bahsedilemeyeceği, nitekim UYAP entegrasyon ekranından, sanığın benzer eylemleri nedeni ile açılan dosyaları incelendiğinde, sanığın yetkilisi olduğu şirketin de bu şekilde faaliyet sürdürdüğü, bu bağlamda şirket yetkilisi sanık …’nın bu durumu bilerek hareket ettiği ve eyleminin sabit olduğu anlaşılmakla, sanığın mahkumiyetine ilişkin kararda isabetsizlik görülmemiş, Tebliğnamedeki bozma isteyen düşünceye iştirak edilmediği gibi sanık müdafiinin bu yöndeki temyiz itirazları da reddedilmiştir.
2. Banka veya kredi kartının kötüye kullanılması suçunun oluşması için başkasına ait bir banka veya kredi kartının ya da kart bilgilerinin her ne suretle olursa olsun ele geçirilmesi veya elde bulundurulması ve sahibinin rızası olmaksızın kullanılarak çıkar sağlanması gerektiği cihetle; mağdurenin sanık adına kayıtlı telefonla aranarak asistanlık hizmetinin iptal edileceği ve bunun için de kredi kartı bilgilerini vermesi gerektiği yönünde ikna edilerek, mağdureye ait kredi kartı bilgilerinin ele geçirilmesinden sonra, onun rızası olmaksızın bunun kullanılarak sanık lehine harcama yapılması şeklindeki eylemin, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 245 inci maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçunu oluşturduğundan, Tebliğnamedeki eylemin nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturacağına ilişkin görüşe iştirak edilmemiştir.
3. Tüm dava dosyası kapsamındaki deliller birlikte değerlendirildiğinde, İlk Derece Mahkemesinin sanığın üzerine atılı suçu işlediğine yönelik kabulünde bir isabetsizlik bulunmadığı, yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımın doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık müdafiinin diğer temyiz itirazları yerinde görülmediği gibi, kararda hukuka aykırılık bulunmamıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Antalya 13. Asliye Ceza Mahkemesinin, 09.03.2016 tarihli kararında sanık müdafiinin temyiz itirazları ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanık müdafiinin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün, Tebliğnameye aykırı olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 28.11.2023 tarihinde karar verildi.