Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2021/4950 E. 2023/8487 K. 07.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/4950
KARAR NO : 2023/8487
KARAR TARİHİ : 07.11.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2014/46 E., 2016/246 K.
SUÇ : Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanığın, evden ayrıldığı sırada, mağdur …’ın cüzdanında bulunan kredi kartını bilgisi dışında almasına ilişkin eylem yönünden, zamanaşımı süresi içerisinde işlem yapılması mümkün görülmüştür.
Cumhuriyet savcısının 09.04.2016 tarihli temyizinin, sanığın, mağdurun cüzdanında bulunan ve ekonomik değer taşıyan kredi kartını bilgisi dışında alması eyleminin hırsızlık suçunu oluşturduğuna yönelik ve sanığın aleyhine olduğu kabul edilmiştir.
Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan usûl hükümlerine göre temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, temyiz istemlerinin süresinde olduğu ve reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Osmancık Cumhuriyet Başsavcılığının, 18.03.2014 tarihli iddianamesi ile sanık hakkında banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçundan cezalandırılması istemiyle dava açılmıştır.
2. Osmancık Asliye Ceza Mahkemesinin, 24.03.2016 tarihli kararı ile sanık hakkında banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçundan mahkumiyetine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Cumhuriyet savcısının temyiz isteği,
Sanığın mağdura ait kredi kartını izinsiz şekilde aldığı sabit olduğu halde, ek savunma ile mahkumiyet hükmü kurulmadığına,
İlişkindir.
B. Sanığın temyiz isteği,
1. Suça konu kredi kartını mağdurun rızası dahilinde kullandığına,
2. İddianın hayatın olağan akışına aykırı olduğuna,
3. Gerekli inceleme yapılmadan karar verildiğine,
Ve somut bir nedene dayanmayan diğer temyiz itirazlarına ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Dava konusu olay; sanık ile mağdur …’ın gayriresmi olarak birlikte yaşadıkları, olay günü sanığın evi terk etmeden önce mağdura ait kredi kartını alarak evden ayrıldığı, söz konusu kredi kartı ile farklı iş yerlerinden alış veriş yapmak suretiyle atılı suçu işlediği iddiasına ilişkindir.

IV. GEREKÇE
1. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 225 inci maddesinin birinci fıkrasında öngörülen düzenlemeye göre, hüküm ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve fail hakkında verilebilir. Hükmün konusu iddianamede gösterilen eylemlerle sınırlıdır. Bir suçtan dava açılırken başka bir suçtan bahsedilmesinin, o suçtan dava açıldığı anlamına gelmediği açıktır. Bu kapsamda iddianamedeki anlatım ve nitelendirmeye göre, sanığın, mağdur …’ın cüzdanında bulunan 300,00 TL parasını çalmak suretiyle hırsızlık suçunu işlendiği iddiası ile sanık hakkında dava açıldığı anlaşılmakla; banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması fiilinin anlatılması sırasında, ekonomik varlığı bulunan kredi kartının da sanık tarafından alındığından bahsedilmesi, bu fiil yönünden dava açıldığı anlamına gelmediğinden, atılı eylem bakımından ön inceleme bölümünde işlem yapılmasına işaret edilmiş ve Cumhuriyet savcısının bu yöndeki temyiz itirazı reddedilmiştir.
2. Mağdurun aşamalardaki beyanları, sanığın tevil yollu ikrar içeren savunması, tanık ifadeleri, CD inceleme tutanağı, kredi kartı hesap dökümü ve tüm dava dosyası kapsamındaki deliller birlikte değerlendirildiğinde, sanığın üzerine atılı suçu işlediğine yönelik kararda bir isabetsizlik görülmemiş, yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımın, düzeltilen kısım dışında, doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanığın sübuta yönelik temyiz itirazları yerinde görülmemekle, kararda hukuka aykırılık bulunmamıştır.
3. Sanık hakkında hüküm kurulurken 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 245 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca belirlenen 3 yıl temel ceza üzerinden, 43 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 1/4 artırım ve 62 nci maddesinin birinci fıkrası gereğince 1/6 indirim yapıldıktan sonra, sonuç cezanın 3 yıl 1 ay 15 gün hapis olarak belirlenmesi gerekirken, sanığın 2 yıl 13 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmek suretiyle eksik ceza tayini hukuka aykırı bulunmuş ve bu hususun Yargıtay tarafından düzeltilmesi mümkün görülmüştür.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde (3) numaralı bentte açıklanan nedenle Osmancık Asliye Ceza Mahkemesinin, 24.03.2016 tarihli kararına yönelik Cumhuriyet savcısının temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 321 inci maddesi gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesi gereği hükmün 2. kısım 3. paragrafında yer alan ”…2 yıl 13 ay 15 gün…” ibaresi çıkartılarak yerine ”…3 yıl 1 ay 15 gün…” ibaresinin yazılması suretiyle hükmün, Tebliğnameye aykırı olarak, oy birliğiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 07.11.2023 tarihinde karar verildi.