Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2021/378 E. 2023/9335 K. 29.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/378
KARAR NO : 2023/9335
KARAR TARİHİ : 29.11.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/228 E. 2016/167 K.
SUÇLAR : Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, tehdit, yaralama
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında kurulan hükümlerin, temyiz edilebilir oldukları, temyiz edenin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, temyiz isteminin süresinde olduğu, temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Sındırgı Cumhuriyet Başsavcılığının 24.06.2015 tarihli iddianamesi ile sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, tehdit ve yaralama suçlarından cezalandırılması için kamu davaları açılmıştır.
2. Sındırgı Asliye Ceza Mahkemesinin, 05.05.2016 tarihli kararı ile sanığın kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, tehdit ve yaralama suçlarından mahkumiyetine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz istemi, atılı suçları işlemediğine ve hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanması gerektiğine yöneliktir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Dava konusu olay; sanığın mağdurun oğlu olduğu, olay günü kardeşinin ikametinde olan mağduru kendi ikametine çağırdığı, aile kuramamasının mağdurdan kaynaklı olduğunu düşünen sanığın eliyle ve silahtan sayılması gereken tepsi ile mağduru darp ettiği, akabinde ikametin dış kapısını kilitlediği, takriben bir saat mağdurun ikametten dışarı çıkamadığı, sanığın dışarı çıkması üzerine mağdurun buradan ayrılarak kendi ikametine geçtiği, bir gün sonrasında sanığın mağdurun ikametine gittiği ve mağdura hitaben “ya sen öleceksin ya ben” şeklindeki ifade ile mağduru tehdit ettiği bu suretle mağdura karşı yaralama, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve tehdit suçlarını işlediği iddiasına ilişkindir.
2. Mağdur hakkında aldırılan 12.06.2015 tarihli doktor raporuna göre, alt dudakta 0.5 cm iki adet yara, sağ kol dış kısımda 2 cm, sağ bilekte ise 5-6 cm boyutlarında morluk olduğu tespit edilmiştir.
3. Soruşturma evresinde bilgi ve görgüsüne başvurulan tanık E.Ö. 12.06.2015 tarihli kolluk beyanında; kendisinin sanıkla beraber yaşadığını, olay günü mağdurun ikametlerine geldiğini, sanığın mağdurun kolunu büktüğünü, siniyi alıp mağdurun kafasına vurduğunu, daha sonra sanığın ikametin kapısını kilitleyerek mağdurun ikametten ayrılmasına izin vermediğini, bir gün sonrasında ise bu sefer sanığın mağdurun ikametine gittiğini, bağrışma sesleri duyduğunu, sanığın mağduru “ya sen öleceksin, ya ben” şeklindeki ifade ile tehdit ettiğini beyan etmiştir.

IV. GEREKÇE
A. Sanık hakkında tehdit ve yaralama suçlarından kurulan hükümlere yönelik olarak yapılan temyiz incelemesinde;
Her iki hüküm bakımından; adli sicil kaydında 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 231 inci maddesinin uygulanmasına engel mahkumiyeti bulunmayan ve hakkında mahkemece yeniden suç işlemeyeceği hususunda olumlu kanaate varıldığı nazara alınarak hapis cezaları ertelenen ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanmasını kabul eden sanık hakkında 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin beşinci fıkrası uyarınca uygulama koşulları bulunan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararları verilmesi gerekirken, yasal imkansızlıktan söz edilerek hatalı gerekçe ile her iki suçtan kurulan hükümlerde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına kararları verilmesi hususu hukuka aykırı bulunmuştur.
Münhasıran tehdit suçundan kurulan hüküm bakımından; 02.12.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34 üncü maddesi ile değişik 5271 sayılı Kanun’un 253 üncü maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş olup sanığa isnat edilen 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 106 ıncı maddesinin birinci fıkrası kapsamındaki farklı tarihte işlenen tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında olduğu anlaşılmakla, uzlaştırma işlemi yapılıp sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunmuştur.

B. Sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçundan kurulan hükme yönelik olarak yapılan temyiz incelemesinde ise;
1. Adli sicil kaydında 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin uygulanmasına engel mahkumiyeti bulunmayan ve hakkında mahkemece yeniden suç işlemeyeceği hususunda olumlu kanaate varıldığı nazara alınarak hapis cezası ertelenen ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanmasını kabul eden sanık hakkında 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin beşinci fıkrası uyarınca uygulama koşulları bulunan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesi gerekirken, yasal imkansızlıktan söz edilerek hatalı gerekçe ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına kararı verilmesi hususu hukuka aykırı bulunmuştur.
2. Sanığın kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu işlemesi sonrasında mağdurun şahsına yönelik herhangi bir zarar vermediği, kendisinin ikametten ayrılması esnasında mağdurun da ikametten ayrılmasını engellemeye dönük bir eyleminin bulunmadığı ayrıca mağdurun kendi isteğiyle sanığın ikametinden ayrıldığı sırada sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan soruşturmaya da başlanmadığı anlaşılmakla; sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 110 uncu maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümleri gereğince indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi hukuka aykırı bulunmuştur.
3. Kabule göre de; uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesindeki hak yoksunluklarının uygulanmaması, hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
Gerekçe bölümünün (A) ve (B) bentlerinde açıklanan nedenlerle Sındırgı Asliye Ceza Mahkemesinin, 05.05.2016 tarihli kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükümlerin 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 321 inci maddesi uyarınca Tebliğnameye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 29.11.2023 tarihinde karar verildi.