Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2021/2384 E. 2023/5040 K. 20.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/2384
KARAR NO : 2023/5040
KARAR TARİHİ : 20.06.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/10 E., 2016/5 K.
SUÇ : Üstsoy altsoy babalık analık yada eşe eziyet yapma
HÜKÜM : Beraat

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan usul hükümlerine göre temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, temyiz isteğinin süresinde olduğu, ve reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Darende Cumhuriyet Başsavcılığının 06.01.2015 tarihli iddianamesiyle sanık hakkında eşe karşı eziyet suçundan cezalandırılması istemiyle dava açılmıştır.
2. Darende Asliye Ceza Mahkemesinin 13.01.2016 tarihli kararıyla sanık hakkında eşe karşı eziyet suçundan beraat kararı verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Cumhuriyet savcısının temyiz isteği; dosya kapsamında dinlenen tanık beyanları, mağdurun soruşturma aşamasında alınan beyanı ile adli rapor ve diğer tüm deliller dikkate alındığında, sanığın üzerine atılı suçu işlediğinden bahisle mahkumiyeti yerine beraati ile eşe karşı kasten yaralama suçundan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Dava konusu olay, olay tarihinde yaklaşık 2 ay önce evlenen sanık ile evlenen mağdurun, evli bulundukları süre boyunca sanık tarafından tehdit edildiği, darp edildiği, hakaret edildiği, bedensel ve ruhsal bakımdan acı çekmesine neden olacak şekilde davranıldığı, telefonu alındığından kimseye haber veremediği ve kolluk tarafından bulunduğu yerden ihbar üzerine alındığında vücudunda birden çok yaralanma izinin bulunduğu iddiasına ilişkindir.

IV. GEREKÇE
1. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 96 ncı maddesinde “bir kimsenin eziyet çekmesine yol açacak davranışları gerçekleştiren kişi…” ibaresi yer almakta olup Kanunda eziyet kabul edilen eylemler tanımlanmamaktadır. Madde gerekçesinde ise “eziyet olarak, bir kişiye karşı insan onuruyla bağdaşmayan ve bedensel veya ruhsal yönden acı çekmesine, aşağılanmasına yol açacak davranışlarda bulunulması gerekir. Aslında bu fiiller de kasten yaralama, hakaret, tehdit, cinsel taciz niteliği taşıyabilirler. Ancak, bu fiiller, ani olarak değil, sistematik bir şekilde ve belli bir süreç içinde işlenmektedirler. Bir süreç içinde süreklilik arzeder bir tarzda işlenen eziyetin özelliği, işkence gibi, kişinin psikolojisi ve ruh sağlığı üzerindeki tahrip edici etkilerinin olmasıdır. Bu etkilerin uzun bir süre ve hatta hayat boyu devam etmesi, eziyetin bu kapsamda işlenen fiillere nazaran daha ağır ceza yaptırımı altına alınmasını gerektirmiştir.” denilmektedir.
2. Dosya kapsamında yer alan mağdurun ağabeyi olan tanık A.Ü’nün mağdurdan haber alamadığını ve durumundan endişe ettiğini belirterek BİMER üzerinden yaptığı ihbar üzerine, polis tarafından sanık ve mağdurun bulundukları ikamete gidildiğinde, mağdurun ağladığının, yüzünde ve gözünde şişlikler olduğunun görülmesi üzerine hastaneye götürülen mağdur hakkında alınan adli raporda, mağdurun vücudunda hem eskiye dayanan hem de yeni olan morluklar ve ekimozların olduğunun belirtildiği, tanık olarak dinlenen B.K.’nin ve sanığın annesi Ş.Z.’nin alınan beyanlarında mağdurun sürekli olarak darp edildiğinin ve hakarete uğradığının ifade edildiği, sanığın ise soruşturma aşamasında, mağdurun cep telefonunu aldığını beyan ettiği böylece sürekli ölümle tehdit edildiğini iddia eden mağdurun yardım için kimseyle iletişim kuramadığı anlaşılması karşısında, sanığın eylemi kül halinde 5237 sayılı Kanun’un 96 ncı maddesinin ikinci fıkrasının b bendinde yer alan eşe karşı eziyet suçunu oluşturduğu kasten yaralama fiilinin suçun unsuru olduğu tek bir fiilden açılan dava hakkında tek bir hükmün kurulması gerektiği gözetilmeden eylem ikiye bölünerek , ayrı ayrı yazılı şekilde karar verilmesi, 5271 sayılı Kanun’un (5271 sayılı Kanun) 225 inci maddesinin birinci fıkrasına aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Darende Asliye Ceza Mahkemesinin, 13.01.2016 tarihli kararına yönelik Cumhuriyet savcısının temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğnameye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 20.06.2023 tarihinde karar verildi.