Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2021/2198 E. 2023/6833 K. 02.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/2198
KARAR NO : 2023/6833
KARAR TARİHİ : 02.10.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2014/389 E., 2016/114 K.
SUÇLAR : Başkasına ait banka veya kredi kartının izinsiz kullanılması suretiyle yarar sağlama, dolandırıcılık
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Düzelterek Onama, bozma

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan usul hükümlerine göre temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, temyiz isteğinin süresinde olduğu ve reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Milas Cumhuriyet Başsavcılığının 13.09.2014 tarihli iddianamesi ile sanık hakkında başkasına ait banka veya kredi kartının izinsiz kullanılması suretiyle yarar sağlama ve dolandırıcılık suçlarından kamu davası açılmıştır.
2. Milas 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 04.03.2016 tarihli kararı ile sanık hakkında başkasına ait banka veya kredi kartının izinsiz kullanılması suretiyle yarar sağlama suçundan 3 yıl 6 ay hapis, dolandırıcılık suçundan 1 yıl 6 ay hapis cezası ile mahkûmiyet kararı verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz isteği; atılı suçu işlemediğine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
1.Dava konusu olay; sanığın katılanları ucuz şeker alma konusunda kendilerine yardımcı olacağını söyleyerek katılan …’ten 3.100 TL, katılan …’den 500 TL nakit para aldığı ancak şekerleri getirmediği, yine kendisine para geleceğini söyleyerek katılan …’in Denizbank banka kartını aldığı, katılanın bilgisi ve rızası dışında 18.05.2014-20.05.2014 tarihleri arasında 7 ayrı işlemle toplam 14.000 TL nakit avans çektiği iddiasına ilişkindir.
2.Denizbank vadesiz hesap cüzdanı, ATM güvenlik kamera görüntülerine ilişkin CD izleme tutanağı mevcuttur.

IV. GEREKÇE
A.Başkasına ait banka veya kredi kartının izinsiz kullanılması suretiyle yarar sağlama, suçu yönünden
5237 sayılı Kanun’un 245 inci maddesinin birinci fıkrası gereğince hapis cezasının yanında ayrıca adli para cezasına da hükmedilmesi gerektiğinin ve sanığın, katılan …’in hesabından farklı tarihlerde nakit avans çektiğinin sabit olması karşısında, başkasına ait banka veya kredi kartının izinsiz kullanılması suretiyle yarar sağlama suçundan hüküm kurulurken sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 43 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
1.Sanığın, kendisine para geleceğini ancak hesap numarası olmadığını söyleyerek katılan …’in Denizbank banka kartını aldığı, bu hesapta tanımlanan 14.000 TL nakit avansı katılanın bilgisi ve rızası dışında farklı tarihlerde birden fazla işlemle çektiği anlaşılmakla; mahkemenin sübuta, suç kastının varlığına, suçun yasal unsurlarının oluştuğuna ve suç niteliğine ilişkin kabulünde bir isabetsizlik görülmediğinden hükümde bir hukuka aykırılık bulunmamış, yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri reddedilmiştir.
2.Sanık kurulan hükümde, Yargıtay tarafından düzeltilmesi mümkün görülen “Sanığın üzerine atılı suçun 20.05.2014 tarihinde işlendiği, suç tarihinde sonra 29.05.2014 tarihinde kesinleşen mahkumiyetin tekerrüre esas alınması ve ikinci kez tekerrür yerine hukuki dayanağı bulunmayan sanığın üçüncü kez mükerrir sayılmasına karar verilmesi” nin dışında bir hukuka aykırılık görülmemiştir.
B.Dolandırıcılık suçu yönünden
Taraflara soruşturma aşamasında uzlaştırma teklifi yapılmış ise de, uzlaşma teklifinin yapıldığı tarihte sanığın üzerine atılı dolandırıcılık suçunun uzlaşma kapsamında bulunmadığı ve yapılan uzlaştırma teklifinin de hukuken geçersiz olduğu, 02.12.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34 üncü maddesi ile değişik 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 253 üncü maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 157 inci maddenin birinci fıkrasında düzenlenen suçların uzlaştırma kapsamına alındığı nazara alınarak, uzlaştırma işlemi yapılıp sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
1.Gerekçe bölümünde A nolu bentte açıklanan nedenle Milas 5.Asliye Ceza Mahkemesinin, 04.03.2016 tarihli kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesi gereği hüküm kısmındaki 2 nolu paragrafın 8 alt paragrafında bulunan ” Bodrum 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 2012/683 Esas ve 2013/517 sayılı ilamındaki hakaret suçundan verilen 1 yıl 2 ay hapis cezası” ibaresi çıkartılarak yerine ” Milas 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 2009/207 Esas – 2009/1175 Karar sayılı mahkumiyet kararı” ibaresinin yazılması, “3. KEZ” ibaresinin “2. KEZ” olarak değiştirilmesi” suretiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2.Gerekçe bölümünün (B) bendinde açıklanan nedenle Milas 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 04.03.2016 tarihli kararına yönelik sanığın temyiz istemi yerinde görüldüğünden sair yönleri incelenmeyen hükmün 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi uyarınca Tebliğnameye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 02.10.2023 tarihinde karar verildi.