Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2021/18453 E. 2023/8310 K. 01.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/18453
KARAR NO : 2023/8310
KARAR TARİHİ : 01.11.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2020/840 E., 2021/119 K.
SUÇ : Hakkı olmayan yere tecavüz
HÜKÜMLER : Hükmün düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddi
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun’un) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Alaşehir Cumhuriyet Başsavcılığının 22.07.2014 tarihli iddianamesiyle sanık hakkında mala zarar verme ve hakkı olmayan yere tecavüz suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 151 inci maddesinin birinci fıkrası, 154 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır.

2. Alaşehir Asliye Ceza Mahkemesinin 02.05.2019 tarihli kararı ile sanık hakkında mala zarar verme suçundan 2.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, hakkı olmayan yere tecavüz etme suçundan hapis cezasından çevrilen 3.000 TL ile doğrudan verilen 80,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, karar verilmiştir. Mala zarar verme suçundan dolayı verilen mahkumiyet kararı 02.05.2019 tarihinde kesinleşmiştir.
3. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 25. Ceza Dairesinin, 07.01.2021 tarihli kararı ile sanık hakkındaki mahkumiyet hükmünün tamamen kaldırılarak yerine, “sanığa yüklenen suçun unsurları gerçekleşmediğinden CMK’nun 223/2-a maddesi uyarınca beraatine, yargılama nedeniyle bu suç yönüden resen yapılan giderlerinin kamu üzerinde bırakılmasına” ibarelerinin eklenmesi suretiyle, düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılan vekilinin temyiz istemi; tahliye kararından sonra deponun kapı kilidini değiştiren sanığın atılı suça yönelik kasıtlı eyleminin sabit olup cezalandırılmasına karar verilmesi gerektiğine, beraat kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Dava konusu olay katılanın evinde kiracı olan sanık hakkında mahkeme yoluyla taşınmazdan tahliyesine yönelik karar aldırdığı, tahliye kararı sonrası sanığın katılanın bilgisi ve rızası olmadığı halde evin altında bulunan deponun kilitlerini değiştirdiği, deponun içerisine koymuş olduğu eşyaları çıkarmadığı, sanığın bu eylemlerinin mala zarar verme ve hakkı olmayan yere tecavüz etme suçunu oluşturduğu iddiasına ilişkindir.
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince taraf beyanları ve İlçe Jandarma Komutanlığı ekiplerinin tutmuş oldukları tutanaktan sanığın katılana ait deponun kilidini değiştirdirdiği, yine kilidini değiştirdiği için katılanın kendisine ait depodan yararlanmasına engel olduğu, bu şekilde üzerine atılı mala zarar verme ve hakkı olmayan yerden tecavüz suçlarını işlediği anlaşılmakla sanığın mahkûmiyetine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Bölge Adliye Mahkemesince katılana ait daireyi kiralayarak onun rızasıyla kullandığı bina altındaki depoya eşyalarını koyan sanığın, İcra Hukuk Mahkemesi’nin 11/07/2013 tarihli tahliye kararından sonra kendiliğinden daireyi boşalttığı ve aksi kanıtlanamayan savunmasına göre; çöpe atılacak gereksiz eşyalarını kira döneminde katılanın bilgisi dahilinde kullandığı depoda bıraktığı olayda; şikayet üzerine kolluk tarafından düzenlenen 11/01/2017 tarihli olay yeri görgü tespit tutanağında işaret olunan, uyuşmazlığa konu depoda bulunan eşyaların hurda olduğuna yönelik tespitin, sanığın çöpe atılacak gereksiz eşyaları daireyi tahliye ederken bıraktığına dair savunmasını desteklemesi, tahliyeden sonra kilidin değiştirildiği ve yeniden eşya konulduğuna ilişkin bir iddiaya yer verilmeyip, bu hususta bilgi yada beyanda da bulunulmamış olması ve icra mahkemesinden alınan tahliye kararının icra memuru eliyle infazı suretiyle mecurun tahliyesinin mümkün olması karşısında, şikayetin tahliye sırasında bırakılan eşyaların çıkartılması ve değiştirilen kilidin anahtarlarını temine yönelik hukuki uyuşmazlık mahiyetinde olması nedeniyle yüklenen suçun unsurlarının oluşmadığı gözetilerek sanığın beraatine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
A. Tebliğname Yönünden
Ceza Genel Kurulunun 17.05.2022 tarihli, 2020/248 Esas, 2022/359 Karar sayılı ilamı ve 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde ”İlk derece mahkemesinin kararında usule veya esasa ilişkin herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığını, delillerde veya işlemlerde herhangi bir eksiklik olmadığını, ispat bakımından değerlendirmenin yerinde olduğunu saptadığında istinaf başvurusunun esastan reddine, aynı Kanun’un 303 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a), (c), (d), (e), (f), (g) ve (h) bentlerinde yer alan ihlallerin varlığı hâlinde hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine” duruşma açılmasına gerek olmadan karar verilebileceğinin düzenlenmiş olması ve aynı Kanun’un 303 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde ”Olayın daha ziyade aydınlanması gerekmeden beraate veya davanın düşmesine ya da alt ve üst sınırı olmayan sabit bir cezaya hükmolunması gerekirse” şeklinde yer alan düzenleme birlikte değerlendirildiğinde istinaf mahkemesince dosya üzerinden beraat kararında kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından Tebliğnamedeki görüşe iştirak edilmemiştir.
B.Katılan vekilinin temyiz isteklerine yönelik
Tüm dava dosyası kapsamında elde edilen delillerden sanığın katılana ait olan evi kira karşılığı 11.07.2013 tarihine kadar kullandığı, sanığın kiracı iken evin alt katında bulunan depoyu da katılanın bilgisi ve rızası dahilinde kullandığı, katılanın sanığın deponun kapı kilidini değiştirdiği ve evin tahliyesi kararı sonrası eşyalarını buradan almayarak depoyu boşaltmadığı, bu nedenle depoya giremediği, işyeri olarak kiraya veremediği iddiasında bulunduğu, sanığın ise katılana ait hurdaların da depoda olması nedeniyle hangisinin katılana, hangisinin kendisine ait olduğunu bilmediğinden, eşyaları çöp olarak nitelendirdiğinden evi tahliye ederken depoyu boşaltmadığı, deponun anahtarları kendisinden istenildiğinde de şehir dışında olmasından dolayı anahtarları teslim edemediğine yönelik savunmalarının bulunduğu, 11.01.2017 tarihli olay yeri görgü tespit tutanağında “depo içerisine girildiğinde hurda diye tabir edilen işe yaramaz, gereksiz demir parçaları ve yün çuvalları olduğu”nun belirtildiği anlaşılmakla olay yeri görgü tespit tutanağının sanığın savunmasını destekler nitelikte olması karşısında sanığın eyleminde suç işleme kastı ile hareket ettiğine dair mahkumiyet kararı verilmesine yeterli, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden katılan vekilinin yargılama aşamalarında ileri sürdüğü iddiasından farklı olarak tahliye kararından sonra eski eşyaların depoya konulduğundan bahisle atılı suçun sabit olduğuna yönelik temyiz itirazı yerinde görülmemiş, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 25. Ceza Dairesince sanığın beraatine karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 25. Ceza Dairesinin, 07.01.2021 tarihli kararında katılan vekilinin öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Alaşehir 2. Asliye Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 25. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 01.11.2023 tarihinde karar verildi.