Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2021/18027 E. 2023/8677 K. 08.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/18027
KARAR NO : 2023/8677
KARAR TARİHİ : 08.11.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2020/219 E., 2021/232 K.
SUÇ : Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan usûl hükümlerine göre temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, temyiz isteğinin süresinde olduğu ve reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Tekirdağ Cumhuriyet Başsavcılığının 05.05.2010 tarihli iddianamesi ile sanığın, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan cezalandırılması talebi ile dava açılmıştır.
2. Tekirdağ 2.Asliye Ceza Mahkemesi tarafından sanık hakkında verilen 03.02.2011 tarihli kararın sanık ve müdafisi tarafından temyizi üzerine Dairemizin 10.06.2014 tarihli ilamı ile, suç vasfı nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.
3. Bozmaya uyularak; Tekirdağ 2.Asliye Ceza Mahkemesinin 21.10.2014 tarihli kararı ile, sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir.
4. Sanığın denetim süresi içerisinde kasten yeni suç işlemesi nedeniyle, Tekirdağ 2.Asliye Ceza Mahkemesinin 25.03.2021 tarihli kararı ile hükmün açıklanmasına, sanığın kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan “1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, CMUK 326/son maddesi uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına” karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık ve müdafiinin temyiz istemi, savunma hakkının kısıtlandığına, yapılan 3 duruşmaya vekilinin çağrılmadığına, adli raporda darp cebir izi bulunmadığına, mahkemece keşif yapılması gerektiğine, suç kastı bulunmadığına, adli sicil kaydıma göre karar verilmesinin hukuka aykırı olduğuna ilişkindir.

III. OLAYLAR VE OLGULAR
1. Dava konusu olay, mağdurenin öğrencileri olan tanık B.Y. ve C.S. ile sokakta yürüdükleri sırada sanığın arkalarından gelerek mağdurenin arabaya binmesini istediği, kabul etmemesi üzerine kolundan tutup zorla araca bindirerek kafeteryaya götürdüğü, mağdurenin tanık B.Y.’yi araması üzerine, onların da kafeteryaya geldikleri ve mağdurenin tanıklarla birlikte ayrılmasından sonra sanığın tekrar yanlarına gelerek mağdureyi zorla araca bindirdiği, tanık BY’nin de mağdureye bir şey olacağı endişesiyle aynı araca bindiği , tanık C.S.’nin ise durumu hemen polise bildirmesi üzerine aracın yolda durdurulduğu ve bu suretle kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun işlendiği iddiasına ilişkindir.
2. Mağdurenin soruşturma aşamasındaki beyanlarında, sanık ile uzun süre arkadaşlık yaptıklarını ancak sanığın ayrılmayı kabul etmediğini ve olay günü tanıklarla caddede yürüdüğü sırada sanığın araçla yanına gelerek kolundan tutmak suretiyle zorla araca bindirerek kafeteryaya götürdüğü, tanık B.Y.’yi arayıp yardım istemesi üzerine onların da kafeteryaya geldikleri ve birlikte mekandan çıktıktan sonra sanığın tekrar yanlarına gelerek kolundan tutup zorla araca bindirdiğini beyan ettiği anlaşılmıştır.
3. Tanık B.Y. ve C.S. beyanlarında, sanığın mağdureye bağırarak ve kollarından tutarak zorla araca bindirdiğini beyan ettikleri anlaşılmıştır.
4. 10.04.2010 tarihli tutanakta, tanık C.S.’nin öğretmeni olan mağdurenin 34 VG 9… Plakalı araca zorla bindirilerek kaçırıldığını ihbar etmesi üzerine yapılan araştırma sonucunda İstanbul Yolu Baykallar Kavşağında aracın durdurulduğu ve sanığın yakalandığı belirtilmiştir.

IV. GEREKÇE
Sanığın vekaletnameli müdafinin 26.09.2010 tarihli ilk duruşmada ve devam eden duruşmalarda bizzat bulunarak beyanda bulunduğu, ihbar üzerine hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının açıklanması için yapılan ilk celsede ise sanığın duruşmada müdafii talebinin olmadığını beyan ettiği anlaşılmakla Tebliğnamede sanığın savunma hakkının kısıtlandığından bahisle bozma isteyen (1) nolu bentteki görüşe iştirak olunmamıştır.
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanun’a uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık ve müdafinin yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir.

Sanık hakkında kurulan hükümde 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 326 ncı maddenin son fıkrası uyarınca kazanılmış hak nedeniyle cezasının 10 ay hapis cezası üzerinden infaz olunacağının belirtilmesi ile yetinilmesi gerekirken, ”10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına” denilerek hükmolunması dışında bir hukuka aykırılık görülmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Tekirdağ 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 25.03.2021 tarihli kararına yönelik sanık ve müdafinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesi gereği hüküm fıkrasında sonuç cezanın belirlendiği bölüm çıkarılarak yerine “bozma öncesi aleyhe temyiz bulunmadığı gözetilerek, 1412 sayılı Kanun’un 326/son maddesin uyarınca sonuç ceza miktarı açısından sanığın kazanılmış hakkının dikkate alınması suretiyle cezasının 10 ay hapis cezası üzerinden infazına” ibaresinin eklenmesi suretiyle hükmün, Tebliğnameye kısmen aykırı olarak, oy birliğiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 08.11.2023 tarihinde karar verildi.