Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2021/17987 E. 2023/9266 K. 29.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/17987
KARAR NO : 2023/9266
KARAR TARİHİ : 29.11.2023

MAHKEMESİ :Sulh Ceza Hakimliği
SAYISI : 2020/391 Değişik iş
SUÇ : Yalan tanıklık
KARAR :Kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın kabulü
KANUN YARARINA BOZMA YOLUNA BAŞVURAN: Adalet Bakanlığının istemi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ: İlgili kararın kanun yararına bozulması

Yalan tanıklık suçundan şüpheli hakkında yapılan soruşturma sonucunda Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının 10.01.2019 tarihli ve 2017/81444 soruşturma, 2019/2730 sayılı kararı ile kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, bu karara yönelik şikayetçi vekilinin itirazı üzerine Antalya 4. Sulh Ceza Hâkimliğinin 12.02.2020 tarihli ve 2020/391 değişik iş sayılı kararıyla itirazın kabulü ile kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kaldırılmasına kesin olmak üzere karar verildiği anlaşılmıştır.
Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 309 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca, 04.10.2021 tarihli evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 01.11.2021 tarihli ve KYB-2021/124686 sayılı Tebliğnamesi ile soruşturma dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:

I. İSTEM
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 01.11.2021 tarihli ve KYB-2021/124686 sayılı kanun yararına bozma isteminin;
“Dosya kapsamına göre, Antalya 4. Sulh Ceza Hâkimliğinin 12/02/2020 tarihli kararı ile şüpheli hakkında kamu davası açılması gerektiğinden bahisle müşteki vekilinin 26/12/2019 tarihli itirazının kabulü ile anılan kararın kaldırılmasına karar verilmiş ise de; soruşturmaya ilişkin işlemlerin müşteki adına vekil marifeti ile Avukat … tarafından takip edildiği ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun “Vekile ve kanuni mümessile tebligat” başlıklı 11. maddesinde yer alan “Vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligat vekile yapılır.” şeklindeki düzenleme nazara alındığında, müşteki vekiline kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın 04/02/2019 tarihinde işyerindeki daimi çalışanına teslim ile tebliğ edildiği halde, 15 günlük itiraz süresi geçtikten sonra 26/12/2019 tarihinde itirazda bulunulduğu anlaşılmakla, itirazın süre yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde isabet görülmemiştir.”
Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.

II. GEREKÇE
1. 5271 sayılı Kanun’un 160 ncı maddesi uyarınca, bir suçun işlendiği ihbarını alan Cumhuriyet savcısı, delil toplayıp maddi gerçeği araştırmaya başlayarak, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe bulunması halinde, aynı Kanun’un 170 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca iddianame düzenleyip kamu davasını açmakla, yeterli şüphe bulunmaması halinde ise 172 nci madde uyarınca kovuşturmaya yer olmadığına karar vermekle görevli bulunmaktadır. Buna karşın Cumhuriyet savcısının kararına itiraz üzerine Sulh Ceza Hakimliğince Cumhuriyet savcısı tarafından gerekli delillerin toplanmadığı veya araştırmanın olayın özelliğine göre yetersiz kaldığının açıkça anlaşıldığı durumlarda, soruşturmanın eksik yapıldığından bahisle, genişletilmesine gerek görürse bu hususu açıkça belirtmek suretiyle 5271 sayılı Kanun’un 173 ncü maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca soruşturmanın genişletilmesi kararı vererek, Cumhuriyet Başsavcılığından talepte bulunabilir. Cumhuriyet Başsavcılığı belirtilen eksikleri tamamlayıp delilleri topladıktan sonra itirazı incelemek üzere dosyayı yeniden Sulh Ceza Hakimliğine gönderir. Sulh Ceza Hakimi bu kez dosyayı inceleyip itirazı kabul veya reddeder.
2. 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun “Vekile ve Kanuni Mümessile Tebligat” başlıklı 11 inci maddesinin, inceleme konusu ile ilgili olan birinci fıkrası; “Vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligat vekile yapılır.” şeklinde düzenlenmiştir.

3. Belirtilen yasal düzenlemeler ışığında inceleme konusu dava dosyası değerlendirildiğinde; 10.01.2019 tarihli kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın şikayetçi vekiline 04.02.2019 tarihinde usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği, şikayetçi vekilinin bu karara karşı 15 günlük yasal süreden sonra 26.12.2019 tarihinde itiraz ettiği anlaşılmakla, Mahkemece yapılan itirazın reddi yerine kabulüne karar verilmesi, Kanun’a aykırı olup kanun yararına bozma talebi yerinde görülmüştür.

III. KARAR
1. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin KABULÜNE,
2. Antalya 4. Sulh Ceza Hakimliğinin, 12.02.2020 tarihli ve 2020/391 Değişik İş sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin üçüncü fıkrası gereği, oy birliğiyle KANUN YARARINA BOZULMASINA,
5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin dördüncü fıkrasının (b) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 29.11.2023 tarihinde karar verildi.