Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2021/17854 E. 2023/8463 K. 06.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/17854
KARAR NO : 2023/8463
KARAR TARİHİ : 06.11.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2020/308 E., 2020/697 K.
SUÇ : Hakkı olmayan yere tecavüz etme
HÜKÜMLER : Beraat
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Temyiz talebinin esastan reddi ile hükümlerin onanması

İlk Derece Mahkemesince kurulan hükümlere yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararların; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir oldukları, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Sarıkaya Cumhuriyet Başsavcılığının 16.01.2019 tarihli iddianamesiyle sanıklar hakkında hakkı olmayan yere suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 154 üncü maddesinin birinci fıkrası, 151 inci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddeleri uyarınca cezalandırılmaları istemiyle kamu davaları açılmıştır.
2.Sarıkaya Asliye Ceza Mahkemesinin, 13.11.2019 tarihli kararı ile sanıklar hakkında hakkı olmayan yere tecavüz suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 154 üncü maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesi, 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi, 52 nci maddesinin ikinci ve dördüncü fıkraları uyarınca hapis cezasından çevrili 3.000,00 TL ve doğrudan verilen 80,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmalarına karar verilmiştir.
3.Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 8. Ceza Dairesinin, 26.02.2020 tarihli kararı ile sanıklar hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükümlere yönelik Cumhuriyet savcıları ve sanıklar müdafilerinin istinaf başvurularının kabulüne karar verilerek, 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi, 303 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına İlk derece mahkemesinin kararında her bir sanık için ayrı ayrı kurulan hükümde sanıkların 6 ay hapis ve 5 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına, sanıkların cezasından 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesi gereğince takdiren 1/6 oranında indirim uygulanırken 5 ay ve 4 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına şeklinde hüküm kurulduğu, fakat kurulan bu hükümde 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesi gereğince takdiren 1/6 oranında indirim uygulanırken 5 ay hapis ve 4gün adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesi gerektiği anlaşıldığından mahkemece yapılan bu maddi hata düzeltilerek her bir sanık için ayrı ayrı verilen hükmün A, B ve C fıkralarının 2 numaralı bentlerinin “Sanığın duruşmadaki tutum ve davranışı ile yargılamanın aydınlatılmasına yardımcı oluşu lehine indirim sebebi sayılarak cezasından TCK 62. Maddesi gereğince takdiren 1/6 oranında indirim yapılarak 5 AY HAPİS ve 4 GÜN ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA” şeklinde hükümlerin düzeltilmesine karar verilmiştir.Bölge Adliye mahkemesi Cumhuriyet savcısının karara itirazı üzerine Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 8. Ceza Dairesinin 06.03.2020 tarihli karar ile Cumhuriyet savcısının itirazının kabulüne karar verilerek Düzeltilerek İstinaf Başvurusunun Reddine ilişkin kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.
4.Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 8. Ceza Dairesinin, 12.11.2020 tarihli kararı ile sanıklar hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükümlere yönelik Cumhuriyet savcıları ve sanıklar müdafilerinin istinaf başvurularının kabulüne karar verilerek, 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca duruşmalı yapılan inceleme neticesinde aynı Kanun’un 280 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile sanıklar hakkında hakkı olmayan yere tecavüz suçlarından, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a ve c) bentleri uyarınca beraatlerine, düzeltilerek istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılanlar vekilinin temyiz istemi alınan bilirkişi raporunda katılanlara ait taşınmazda zarar meydana geldiğinin sabit olduğuna, suçun maddi unsurlarının oluştuğunun açık olduğuna, kanun maddesinde taşınmazdan kısmende olsa yararlanmanın engellenmesinin suçun oluşması için yeterli olduğunun belirtildiğine, sanıkların suça konu yerin başkasına ait olduğunu bilerek ve kasten taşınmazdan geçtiğinin sabit olduğuna, bunu yıllardır yaptıklarına, sanıkların katılanların taşınmazlarından geçerek hem mala zarar verip hemde taşınmazlarından kısmende olsa faydalanmalarına engel olarak atılı suç işledikleri için cezalandırılmaları gerektiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Dava konusu olay sanıkların katılanlara ait olan … köyü 143 ada 43 parsel, 143 ada 85 parsel ve 143 ada 84 parselde bulunan buğday ekili tarlaların içerisinden suç tarihinde şeker pancarı ürünü yüklü traktörleriyle ve kamyonlarıyla geçmek suretiyle ekili alana zarar verip hakkı olmayan yere tecavüz etme ve mala zarar verme suçunu işledikleri iddiasına ilişkindir.
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Sanıkların eyleminin soruşturma aşamasında tutulan tutanak ve sanıkların ikrarı ile sabit olduğu, sanıkların pancar ekili olan taşınmazlarının katılanların taşınmazlarıyla bitişik olduğu,sanıkların katılanların ekli olan taşınmazına yol olarak kullanmak suretiyle zarar verdikleri, bu hususun sanıkların kısmen ikrarı ile de sabit olduğu yine tanık beyanlarında da sanıkların katılanların ekili olan taşınmazını daha kısa olduğu için yol olarak kullandıklarını, başka yol olmasına rağmen daha uzun olması nedeniyle katılanların taşınmazından geçtikleri yönünde olduğu, bu suretle sanıkların savunmalarının suçtan kurtulmaya yönelik olduğu, bu haliyle sanıkların katılanların taşınmazının içinden ana yola daha kısa şekilde geçmek için katılanlara ait olduğunu bilerek ve isteyerek kısmen zapt ederek atılı suçu işledikleri, sanıkların eyleminin bir bütün halinde mala zarar verme ve hakkı olmayan yere tecavüz suçunu oluşturduğu bu suretle 5237 sayılı Kanun’un 44 üncü maddesi gereğince daha ağır cezayı içeren suç olan hakkı olmayan yere tecavüz etme suçundan cezalandırılmaları gerektiği gerekçesiyle mahkumiyet hükümleri kurulmuştur.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Sanık savunmaları dikkate alınarak Dairemizce yerel mahkeme olan Sarıkaya Asliye Ceza Mahkemesi marifetiyle suça konu mahalde keşif yaptırılmış ve keşif neticesinde kadastro bilirkişisi tarafından rapor düzenlenmiş olup, düzenlenen raporda; “Ekli kroki 1 de gösterilen yol durumunu gösterir kadastral durum çıktısında 31/03/1998 tarihinde kesinleşen … köyü kadastro çalışmalarındaki parsellerin yol durumları görülmektedir. Kadastral durum çıktısında davaya konu parsellerin yollarının olmadığı, yolun sadece krokisinde sarı renkle gösterilen Kayseri- Yozgat karayolu ile davaya konu parsellerin kuzeyinde bulunan ve köyün batısından köy içine giden arazi yolundan başka yol olmadığı görülecektir. Kadastrol durum krokisinde sanık … ‘a ait parselleri kırmızı renkte gösterilmiştir. Ekli kroki 2’de gösterilen alternatif yol güzergahları çıktısında keşif günü itibarıyla sanık … ‘ın 143 ada 80 nolu parselinin kuzeyinden başlayarak 143 ada 76 nolu, 61 nolu, 65 nolu, 66 nolu parsellerin içinden sınırlarını takip ederek köyün batısından gelen kadastro çalışmalarında yol olarak ölçülen arazi yoluna çıktığı görülmüştür. Bu güzergah 1. Alternatif güzergah olarak pembe renkle gösterilmiş olup, müştekilerin sanığın başka yerden yolu var diye iddia ettikleri alternatif güzergahtır. Ekli kroki 2’de 2. alternatif yol güzergahı olarak gösterilen mavi renkle belirtilen hat sanık … ‘a ait olan 143 ada 81 nolu parselin güney batı köşesinden başlayarak Semih Şahin’e ait olan 143 ada 136 nolu parselin batı ve güney sınırını takiben güney sınırından Kayseri-Yozgat karayoluna ulaşabileceği alternatif yol hattıdır. Keşif günü itibariyle yapılan zemin incelemesinde gerek davaya konu parseller için gerekse diğer şahıs parselleri için parsellerin karayolu ile bağlantılarının sadece müşteki …’a ait olan 143 ada 140 nolu parselin güney sınırından karayolu ile kesiştiği noktadan giriş çıkış yapıldığı görülmüştür. Karayolu kenarındaki taşınmazların bile karayolu kenarındaki derin şevden dolayı karayoluna çıkışlarının olmadığı, giriş çıkışı müşteki …’a ait olan 143 ada 140 nolu parselin güney sınırını kullanarak yaptıkları görülmüştür. Alternatif yol güzergahları gösterilmiş olsa da gerek sanık parselleri için gerekse diğer şahıs parselleri için parsellerin karayoluna ulaşımda tek alternatifin karayolu kenarındaki derin şevden dolayı müşteki …’a ait olan 143 ada 140 nolu parselin güney sınırını kullanarak yaptıkları zeminde mevcut olan giriş çıkış noktası olduğu tespit edilmiştir.” denilmek suretiyle sanıkların kendi arazilerine gitmek için başka yollarının olmadığı yönündeki savunmalarını doğruladığı, dolayısıyla gerek sanık savunmaları gerekse yeniden aldırılan bu bilirkişi raporu dikkate alındığında sanıkların başka alternatif yolları olmadığından kendi arazilerine gitmek için katılanların arazilerinden geçmek zorunda kaldıkları, her ne kadar bu geçme sırasında katılanın arazilerinde ekili bulunan buğdaylardan taşıtların tekerlek izi kadar kısmının zarar görmesi söz konusu olsa da, sanıkların başka alternatif yolları olmadığından bu güzergahı kullanmaları nedeniyle katılanların arazilerine ve dolayısıyla ekinlerine zarar verme kastı içerisinde olmadıkları, bu nedenle mala zarar verme suçunun unsurunun oluşmayacağı gibi sanıkların katılanlara ait parsellere yönelikte tecavüzlerinden bahsedilemeyeceği ve bu açıdan da hakkı olmayan yere tecavüz suçunun unsurlarının da oluşmayacağı gerekçesiyle sanıklar hakkında beraat kararları verilmiştir.

IV. GEREKÇE
Sanık savunmaları, katılan ve tanık beyanları, yapılan keşif alınan bilirkişi raporları ile tüm dava dosyası kapsamında elde edilen delillerden sanıkların olay tarihinde ve öncesinde kendilerine ait taşınmazda yetiştirdikleri pancarları kamyon ve traktörlerle uyarı ve ikazlara rağmen herhangi bir hakka dayanmadan katılanlara ait taşınmazlardan geçirip katılanlara ait taşınmazları yol olarak kullanmak suretiyle katılanların taşınmazlarından kısmende olsa yararlanmaların engel oldukları anlaşılmakla haklarında hakkı olmayan yere tecavüz suçundan mahkumiyet hükümleri kurulması yerine yazılı şekilde beraatlerine karar verilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle katılanlar vekilinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 8. Ceza Dairesinin, 12.11.2020 tarihli kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğnameye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendi uyarınca takdîren Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 8. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 06.11.2023 tarihinde karar verildi.