Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2021/17763 E. 2023/4816 K. 14.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/17763
KARAR NO : 2023/4816
KARAR TARİHİ : 14.06.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2019/2287 E., 2020/1497 K.
SUÇ : İnfaz kurumuna veya tutukevine yasak eşya sokmak
HÜKÜM : Beraat kararının kaldırılması ile mahkûmiyet

İlk Derece Mahkemesi’nce verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; karar tarihi itibariyle temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan usul hükümlerine göre temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, temyiz isteminin süresinde olduğu ve reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Denizli Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 29.08.2018 tarihli iddianamesiyle sanık hakkında infaz kurumuna veya tutukevine yasak eşya sokmak suçundan kamu davası açılmıştır.
2. Denizli 9. Asliye Ceza Mahkemesinin 12.06.2019 tarihli kararı ile sanık hakkında infaz kurumuna veya tutukevine yasak eşya sokmak suçundan 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca beraat kararı verilmiştir.
3. Cumhuriyet savcısının istinaf istemi üzerine Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesinin 15.10.2020 tarihli kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükmün kaldırılmasına, sanığın infaz kurumuna veya tutukevine yasak eşya sokmak suçundan 1 yıl 8 ay hapis cezası ile mahkûmiyetine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz isteği; sübuta, suçun unsurlarının oluşmadığına ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Dava konusu olay; Denizli Açık Ceza İnfaz Kurumu’nda hükümlü olarak bulunan sanığın kalmış olduğu odasında kurum yetkilileri tarafından yapılan kısmi aramada sanığın kullanmış olduğu dolapta ceza infaz kurumunda bulundurulması ve kullanılması yasak olan, saldırı ve savunma amacıyla kullanılabilecek kesici mahiyetteki falçatayı bulundurduğu iddiasına ilişkindir.

IV. GEREKÇE
1. 17.06.2005 tarihli ve 25848 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Ceza İnfaz Kurumlarında Bulundurulabilecek Eşya ve Maddeler Hakkında Yönetmelik’in, “El işi faaliyetleri” başlıklı 14 üncü maddesi;
“Hükümlülerin, gerekli malzemeler kantinden temin edilmek koşuluyla, el işi faaliyetlerini, ceza infaz kurumlarının uygun bölümlerinde yapmaları esastır.
Ceza infaz kurumunun güvenliğini bozmamak kaydı ile bu faaliyetlerin devamına koğuş, oda ve eklentilerinde izin verilebilir.
Maket bıçağı, tornavida gibi kesici ve delici alet ile boyama ve yapıştırmada kullanılan madde ve malzemelerin koğuş, oda ve eklentilerinde bulundurulmasına izin verilmez.”
Şeklinde düzenlenmiştir. Bu düzenleme ile ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlü ve tutukluların el işi faaliyetlerini nerede ve ne şekilde yürütebileceklerine dair usul ve esaslar belirlenmiştir. Buna göre, hükümlü ve tutukluların koğuş, oda ve eklentilerinde el işi faaliyetleri yapmaları izne tabi tutulmuştur. Ancak, maket bıçağı, tornavida gibi kesici ve delici aletler ile boyama ve yapıştırmada kullanılan madde ve malzemelerin anılan yerlerde bulundurulmasına izin verilmeyeceği belirtilmiştir.
Silahtan neyin anlaşılması gerektiği, 5237 sayılı Kanun’un “Tanımlar” başlıklı 6 ncı maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde beş alt bent halinde sıralanmıştır. Buna göre;
a. Ateşli silâhlar,
b. Patlayıcı maddeler,
c. Saldırı ve savunmada kullanılmak üzere yapılmış her türlü kesici, delici veya bereleyici alet,
d. Saldırı ve savunma amacıyla yapılmış olmasa bile fiilen saldırı ve savunmada kullanılmaya elverişli diğer şeyler,
e. Yakıcı, aşındırıcı, yaralayıcı, boğucu, zehirleyici, sürekli hastalığa yol açıcı nükleer, radyoaktif, kimyasal, biyolojik maddeler silah sayılmaktadır.
5237 sayılı Kanun’un 297 nci maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesinde düzenlenen suçun tipe uygun eylem unsuru, infaz kurumuna veya tutukevine silah sokulması yahut bulundurulması olduğundan, bu suçun işlenip işlenmediğinin tespiti için öncelikle somut olayda eyleme konu nesnenin, aynı Kanun’un 6 ncı maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde belirtilen anlamda bir silah olup olmadığının belirlenmesi gerekmektedir. Zira, 5237 sayılı Kanun’un 297 nci maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesinde kastedilen “silah”ın, aynı Kanun’un 6 ncı maddesinde tanımlanan nesnelerden olduğu anlaşılmaktadır.
Yukarıda yazılı açıklamalar ışığında dava konusu olay değerlendirildiğinde; Sanığın hükümlü olarak kaldığı ceza infaz kurumunda bulundurduğu 3-4 cm uzunluğunda kesici ve delici kısmı bulunan maket bıçağının 5237 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesinin (f) bendindeki tanıma göre silah olarak değerlendirilmesi gerektiği ve ceza infaz kurumunda bulundurulmasının yasak olduğu anlaşılması karşısında; sanığın eyleminin 5237 sayılı Kanun’un 297 nci maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi kapsamında kaldığına ilişkin Bölge Adliye Mahkemesinin kabulünde isabetsizlik bulunmamış ve sanığın sübuta ve suçun unsurlarının oluşmadığına ilişkin temyiz sebebi yerinde görülmediğinden sanık hakkında kurulan hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır.
2. 5237 sayılı Kanun’un 297 nci maddesinin dördüncü fıkrasında ”birinci ve ikinci fıkralarda tanımlanan suçların konusunu oluşturan eşyayı yanında bulunduran veya kullanan hükümlü veya tutuklu, bunu kimden ve ne suretle elde ettiği hususunda bilgi verirse verilecek ceza yarı oranında indirilir.” hükmü yer almaktadır. Sanık aşamalardaki savunmalarında, söz konusu maket bıçağını … isimli bir şahıstan temin ettiğini ileri sürmüştür. … isimli şahıs sanık hakkında yapılan disiplin dosyasına sunmuş olduğu dilekçede tahliye olurken söz konusu maket bıçağını sanığa kendisinin verdiğini belirttiği, Ceza İnfaz Kurumunda bulunan hükümlülerden kovuşturma aşamasında tanık sıfatı ile beyanında, maket bıçağının Bünyamin’e ait olduğunu beyan etmiştir. Sanığın ele geçen maket bıçağını kimden ve ne suretle ele geçirdiğini beyan eden ve bu beyanı doğrulayan sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 297 nci maddesinin dördüncü fıkrasının uygulanması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde (2.) bendinde açıklanan nedenlerle sanığın temyiz istemi yerinde görüldüğünden Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesinin 15.10.2020 tarihli kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğnameye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendi uyarınca takdîren Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 14.06.2023 tarihinde karar verildi.