Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2021/17297 E. 2023/9226 K. 28.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/17297
KARAR NO : 2023/9226
KARAR TARİHİ : 28.11.2023

MAHKEMESİ: Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2013/906 E., 2014/ 501 K.
SUÇ : Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması
İNCELEME KONUSU KARAR : Mahkûmiyet
BOZMA YOLUNA BAŞVURAN : Adalet Bakanlığının istemi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : İlgili kararın kanun yararına bozulması

İzmir 16. Asliye Ceza Mahkemesinin, 03.07.2014 tarihli kararı ile sanık hakkında başkasına ait kimlik bilgilerini kullanma suçundan 1 yıl hapis cezası cezalandırılmasına ilişkin hükmün, temyiz edilmeksizin 09.10.2014 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 309 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca, 12.08.2021 tarihli ve 2021/3261 sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 29.09.2021 tarihli ve KYB-2021/102864 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:

I. İSTEM
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 29.09.2021 tarihli ve KYB-2021/102864 sayılı kanun yararına bozma isteminin;

“Dosya kapsamına göre; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’un 7/2, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 2/2 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 9/3. maddeleri karşısında, sanığın hırsızlık suçundan yakalanması üzerine müşteki …’nun kimlik bilgilerini söyleyerek parmak izi verdiği tarihin, yani suçun işlendiği tarihin 18/09/2004 olduğu, sanığın sübutu kabul edilen iftira suçunun, 765 sayılı Türk Ceza Kanununda karşılığını oluşturan 285/1. maddesinde öngörülen hapis cezasının üst sınırı, zamanaşımını kesen diğer nedenler ile sanık hakkındaki mahkûmiyet kararının 03/07/2014 tarihinde verildiği hususları dikkate alındığında, 765 sayılı Kanun’un 102/4 ve 104/2. maddeleri uyarınca 7 yıl 6 aylık olağanüstü zamanaşımı süresinin 18/03/2012 tarihinde dolduğunun anlaşılması karşısında, sanık hakkında mahkemesince kabul edilen eyleminden dolayı gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle düşme kararı verilmesi yerine yazılı şekilde ve sanığın aleyhine sonuç doğuracak suretle mahkûmiyetine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.”
Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.

II. GEREKÇE
1. 5237 sayılı Kanun’un ” Başkasına ait kimlik bilgilerini kullanılması” başlıklı 268 inci maddesinin birinci fıkrası;
“İşlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimliği veya kimlik bilgilerini kullanan kimse, iftira suçuna ilişkin hükümlere göre cezalandırılır.”
Şeklinde düzenlendiği,
Aynı Kanun’un ” İftira” başlıklı 267 nci maddesinin sekizinci fıkrası;
“(8) İftira suçundan dolayı dava zamanaşımı, mağdurun fiili işlemediğinin sabit olduğu tarihten başlar..”
Şeklinde düzenlenmiş olduğu anlaşılmıştır.
2. Bu kapsamda inceleme konusu dava dosyası değerlendirildiğinde; Hükümlünün 18.05.2006 tarihinde müşteki …’ın evinde işlediği hırsızlık suçu hakkında yapılan soruşturma kapsamında olay mahallinde bulunan parmak izinin 18.09.2004 tarihinde mağdur … adına sisteme kayıtlı olduğu anlaşılmakla mağdur hakkında İzmir 20. Asliye Ceza Mahkemesinin 2010/768 Esas sayılı dosyasında kamu davası açıldığı, yapılan yargılama sonunda …’nun 25.04.2013 tarihli kararla atılı suçu işlemediğinin anlaşılması ile beraatine karar verildiği ve kararın temyiz edilmeksizin 10.07.2013 tarihinde kesinleştiği bu suretle her ne kadar hükümlü parmak izini sisteme mağdur adına 18.09.2004 tarihinde kayıt olmasına neden olmuş ise de mağdurun atılı suçu işlemediğinin 10.07.2013 tarihinde sabit olduğu anlaşılmakla 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 267 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği atılı suç için zamanaşımının bu tarihten itibaren başlayacağı ve karar tarihi itibariyle zamanaşımına uğramadığı belirlenmekle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.

III. KARAR
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, kanun yararına bozma istemi doğrultusunda düzenlediği Tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesindeki koşulları taşımayan KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNİN oy birliğiyle REDDİNE,

Dava dosyasının, Mahkemesine sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 28.11.2023 tarihinde karar verildi.